ATO Başkanı Sinan Aygün, geçtiğimiz ay iki günlüğüne Almanya’ya gitti. Dönüşte pasaportunun dikkatle ve uzun uzun incelediğini görünce, polise ne olduğunu sordu.
Pasaport polisi "Schengen vizeniz bir yıllık. Ama bir kez giriş yapabiliyorsunuz. Siz oda başkanısınız. Çoklu giriş verilmesi beklenirdi" dedi.
Sinan Aygün Ankara’ya dönünce, süresi dolmuş öteki Schengen vizelerine alıcı gözüyle baktı. Fransa, İtalya, Belçika’dan aldığı Schengen vizelerinin hepsi, "multi" yani "çoklu giriş" ibaresini taşıyordu.
Bunun üzerine Almanya’nın Ankara büyükelçisi Eckart Cuntz’a hitaben bir mektup kaleme aldı.
150 bin üyeli ATO’nun başkanlığını 10 yıldır sürdürdüğünü, sık sık yurtdışına çıktığını vurgulayıp "bunlara Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile yapılan resmi ziyaretlerin dahil olduğunu" belirtti veşöyle dedi:
İLTİCA EDERİM DİYE Mİ KORKTUNUZ
Kısa süre sonra resmi ve üst düzey bir heyetin içinde yer alarak ülkenize ziyarette bulunacak olsam, demek ki tekrar vize başvurusu yapmam gerekecektir.Vizenin amacının yasadışı göç ve iltica taleplerini engellemek olduğu biliniyor.
Acaba ’ATO Başkanı, bir kereden fazla ülkenize giriş yaparsa iltica eder’ diyebir korkuya mı kapıldınız? Eğer böyle bir düşünceniz varsa, hemen söyleyeyim; başıma ne gelirse gelsin bir başka ülkeye iltica etmeyi aklıma dahi getirmem. Yok, Sinan Aygün’ün ’bir yılda bir kere girmesi yeter’ diyorsanız, bunun nedenini açıklamak durumundasınız."
Bu mektup üzerine Aygün’ün vizesi, "geri çağrıldı" ve bir yılda bir kere girmesine izin verilen bölüm "multi" olarak değiştirildi.
Ancak ATO Başkanı Aygün, süresi bir yıllık vizeye tek giriş verilmesinin -sonradan düzeltilse bile- iyi niyetli bir işlem olmadığını; Türk vatandaşlarının AB’ye girişinde vize istenmesinin hukukdışılığına dair ilişkin kampanyası nedeniyle bu işleme maruz kaldığını düşünüyor.
Merkez Bankası ile Finans Merkezi ilişkisi
Geçtiğimiz salı (18 Aralık 2007) bu sütunda, Vakıfbank’ın İstanbul’a taşınma hazırlıklarını haber veren yazımızın finali, "Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasıyla İstanbul’un finans merkezi olması arasındaki ilişkinin ikna edici olmadığı" ifadesiyle bitiyordu.
Tesadüf; o gün Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın, 2008 Para ve Kur Politikaları’nı açıklayacağı basın toplantısı vardı. Ve toplantı bitiminde salonu dolduran biz gazetecilerin yönelttiği yağmur gibi sorularının büyük bölümü, Merkez Bankası’nın taşınması ve 16 aydır yapılmayan atamalara ilişkindi.
Sorulara sabırla yanıt veren Başkan Yılmaz’ın taşınma konusundaki son mesajı bizim için özel bir anlam taşıyordu. Şöyle dedi Başkan Yılmaz:
"İstanbul’un Finans Merkezi olmasıyla, Merkez Bankası’nın taşınması arasındaki ilişkinin daha net ortaya konulması lazım."
Banka taşınacak. Ya Elektronik Ödeme Sistemi ve Banknot Matbaası?
Taşınma için kanun değişikliği gerekiyor. Bunun için de siyasi irade gerekli. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek bunu yapacaklarını söyledi zaten.
Ama kuruluş kanununda, adresi açıkça "Ankara" yazan Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımak için gerekli olan siyasi irade yeterli mi, orası epeyce tartışma götürür.
Dile kolay. Türkiye’deki bankacılık sektörünün, elektronik ödemeleri sistemi Merkez Bankası’ndan yani Ulus’tan yönetiliyor.
Taşınma için kanun çıkarıldığında, elektronik ödeme sistemi ne olacak? Merkez Bankası, sistemi burada mı bırakacak?
Götürecekse böyle bir sistem nasıl gidecek? Gidecekse, hangi binaya nasıl yerleştirilecek?
İşin uzmanları "Merkez Bankası, İstanbul’da herhangi bir binaya taşınamaz. Onun için ayrı, özel bir mimari gerekiyor" diyor.
Hadi diyelim ki, bu da oldu. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ındemecinden anlıyoruz ki, Sayın Başbakan’ın bu doğrultuda bir talimatı olmuş. (Merkez Bankası’nın bundan da yeni haberi oldu...)
Kanunu çıkarmak için Merkez Bankası’nın görüşünü önemsemeyenler, "yer" konusunda Banka ne düşünüyor görüş almayacaklar mı?
Sonra Banknot Matbaası burada...Banka taşınırken, Banknot Matbaası da İstanbul’a gidecek mi?
Bitmedi:
GİTMEK İSTEMEYEN ZORLA NASIL GÖTÜRÜLÜR
Merkez Bankası’nın yaklaşık 4 bin 700 civarında çalışanı var. Çalışanların en az 3 bin 500’ü Ankara’da yerleşik. Ve Başkan Yılmaz, çalışanların İstanbul’a gitmek istemediğini 18 Aralık’ta açıkladı.
Duayen bir bankacı, "İş Bankası’nın İstanbul’a taşınması yıllar sürdü. Bu da mı hatırlanmıyor. Merkez Bankası çalışanları (Biz gitmek istemiyoruz) dese ve Danıştay’da dava açsa çok büyük ihtimal kazanacaklar. Bu da ufukta kriz anlamına gelir" uyarısında bulunuyor.
Sorular uzayıp gidiyor...Muhtemelen tümünün yanıtı vardır.