Huzur ve eğlence cenneti

Zuma Restoran: 

Otelin ana binasında yer alan muhteşem manzarayı izlerken, arkadan çalan hafif müzik eşliğinde suşilerinizi yiyip kokteyllerinizi yudumlayacağınız, ambiyansına bayıldığım bir mekan...

Manos Restoran:

Asıl doğuş yeri Yunan adası Simi olan bir taverna havasındaki Manos’ta tabak kırmalar, sirtakiler ve bilumum Yunan dansları ile gecenizi şenlendiriyorsunuz.

Sahibi Yiannis masanıza kadar gelip sohbet ediyor, sizlerle beraber sirtaki yapıyor. Anlayacağınız Manos hiç yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer. Pancar salatası ve meşhur Yunan mezesi kızarmış saganaki’yi (kızarmış peynir) mutlaka deneyin.

La Guerite:

Eğlencenin tavan yaptığı bir mekan! Tam da otelin en ucunda yer alan bir eğlence adasının ortasında.

Otelin iskelesinden 10 dakikada bir sizi La Guerite’e götürecek tekneler kalkıyor. İsterseniz sabahtan giderek tüm günü orada geçirebiliyorsunuz, isterseniz öğlen yemeğiyle beraber direkt eğlenceye dahil olabiliyorsunuz.

Ben öğle yemeğine gittim, kadayıflı karidesleri ve menüye yeni eklenen lagos balığını yiyip çalan müziklerle felekten bir gün çaldım.

Gittiğinizde işletmecisi Ömer Düvenci ile tanışın.

İşi bilen, vizyon sahibi biri kendisi.

Hatta benim selamımı da söyleyebilirsiniz.

Maris Kitchen: Otelin kendi restoranı olan Maris’in menüsünde yok yok. İskender mi dersiniz, pide çeşitleri mi, Halep usulü lahmacun mu...

Ne isterseniz var. Hatta bir mantı yapıyorlar, parmaklarınızı yememeniz mümkün değil! Tam bir yaz mekanı olmuş.

Bu sene ilk sezonu. Yemeğinizi yedikten sonra yanında bir top vanilyalı dondurma ile fırın sütlaç yemeden masadan kalkmayın.

Nusret:

E tabii ki son gece Nusret’te yemek yemeden otelden ayrılamazdım.

Otelde kendine güzel bir alan yapmış Nusret. Burada da et şovlarını ve yabancı turistlerin restoranın her köşesinde fotoğraf çekme çabalarını görüyorsunuz.

Nusret’in kendisi buraya geldiğinde neler olacağını düşünemiyorum bile...