MAÇ öncesi Fenerbahçe Ülker’in avantajları, takım disiplini ve oyuncu portföyü olarak gözükürken, dezavantajı olarak, tüm sezona yayılan sakatlık problemlerini gösterebiliriz.
Galatasaray Cafe Crown cephesinde ise avantaj olarak gözüken faktör, organize basketbolları ve katı savunmaları idi. İlk periyot dengede giderken, Oğuz’un ateşlediği F.Bahçe Ülker, hem skor üstünlüğünü hem de oyunun momentumunu ele geçirdi. Ve ilk yarı Fenerbahçe Ülker’in kaçtığı, G.Saray Cafe Crown’ın oyuncu ve savunma değişiklikleri ile kovaladığı bir senaryoda geçti (47-42). İyi oynamadılar ama İkinci yarı sahadaki mücadele dozu artarken, 9 sayıya çıkan farkı sarı kırmızılılar üçüncü geri gelişiyle son 10 dakikaya başa baş girmeyi başardı. Dördüncü periyot, çekişmenin en üst seviyeye çıktığı ve gerilimin arttığı bölüm oldu. Galatasaray Cafe Crown bu bölümü sakin geçirerek maça ortak olmayı bildi. Sinirlenen F.Bahçe Ülkerli oyuncular ise Spahija’nın belirttiği gibi iyi oynamasa da, müthiş kazanma arzularıyla ve de Oğuz, Tomas ve Ömer’in katkılarıyla, maçtan galip ayrılmayı bildi. “Boyalı alanı kapatarak, hızlı hücumlarla rakibini bozmak isteyen Galatasaray Cafe Crown bu planında başarılı gözükürken, Fenerbahçe Ülker’in eksik takımla uzun süredir idman yapmanın getirdiği zaafiyete rağmen doğru planlanmış savunma organizasyonu maçı almalarına neden oldu” diye bir teknik açıklama getirebiliriz. Bizlere üst düzeyde bir Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Cafe Crown derbi ziyafeti çeken tüm oyuncu ve teknik ekiplere teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum.