Eski Meclis lojmanları alanı için "akıllı kent" yapılmak üzere, gelir paylaşımı modeliyle ihale açılmış, Kasım 2006’daki bu ihaleyi de 203 milyon dolara Mesa-Aktürk-Emlak Pazarlama kazanmıştı ya...
İşte yaşanan hayalkırıklığı PARKORAN ismi verilen bu büyük projeyle ilgili.
Çünkü bin 832 konut bir ay önce satışa çıktı.
Satılan konut sayısı 250 civarında.
Oysa TOKİ, en az 400 milyon toplam gelir beklediği konutlar satışa çıkar çıkmaz, 500 konutun hemen satılacağını öngörüyordu.
Bu öngörünün dayanakları zayıf da değildi.
Proje duyulur duyulmaz göl manzaralı, lüks, akıllı ve zeki (!) konutlara büyük bir ilgi oluşmuş, daha ihalenin mürekkebi kurumadan, metrekaresi 2 bin 500 dolara gelen konutlar için telefonla rezervasyonlar başlamıştı.
(Bu ilgi -hala fark edememiş olanlara- "Demek ki, Ankara memur-bürokrat kenti değilmiş. Başkent’te el değiştirmeyi bekleyen para potansiyeli hayli yüksekmiş" bile dedirtti.)
SATIŞIN ZAMANLAMASI
Verileri aktaran TOKİ Başkanvekili Erdoğan Bayraktar’a "Beklentinize uymayan bu sonuç, sizce neden? diye sorduk.
"Satış zamanlaması seçim dönemine denk geldi. Biz buna bağlıyoruz. Genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, yatırımcılar açısından tereddüt yaratmış olmalı."
Meselelerin çoğu gibi, seçim sonucu da durulan ve bakılan yerlere göre farklı görünüyor.
Zafer, yenilgi, çatışma potansiyeli, gerilim derken, seçimler TOKİ için gelir kaybı anlamına gelmiş görünüyor.
18 milyar dolarlık iki piyasa başsız
Kavaklıdere-Güneş sokak, 11 numarada, düzenleyici ve denetleyici bir üst kurulumuz faaliyet gösteriyor:
Tütün Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu.
Kısa adıyla TAPDK.
TAPDK hukuken bu adreste; lakin fiilen yok.
Gerçekten yok.
Kurulun görev süresi 22 Temmuz 2007’de bitti.
Tabii ki, 22 Temmuz’a kadar atama yapılmazsa kurulun başsız kalacağı bilmesi gerekenlerce biliniyordu.
Ne var ki, 18 milyar dolarlık iki piyasayı denetlemekle görevli kuruma yeni üyeler atamak, bir türlü hükümetin öncelikleri arasına giremedi.
Yumurta kapıya sıkışınca denir ya...
Seçime iki gün kala Köşk’e bir atama kararnamesi gitti Bakanlar Kurulu’ndan. Fakat Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den geri döndü.
Sebebi meçhul. Zaten bu saatte çok önemli de değil.
ONCA VERGİYİ AL AMA BAŞSIZ BIRAK
Önemli olan ne biliyor musunuz?
Devletin milyarlarca dolar vergi topladığı, bütçeyi denkleştirmede en çok güvendiği bu iki sektörün tam bir aydır otoritesiz kalmış olması.
LOGODAKİ TEK HARFİ BİLE DEĞİŞTİREMEZ
Yani öyle bir durum ki bu, bir sigara üreticisi sözgelimi logosundaki bir harfin kıvrımını değiştirmek istese yapamaz!
Çünkü Kurul’un onaylaması gerekiyor.
Ama TAPDK’nin Internet sitesine bakarsanız, orada bir Kurul göreceksiniz.
22 Temmuz’da görev süresi sona eren Kurul üyelerinin isim ve özgeçmişleri aynen duruyor.
Ne diyelim.
Banka bilgileri ve gizli servisler
ÖNCE bir dergide yayımlandı. Ardından bazı gazeteler alıntı yaptı.
"Maaşlarını iki kamu bankasından alan 5 bin MİT personelinin kimlik bilgilerinin MOSSAD ile CIA’nin eline geçtiği" haberi, büyük gürültü kopardı.Ziraat Bankası yönetiminin, MİT’e hakaret saydığı, tamamen asılsız olduğunu bildirdiği habere büyük tepki göstermekle kalmayıp bundan sonrası için de basına dönük radikal önlemler alacağını Hürriyet’te duyurduk.
Ziraat Bankası’nda 90’lı yıllarda Genel Müdürlüğe vekalet etmiş, (şimdi emekli) Salih Şevki Doruk aradı.
Kendi dönemlerinde, devletin "çok kritik" bir diğer biriminde görev yapan personelin de maaşlarını Ziraat Bankası’ndan aldığını ve salt "tartışmaya olumlu bir katkısı olacağına inandığı" için şu bilgileri paylaştı:
"Bu personelin her biri için ayrı bir kod vardı. Ve işlemler gerçek kimlik bilgileri üzerinden değil, kodlar üzerinden yapılırdı. Bu veriler çok hassas biçimde saklanır ve imza karşılığı işlem görürdü. Dolayısıyla özel bir yazılımla bile olsa bu bilgilerin gizli servislerce falan ele geçirilmesi mümkün değildir."