GEÇTİĞİMİZ hafta, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Hesap Uzmanları Vakfı’nca düzenlenen geleneksel araştırma yarışmasının ödül törenine katıldı.
"Ekonomik ve Mali Politikaların Gelir Dağılımına Etkisi" konulu yarışmada dereceye giren araştırmacılara plaketlerini verdi.
Bu toplantı Unakıtan’ın daha çok Kanaltürk’e yönelik vergi incelemesine dair açıklamasıyla basında yer buldu.
Ancak birinciliğe değer araştırma bulunamayan yarışmada ikinci olan Can Doğan’ın araştırması, gelir dağılımı açısından çarpıcı ve zihin açıcı veriler ve değerlendirmeler içeriyordu.
Yrd. Doç. Dr. Doğan, 100 sayfalık araştırmasında, son 25 yıldır uygulanan ekonomik ve mali politikaların Türk insanının gelir dağılımını nasıl bozduğunu, ayrıntılı örneklerle açıklıyor.
Çarpıcı bazı bölümleri paylaşalım:
"Ekonominin liberelize edildiği son 25 yılda, ne gelir dağılımındaki eşitsizlik ne de işsizlik sorunları, yapısal olarak çözülmek bir yana konjonktürel olarak dahi, tamin edici düzeylere indirilememiştir.
İşsizliğin süreklilik arz ettiği gelir dağlımının adilane olmadığı dönemlerde geniş yığınlar, karşı karşıya kaldıkları mağduriyetleri giderebilmek için umutlarını tükettikleri andan itibaren işlerini ve gelirlerini kendi başlarına yaratma ve "dağıtma" eğilimi içine girmekte, bu da toplumun bütünnü huzursuz eden güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Sözkonusu sorunlar dinsel, mezhepsel, etnik ya da adi suçlar görünümüne bürünmekte, bu kez de zaten kısıtlı bütçeyle varlığını sürdüren kamunun güvenlik harcamalarınn arttığı bir tablo ile karşılaşılmaktadır..
Güvenlik harcamalarındaki artış bereşi sermayeye yapılan harcamalardaki kısıntılarla finanse edilmekte, böylelikle sosya ekonomik kriz daha fazla derinleşmektedir."
Biz ise uyguladıkları politikaların doğruluğunu sıkça dile getiren Sayın Unakıtan’ın, ödülü verdiği araştırmayı okuyup okumadığını merak ettik naçizane...
TOKİ’den Çinici’ye: Villalar kullanım amaç ve işlevini kaybetti
Sözkonusu olan, Başkent’te 500 milyon YTL’lik bir "akıllı kent" inşası olunca, başlanılan bir işin fikri takipçisi olmak kaçınılmaz: Yıkılmakta olan Meclis lojmanlarının mimarı Behruz Çinici’nin TOKİ’ye çektiği "kültür varlığı" ihtarnamesine yanıt geldi.
TOKİ Başkan Yardımcısı Ercan Tıraş imzasıyla gönderilen cevapta, TOKİ’nin lojmanların bulunduğu arazi üzerinde mülkiyet hakkı bulunduğu hatırlatılarak, konuyla ilgili hukukçuların görüşlerine yer veriliyor.
TOKİ, lojmanları yıkmak konusundaki "haklılığını" Prof. Şafak Erel’in görüşüne atfen şöyle anlatıyor: "Hiç bir hukuk düzeni, mimarın subjektif estetik değerlerinin korunması uğruna, kullanım amacından uzaklaşmış, yahut yetersiz kalmış bir yapının orijinal haliyle muhafaza edilmesine veya malikin yine bu estetik değerleri korumak uğruna ağır mali külfetler altına sokulmasına cevaz vermez."
Meclis Lojmanları’nın imar planı varmış
"MECLİS lojmanları kaçak mıydı?" başlıklı yazımız üzerine ODTÜ Şehir Planlama Bölümü Öğretim üyesi Doç Dr. Baykan Günay’dan mail aldık. .
Günay, TOKİ Başkanvekili Erdoğan Bayraktar’ın, Meclis lojmanları için "İmar planı yokmuş" sözlerini hatırlatıyor ve "İmar planı tarafımca hazırlanmıştır" diyor.
Bu durumda hem TOKİ Başkanvekili Bayraktar’a hem de belediyelere, imar planının nasıl bulunamadığı, akibetinin ne olduğu sorusunun yöneltilmesi gerekiyor.
Ancak Baykan Günay hocanın maili, sadece bu önemli açıklamayla sınırlı değil. Günay, Ankaralılar’ı yakından ilgilendiren şu tesbitte bulunuyor:
ORAN-ATAKULE TRAFİĞİ OLUMSUZ ETKİLENECEK: Burada inşa edilecek olan 18 adet 35 katlı bina, salt bir değeri yok etmeyecek, paradan başka bir değer yaratmayacağı gibi, zaten sıkışık olan ORAN Atakule trafiğini çok olumsuz olarak da etkileyecektir. Kamuya ait bir arazinin, parasal değere dönüştürülerek, kamu yararını da hiçe sayacak şekilde özel kesime para aktarımı için kullanılması gelişkin kapitalist dünyada bile ciddi olarak sorgulanır. Dolayısıyla milletvekili evleri için konu ruhsat değil, bir değerin yok edilmesidir."