Paylaş
Restoranlar fahiş fiyat politikalarından vazgeçene kadar da yazmaya devam edeceğim.
Okur Işıl Çağlayan mail atmış, “Reina’da iki şişe sodaya 60 lira ödedim” diyor.
Mönüde yer almıyormuş sodanın fiyatı, yabancı dostlarıyla gittiği mekânda itiraz edince tartışmalar yaşanmış...
Açtım Reina’ya sordum.
Doğru...
Dica Kayek’in şişesini tasarladığı Uludağ Premium sodasının şişesi 30 liraymış Reina’da.
En lüks market olan Macrocenter’ı aradım sonra da...
Markette şişesi 3 lira 20 kuruşa satılıyor.
Ben ısrarla şarabın da pahalı satıldığını yazıp duruyorum ya, vegilerden dolayı öyle olduğunu söylüyor restoran sahipleri...
Peki şarapta ÖTV düşmesine rağmen mönülerdeki şarap fiyatı neden ucuzlamadı?
ÖTV indirimini de restoranlar kâr hanesine yazmaya devam ediyorlar.
Hadi şarap bir kenara, sodada da yüksek vergi var da bizim mi haberimiz yok?
3 liraya alınan sodayı 9 katı kârla 30 liraya satmanın hiçbir izahı olamaz.
Yüzde 900 kâr ne demek?
Hangi sektörde, hangi işletmede böyle bir kâr oranı var?
Reina yönetimi de izah edemedi zaten durumu, “suyu ücretsiz veriyoruz” falan dediler.
“Peki neden mönüde sodanın fiyatı yazmıyor” diye sorunca, “Haklısınız mönüye soda fiyatını en kısa sürede ekleyeceğiz” dediler...
Çoğu müşteri nezaketsizlik olarak görüp hesabı detaylı incelemiyor, ben de dahilim bu gruba.
Ama incelemek gerektiğini, bu tür tatsız deneyimler hepimize öğretiyor işte...
Not: Restoran aleminde bu tür yazılar hep şüpheyle karşılanır.
Bu yazı üzerine benim için de “Bilmem kim arkadaşı olduğu için onun restoranı hakkında yazmaz, Reina’ya gıcık mı acaba” gibi yorumlar yapan çıkacaktır.
Alakası yok. Yüzde 900 kârla satış yapan, fahiş fiyat uygulayan kim varsa bana yazın.
İzzet Çapa, Erol Kaynar, Mehmet Koçarslan, Çetin Kırışgil fark etmez.
Aynı yazıyı onlara da yazacağımı göreceksiniz...
Yollar, yollar...
Hep söylenir, hep yazılır ama değişmez.
Büyükşehirlerde yol yapım işleri neden okullar açıldıktan sonraya bırakılır, bunu izah edecek bir yetkili var mı acaba?
Koca yaz İstanbul’un yollarına bir şey yapılmadı. Ne zaman ki okullar açıldı, hummalı çalışma başladı.
10 gündür şehrin içinde asfaltlar sökülüp yenileniyor.
Dolmabahçe yolu, Sarayburnu sahil yolu, O2 karayolu, kaldırımlar yapılıyor.
Çalışmalar çoğunlukla gece yapılıyor ama o tıraşlanmış ve asfaltlanmayı bekleyen yollar bile trafiğin tıkanmasına yetip artıyor.
Vatandaşta genel bir kanı vardır, belediyeler ne kadar çalıştığını göstermek için yol yapım çalışmalarını okulların açıldığı zamana bırakır diye...
Sağ olsun belediyelerimiz bunun doğruluğunu kanıtlamak için var güçleriyle çalışıyorlar...
Ahmet Misbah Demircan’a not:
Hazır söz yollardan açılmışken, Beyoğlu Belediye Başkanı’na da bir not ileteyim. Başkan, Beyoğlu’nun yolları dökülüyor.
Çukurları geçtik artık çökmeler, göçükler oluşmaya başladı.
Buraları yapacağınızı bizzat bana da söylemiştiniz ama daha hiçbir icraat yok.
Beyoğlu Belediyesi yazın yol yapmadığı gibi, okullar açıldıktan sonra da yapmıyor galiba...
5 yılda bir yakışıklı
Tamam Burak Özçivit ekranda çok yeni bir isim değil...
Tamam Küçük Sırlar ilk dizisi değil... Ama pazar gecesi Star TV’de konuğum olunca ben ilk kez tanıdım.
2000’lerin başında Kenan İmirzalıoğlu neyse, 2005’ten sonra Kıvanç Tatlıtuğ nasıl yükseldiyse, 2010’la birlikte Burak Özçivit de öyle geliyor.
Demek ki Türk dizi sektörü beş yılda bir üst düzey bir yakışıklı çıkarıyor.
Kadın izleyicinin Burak’a ilgisini program sırasında gelen mail’lerden anladım.
Bu yüzden ben Kenan’la Kıvanç’ın yanına Burak’ı yazdım...
Bundan sonra oyunculuğunu da takip edeceğim.
Paylaş