Çetin Yılmaz

Müthiş savunma

11 Kasım 2010
FIRTINA gibi başlayan bir maç. Fenerbahçe Ülker’in ilk sayısı boyalı alandan çıkarken, Siena molası ve ellerinden kaçmakta olan maçı etkili “adam paylaşmalı alan savunmasıyla” dengeye getirmesi... Temsilcimizin sert, adam adama savunması ve basketbol adına geçen “lezzetli” birinci periyot, 19-15 üstünlüğümüzle bitti.
İkinci periyot, ribaunt fırtınamız (25-16) ve sert savunmamız (yüzde 33) Siena’yı 34 sayıda tutmayı başardı. 40 sayı bulduğumuz ilk devrede kenardan gelen oyuncularımız 20 sayı atarken, Kaya Peker savunmada, Mirsad ve Oğuz hücumda (17 sayı) büyük katkı verdiler. Görünen tek sorunumuz ise, Siena’nın içeriyi kapatan alan savunmasına karşı kötü üçlük yüzdemizdi (12’de 3).
Teşekkürler
Üçüncü periyot, ilk iki çeyreğin yüksek savunma dozlu “fotokopisi” olarak geçerken, temsilcimiz farkı 10 sayıya çıkarttı. Son çeyrekte, tüm maç boyunca gösterdiği savunma gayreti ve ribaunt üstünlüğü rakibin boyalı alanda yüzde 35’te kalmasına ve çok değerli bir galibiyet alınmasına neden oldu.
Uzun veya kısa süre alan tüm oyuncuları yüksek katkı verdikleri bu maçta özellikle savunma gayretleri nedeniyle kutluyor, kenar yönetimine teşekkür ediyoruz.
Yazının Devamını Oku

Bu maçın favorisi F.Bahçe Ülker

10 Kasım 2010
THY Euroleague’in başarılı takımı Fenerbahçe Ülker, grup liderliği için namağlup Montepaschi Siena ile karşılaşacak. “Bu önemli maçı kim kazanır?” sorusuna iki takımı da analiz ederek cevap arayalım...

HÜCUM

İSTATİSTİK: F.Bahçe ve Siena, 2’lik, 3’lük ve faul atış yüzdelerinde kardeş gibi. 2 sayılık atışlarda yüzde 52.4 Fenerbahçe, 53.6 Siena, 3’lüklerde yüzde 33 Fenerbahçe, 32.7 Siena. Serbest atışlar ise bizimkiler yüzde 72, onlar ise 73.6.
YORUM: İstatistikler aynı. Arada verim farklılığı yaratan nokta; kimin daha çok faul atışı yaparak rakibini önce faul sorununa soktuğu ve daha sonra da savunmasını bu nedenle çökerttiğidir.
İYİ HABER: Bu parametrede F.Bahçe çok etkili. 3 maçta çok penetre eden ve içeriye pas sokan temsilcimiz, 73 kez faul çizgisine giderken, Siena ancak 53 kez gidebilmiş.

SAVUNMA

İSTATİSTİK: Siena’ya hücum eden takımlar, her 100 atışın sadece 38.5’ini sayıya çevirebiliyor. Fenerbahçe Ülker’de ise bu oran 40.7
YORUM: Birbirine yakın düzeyde savunma yapan takımların maçlarında, faul problemine girmeyen, kadro derinliği olan takım avantajlı olur.

Yazının Devamını Oku

Fenerbahçe destanı

5 Kasım 2010
İspanyol devi önünde muhteşem savunma yapan temsilcimizde Ukic 13, Tomas 12 sayı üretirken, Ömer, Mirsad ve Oğuz da 6 'şar sayıyla zafere katkıda bulundu.

THY Avrupa Ligi C Grubu’ndaki temsilcimiz Fenerbahçe Ülker, son şampiyon Barcelona’yı deplasmanda yenerek, sezonun en büyük sürprizine imza attı: 69-61.
Karşılaşmaya iyi başlayan sarı lacivertliler, hem savunmada hem de hücumda rakibine üstünlük kurdu. Hücumda ilk opsiyon olarak içeriyi penetrelerle zorlayan ekibimiz, birinci periyodu 14-13 önde bitirdi. Geçtiğimiz yıl Avrupa Ligi şampiyonluğu kazandığından beri durgunluk yaşayan güçlü Barça, ikinci periyotta Greer’in başını çektiği Fenerbahçe takımına karşı yine etkisizdi. Aldıkları moladan sonra sertleşerek dönen Barcelona 6-0’lık seri yapınca, mola alma sırası bize geldi. Yıldızlar topluluğu rakibine karşı çok iyi savunma yapan takımımız ilk devreyi 32-28 gibi avantajlı bir skorla tamamladı.
Zaten iyi savunma yapan iki takım, ikinci yarıya kas gücünü yani sertliği ortaya koyarak başladı. Üçüncü periyodun sonuna doğru Barça ilk kez öne geçip skoru 43-39 yapınca molamız tam zamanında geldi. Skor bulmakta çok zorlandığımız bu çeyrekte temsilcimiz ancak 12 sayı atabildi. Ve son periyoda 45-44 geride girdi. 
En prestijli galibiyet
Final bölümüne skor sorununu çözerek başlayan temsilcimiz, ard arda bulduğu sayılarla son 5 dakikaya 54-51 önde girdi. Karşılaşmanın bitimine 1 dakika 20 saniyesine 5 sayı avantajlı giren Fenerbahçe Ülker, mükemmel savunması, akıllı oyunu ve Tomas’ın maç sonundaki katkısıyla Avrupa Ligi’nin bu sezonki en önemli ve prestijli galibiyetini elde etti. Temsilcimizi tebrik ediyoruz. 

Yazının Devamını Oku

Efes Pilsen rahatlattı

28 Ekim 2010
MAÇA Efes kötü, Valencia ise oldukça iyi bir başlangıç yaptı. 10 sayılık fark, Efes molasını getirdi.

Moladan sonra, yavaş yavaş toparlanan temsilcimiz, Sinan ve Ender’in savunma, Vujcic’in hücum katkısıyla, mücadelesini bir üst seviyeye çıkarttı. Sinan ve Ender, katalizör görevi yapıp, kenara geldiğinde Efes takımı, artık basketbolunu sert bir düzeye çekmiş durumdaydı.
Hücumda penetre ağırlıklı basketbol ve Vujcic’in asist katkıları temsilcimizin devreyi önde bitirmesine neden oldu.
Değerli galibiyet
Formda olan Kerem Tunçeri’nin skor katkısı da bu dönemde etki etti. Üçüncü periyotta 23-16’lık iyi ve mücadeleci bir Efes Pilsen seyrettik. Thornton 19, Kerem Tunçeri’nin 16 sayıyı ilk 30 dakikaya sığdırmış olması da ayrı önemli bir noktaydı. Son periyot başında, Valencia koçu alan savunması kozunu kullandı. Ama temsilcimiz 4’te 3 yarı saha ve fast-break hücumuyla bu savunmayı da etkisiz kıldı. Şut seçimleri iyice bozulan Valencia’nın, acele atışlara başlaması Efes Pilsen için bir avantaj oluşturdu. Ve son günlerde biraz sorunlu gözüken Efes Pilsen, farklı ve değerli bir galibiyet alarak hem kendini hem de bizleri rahatlattı.

BEĞENDiM

Vujcic’in gelir gelmez katkısını.

BEĞENMEDiM

Nachbar’ın 4 numaralı oyuncu savunması

Yazının Devamını Oku

Güzel başlangıç

21 Ekim 2010
FENERBAHÇE Ülker, grubundaki diğer takımlarla kıyasladığımızda daha güçsüz olan Rytas’a karşı maça çok iyi başladı.

Hücum ve savunmada çok düzenli ve makine intizamı içinde oynayan Fenerbahçe Ülker, seyirciye ilk periyotta basketbol ziyafeti verdi. İkinci periyotta, Ukic ve Kinsey’in zaman zaman şut seçimi hatalarına rağmen sarı lacivertliler maçın momentumunu, yani senaryosunu yazmaya devam ederek devreyi 13 sayı farkla önde bitirdi.
 Ciddiyete devam İkinci yarıya yine aynı savunma iştahı ve iş disiplini ile başlayan temsilcimiz hem hızlı hücum sayıları üretirken hem de pota altını çok iyi kullanarak Euroleague için ciddi sayılabilecek farka ulaştı.
Maçın son dakikalarında sonuç belli olmasına rağmen, vidaları hiç gevşetmeyen sarı lacivertliler hem istekli hem de akıllı oyunuyla Euroleague macerasına kazanarak başladı.
Sonuç olarak Fenerbahçe Ülker’in doğru yolda olduğunu net bir şekilde gözlemlediğimizi söyleyebilirim. Kadro, hedeflenen ilk sekizi yakalayabilecek kapasitede.
Koç Spahija’nın ise bu kadroyu iyi hazırlamakta olduğunu belirtmezsek haksızlık etmiş oluruz. Bize iyi bir basketbol gecesini, savunma ağırlığını ortaya koyarak yaşattıkları için emeği geçen herkesi tebrik ederiz.
Özellikle bu maçta Vidmar’ı ve Oğuz’u pota altında sürekli besleyen düzen kendini ispat etti. Eğer bu hücum düzenine oyuncular sahip çıkarsa, bu etkili savunmanın yanında Fenerbahçe Ülker’in başarılı olmaması için bir neden göremiyorum.

BEĞENDİM

Savunma arzusunu ve boyalı alanı kullanmalarını. .

Yazının Devamını Oku

F.Bahçe Ülker bir adım önde

16 Ekim 2010
DÜNYA Şampiyonası’nda elde edilen 2.’likten sonra gözler basketbolun daha çok ilgi çekeceği beklentisiyle parkelere çevrildi. Beko Basketbol Ligi bugün başlayacak. Biz de lig öncesi takımlarımızı kısaca gözden geçirelim dedik...

Fener Engin’i bekliyor

Fenerbahçe Ülker, şu anda ligimizin kadro derinliği olarak ilk sırada yer alan takımı ve hedefi yine şampiyonluk. Çok geniş uzun rotasyonu ve mükemmele yakın 2-3 numara derinliği ile tam bir Euroleague takımı. Ancak oyun kurucu pozisyonunda, Engin Atsür’ün sakatlığından kaynaklanan bir zafiyet gözüküyor. Ligde hafif maçlarda sorun olmaz ama Engin dönene kadar zor maçlar için böyle bir geçici problemleri var. Efes yenilgisine rağmen, görüşüm iyi bir takım atmosferi yakalamış oldukları yönünde. Savunma düzeyleri Euroleague için umut verici. Tek ihtiyaçları olan şey; maç oynamak, yeni-eski oyuncuların birbirlerine alışması ve koç Spahija’nın bu oyuncuları daha yakından tanıması. Şampiyonluk için en güçlü adayların başında F.Bahçe Ülker var.

Artıları: Kadro derinliği, Savunma-hücum organizasyonu.
Eksileri: Engin’in yokluğu, Takımın birlikte oynama eksiği.

Efes’in 5 numarası yok

Efes Pilsen ise Fenerbahçe’ye benzer sorunu uzun pozisyonunda yaşıyor. Raduljica’nın sakatlığı da onların yumuşak karnı. Kadroda gerçek pozisyonu 5 numara olan oyuncuları yok. Sanırım bu problemi transfer yoluyla çözebilirler. Maç oynadıkça, doğru yolda olduklarını gözlemlediğimiz Efes, daha iyi bir takım olacaktır. Ancak koçun henüz Ender ve Sinan’ı tam tanımış olduğunu düşünmüyorum. Koç Perasovic takıma ciddi bir direnç vermiş, çok ve verimli çalıştıkları belli. Rakocevic ise istekli oynuyor. Geçtiğimiz sezonki problem çözülmüş. Efes, her sezon olduğu gibi, bu sezon da şampiyonluğun güçlü adayları arasında.

Artıları: İyi çalışmışlar, Rakocevic çok istekli.
Eksileri: 5 numaralı oyuncu eksikliği, Koç Perasovic takımı yeni tanıyor.

Beşiktaş demir leblebi

BJK Cola Turka tam bir demir leblebi. Ağzına atacağını düşündüğün anda dişlerini kırar. Serhat, Bekir ve Mustafa tam bu kadroya uyan savunmacı ve skor yapan transferler. Chatman henüz güçlü değil, güçlendikçe verimi çok artacak. Uzun rotasyonu iyi ancak Ignerski için henüz yorum yapmayı erken buluyorum. Geçen yıllarda olduğu gibi ligimizin en başarılı takımlarından biri olmaya aday. Iverson bence soru işareti. Ne getirir, ne götürür bilinmez

Artıları: Transferleri isabetli, Uzun rotasyonu iyi.
Eksileri: Chatman hazır değil, Iverson belirsizliği.

G.Saray uzun almalı

Galatasaray Cafe Crown geçen yıl Cem Akdağ’la çok başarılı oldu. Bu sezon ise bir başka iyi koç (Oktay Mahmudi) ve takımla karşımıza çıkıyor. İlk izlenimlerim olumlu. Savunmaya ağırlık veriyorlar. Bir başka ve değerli özellikleri ise başarı için en önemli faktöre yani Türk iskelete sahipler. Sakatlık sorunları çözüldüğünde daha iyi olacakları kesin. Eğer bir uzun takviyesi olursa herkesi şaşırtabilirler.

Artıları: İyi bir koçları var, Türk iskeleti sağlam.
Eksileri: Sakatlık sorunları, Uzun takviyesi gerekebilir.

Trabzon play-off oynar

Medical Park Trabzonspor, sakatlıklar ve geç de olsa çözülen finans sorunları ile boğuşurken yaralar aldı. Hazırlık maçlarını gözönüne alıp olumsuz yorum yapanlar fena yanılacak. Trabzonspor bu değil. Wright’ın dönmesi ve yeni yabancıların ısınmasıyla durum çok farklı olacak.Alaaddin Yakan, Trabzon’a play-off oynatacaktır. Trabzon’da maç kaybetmeleri zor olacaktır.

Artıları: Wright’ın dönecek olması, Trabzon’daki saha avantajı.
Eksileri: Sakatlıkların uzun sürmesi, Finans sorunları.


Yazının Devamını Oku

İki Kerem iki eşittir dört

14 Ekim 2010
İLK periyotta bir takımın yapması gereken herşeyi yapan Fenerbahçe Ülker, 13-0’lık seriyle Efes Pilsen’e çok net üstünlük sağladı. Öyle ki bu periyotta, Efes Pilsen yarı saha hücum organizasyonlarına başlamakta bile güçlük çekti.

İkinci ve üçüncü periyotlarda Efes Pilsen, kararlı bir şekilde geriden gelerek, önce Kerem Tunçeri’nin bireysel katkısıyla toparlandı daha sonra da maça ortak olacak hamleyi yaparak son periyoda başa baş girdi.
Sorun oyun kurucu
Efes Pilsen iki Kerem’in büyük katkıları ve müthiş takım savunmasıyla 16 sayı geri düştükleri maçı kazanmayı bildi. Ve kocaman bir bravoyu hak etti. Euroleague ve Türkiye Ligi öncesi her iki takım için en ciddi sınavda, doğrusunu söylemek gerekirse, Fenerbahçe Ülker açısından gözüken temel sorunlar, savunma ribaundu problemi ve Ukic’ten sonra oyuna girecek ikinci bir oyun kurucu olmaması olarak gözüktü.
İyi sinyaller verdi
Efes Pilsen cephesinde ise, henüz takım oyununu oturtma yolunda hazır olmadıklarını ve uzun rotasyonun bu haliyle, yani üç kişiyle Euroleague standartları için yeterli olmadığının gözlemlediğimizi söyleyebiliriz.
Seyir açısından tatmin edici olan dün geceki maç, liglerimizin bu iki devinin Euroleague’de başarılı olacağı yolunda sinyaller verdi.
Her iki takımın zaman zaman kötü oynasalar da, henüz istediklerini sahaya yansıtamasalar da, gösterikleri çaba alkışa değerdi.

BEĞENDiM

Yazının Devamını Oku

3 sayıcılar yandı

12 Ekim 2010
Artık 3 sayılık basket atmak eskisi gibi kolay olmayacak. Topla içeri iyi dalabilen ve özellikle dipten iyi şut atan oyuncuların değeri artacak.

Yeni kurallar Kerem Tunçeri, Mirsad Türkcan, Oğuz Savaş, Radoslav Rancik ve Ender Arslan gibi oyuncuların yıldızını daha da parlatacak.

BU sezon ilk kez uygulamaya konulan yeni kuralların en önemlisi, 6.25 metre olan 3 sayı çizgisinin 6.75 metreye çıkması... “Ne var canım bunda, 50 santimcik uzaklaşmış” diye düşünürsek fena halde yanılırız, çünkü bu değişiklikle basketbolda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Artık takımlar ‘her şeyden yarım yapanlar yerine işinde uzmanlaşan’ oyuncuları tercih edecek.
Şimdi gelin, bir basketbolcu için KÜÇÜK ama basketbol tekniği açısından BÜYÜK değişikliğe yol açacak olan bu 50 santim nelere etki edecek inceleyelim. (Düşüncelerimizi daha rahat aktarabilmek için her konuya bazı oyuncu örnekleri vereceğiz).

1-SAVUNMA YÜKSELECEK

Doğal olarak hücum takımı 3 sayı çizgisinin dışına yerleşecek, Savunma, bu durumda yükselerek potadan uzaklaşacak. Basketbolda 20-25 santim çok önemli mesafelerdir. Potadan ve birbirlerinden yarım metre uzaklaşan savunma oyuncuları arasında ciddi mesafeler oluşacak. Bu boşluklardan faydalanıp savunmayı delmek (penetre) kolaylaşacak. 6.25 metrede birbirlerine yakın duran kalabalığın içine topla dalmak zorken, 6.75 metrenin iyi penetre edebilen oyunculara FERAHLIK getireceğini söyleyebiliriz. Bu oyuncular savunma dengesini bozduğu için aranır olacaklar.

Örnek: Kerem Tunçeri, Ender Arslan (Efes Pilsen), Haluk Yıldırım, Tutku Açık (GS Cafe Crown), Roko Ukic (FB Ülker), Mire Chatman (BJK C.T.).

2-PİVOTLAR RAHAT TOP ALACAK

Sahanın uzun oyuncularının yani potaya yakın oynayan 5 numaraların top almaları rahatlayacak. Yardım mesafesi uzadığı için, yol-zaman korelasyonu pivot oyuncusunun avantajı olacak. Çember altında 1’e 1 kalan uzun, eğer iyi pivot hareketlerine sahipse, savunmayı ciddi şekilde yıpratacak. Aynı zamanda dışarıya iyi pas çıkaran uzunlar daha aranır olacak.

Yazının Devamını Oku