Geçtiğimiz yıl Sibel Tüzün’ün katıldığı ve Türkçe şarkı seslendirdiği yarışmada görünen o ki bu yıl da bir ’dil tartışması’ yaşanacak.
Türkiye 2003 (Sertab Erener-Everyway That I Can) ve 2004’te (Athena-For Real) yarışmaya İngilizce şarkıyla katılmıştı.
2005 (Gülseren-Rimi Rimi Ley) ve 2006’da ise (Sibel Tüzün-Süperstar) yeniden Türkçe’ye dönüldü.
TRT iki yıl aradan sonra yeniden İngilizce şarkıyla yarışmaya katılmayı planlıyor.
Solist olarak üzerinde durulan en güçlü isimse Zerrin Özer.
2007 Helsinki’de Zerrin Özer’in Türkiye’yi İngilizce şarkıyla temsil etmesi konusunda TRT’de geniş bir mutabakat var.
Zerrin Özer’in bağlı olduğu TMC yapım şirketinin de bu konuda yoğun bir kulis yaptığını öğrendim.
TMC kendi sanatçısının Eurovision’a gitmesini istediği için, ilişkilerinin iyi olduğu TRT’ye pres yapıyor.
Zaten bu yıl yine TMC’ye bağlı iki sanatçının Funda Arar ve Kıraç’ın TRT’de program yapması da TMC’nin TRT ile ilişkilerinin iyi olduğunun göstergesiydi.
Bana gelen bilgiler Zerrin Özer’in de bu işe sıcak baktığını söylüyor.
Dolayısıyla Zerrin Özer’in İngilizce şarkıyla Eurovision’a katılması her geçen gün daha da güçlü bir hale geliyor.
Nasıl bir şarkı olacağı, söz ve müziği kimin yapacağı ise henüz belli değil.
MİDE KELEPÇESİ
Daha önce oyuncu Gamze Gözalan’la birlikte çok konuşulmuştu, son olarak Ozan Orhon’la birlikte yeniden gündeme geldi mide kelepçesi.
Orhon’un midesine kelepçe taktırıp 64 kilo vermesi ve ’sahnelere tığ gibi dönmesi’ sonrasında bu zayıflama yöntemine methiyeler yazılıyor.
Dünkü gazetelerde de Burdurlu iki çocuk annesi bir emekli öğretmenin aynı yöntemle 60 kilo vermesinin haberini okuduk.
Son bir ay içinde haber yoluyla reklamı en çok yapılan konu oldu mide kelepçesi...
Oysa kaç ölümcül vaka hatırlıyorum bu mide kelepçesiyle ilgili.
Bir buçuk yıl önce manşetlere çıkan 40 yaşında başarılı bir müdür vardı, hayatını kaybeden...
Mart ayında 150 kilodan 70 kiloya inmeye çalışırken ölen kadının haberlerini okuduk.
Sanki hiç bunlar yaşanmamış gibi kelepçe operasyonu ballandıra ballandıra anlatılıyor basında...
Belki bu operasyonda ölümcül vakalar düşüktür ama bu kadar reklam beni rahatsız etti.
Görme özürlülere müzikli yardımı
Görme özürlü vatandaşlarımızın üye olduğu bazı dernekler yardım kampanyaları düzenliyor. Yol kenarına müzik sistemi kuran görme özürlü amatör ses sanatçıları şarkı söylüyorlar ve para topluyorlar.
Ancak ciddi şekilde yüksek ses veren, hoparlör ve küçük bir anfiden oluşan müzik sistemleri var arkadaşların...
Ana caddelerde nasıl bir gürültü... Kulaklara zarar!
Elbette görme özürlü vatandaşlarımızın, onların üye oldukları derneklerin yardım toplama çabalarını destekleyelim.
Ama onların da bu işe bir formül bulması gerekmiyor mu?..
Görme özürlü vatandaşlarımız kadar gürültüden rahatsız olacak hastaları, yaşlıları, çocukları düşünmek zorunda değil miyiz?..
Diğer özürlü vatandaşlarımız da aynı yöntemle yardım toplamaya kalkarsa gürültü kirliliği ne boyutta olur hiç düşündünüz mü?..
Zaman
Annemin komşusu çok ’iyi bir Zaman okuyucusu’...
O kadar iyi ki, üç aboneliği birden var. Hem evine, hem işyerine, hem de oğlunun okuluna her gün Zaman gazetesi geliyor.
Aynı gazeteden her gün üç tane kim alır?..
Kuzenimin evine de gelmeye başlamış Zaman! Birinci ay bedava, sonra para istemişler.
"Abone olmak istemiyorum" deyince de "Seni bilmem kim abone yaptırdı, nasıl çıkarsın" diye kızmışlar.
"Abi zor kurtuldum" diyor kuzenim...
Zaman’ın tirajıyla ilgili bilgi versin diye anlattım bu iki olayı.