Yavuz Bingöl: Mahsun ağzımı açtırmasın

Gecenin Kanatları filmi yüzünden Mahsun Kırmızıgül’le Beren Saat arasında iki yıldır süren dava üzerine bir yorum yazdım...

Haberin Devamı

Yavuz Bingöl çıkıp, “O dönem Beren’e büyük haksızlık yaptık” diyerek özür diledi.
Konuyla ilgili taraflar karşılıklı açıklama yapmaya devam ediyor, “cevap hakkı” doğduğu için de bana aktarmak düşüyor.
Mahsun Kırmızıgül’ün iş ortağı Murat Tokat’ın, “Beren Saat özür dilerse davayı çekeriz” açıklamasını geçenlerde yazmıştım.
O açıklamada Kırmızıgül tarafı, “Yavuz Bingöl’ün Beren’den özür dilemesi bizi ilgilendirmiyor. Biz o dönem Yavuz gibi Beren hakkında kırıcı konuşmalar yapmadık” demişti...
Bu açıklama üzerine Yavuz Bingöl aradı, burnundan soluyor...
“Ben çıktım, herkesin önünde açıkça Beren’den özür diledim. Çünkü Beren Saat’e yaptığımız çok ayıptı.
Düşünsene, dört erkek galada oturmuş orada olmayan bir kadının arkasından atıp tutuyoruz...
Ne büyük bir ayıp...
Bizi bu konuşmayı yapmaya iten, o ortamı hazırlayan kimdi?
Mahsun Kırmızıgül ve Murat Tokat’tan başkası değil.
Beren hakkında incitici konuşmamışlar ha...
O dönem söylediklerini anlatmayayım istersen, Mahsun ağzımı açtırmasın benim...
Mahsun sadece Beren’den değil, o filmdeki erkekler de dahil olmak üzere hepimizden özür dilemeli.
Beren özür dilerse davayı çekecekmiş.
Asıl hepimizden özür dilemesi gereken Mahsun’dur”...

Haberin Devamı

Şeyh de dizi soruyorsa...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti sırasında Devlet Başkanı El Nahyan bizim yerli dizilerin finalini sormuş...
“Dizilerin sonunu söyleyin, yoksa hanımları televizyonların başından kaldıramıyoruz” diye espri yapmış El Nahyan...
Koskoca şeyh bile resmi bir görüşmede lafı döndürüp dolaştırıp bizim dizilere getiriyorsa eğer, bizim oyuncuların Arap dünyasındaki etkisi tahminimizden çok fazla demektir.

Yabancı modeller acil evlenecek erkek arıyor

Türkiye’deki yabancıların çalışma koşullarını belirleyen Bakanlar Kurulu kararı bugün yürürlüğe giriyor.
AB uyum yasaları çerçevesinde 6 ay içinde 90 gün Türkiye’de kalabilecek artık yabancılar.
Eskiden yabancılar birkaç gün ülkesine gidip, Türkiye’deki işine dönebiliyordu. Şimdi bu değişti, kendi ülkesine gittikten ancak üç ay sonra yeniden Türkiye’ye giriş yapabilecekler.
Bu değişen durum sürekli yabancı bakıcılar üzerinden tartışıldı.
Ancak bu yeni uygulamadan yabancı manken-modeller de doğrudan etkilenecek. Bugün sadece İstanbul’da 1500’e yakın yabancı model olduğu söyleniyor.
Bugünden itibaren bunların eskiden olduğu gibi ellerini kollarını sallayarak Türkiye’de çalışabilmeleri mümkün değil. Bu yüzden de harıl harıl koca arıyorlar şimdi... Evlilik yaparlarsa Türkiye’de kalmaya, çalışmaya devam edecekler. Yoksa sınır dışı edilecekler.
Not: Dünyada gerçek modellerin gittikleri ülkelerde en fazla 1 ay kaldıklarını da söyleyeyim. Eee bize gelenler ne modeli diye soracak olursanız, onu bana değil çapkınlara sorun...

Haberin Devamı

Doğançay’ın tablosu 2.2 milyon dolar mı?

Sanat dünyası üzerine ilginç bir kitap okuyorum; Don Thompson’ın “Sanat Mezat”ını...
Müzayede evlerinin çağdaş sanatı nasıl manüple ettiğini anlatıyor kitap...
Mesela sanatçı Damien Hirst’ün gerçek kaplan köpekbalığını sergilediği 1992 çalışması ve fahiş fiyatının gerçekten doğru olup olmadığını sorguluyor kitap...
Dünyanın büyük galerileri, müzayede evleri ve müzelerinin çağdaş sanatı nereye götürdüğünü anlatıyor.
1990’lardan sonra çağdaş sanatta yaratılan tuhaf ekonomi, sanatı bir lüks, sanatçıyı bir girişimci olarak görmeye başlıyor.
Müzayede evlerinin alıcılarla yürüttüğü gizli pazarlıklar, rekor fiyata satılan tablolar...
Bu kitabı okuduktan sonra bizdeki rekor fiyatları sorgulamaya başladım.
Mesela Ekim 2010’da 2,2 milyon dolara satılan Burhan Doğançay’ın Mavi Senfoni adlı tablosunun gerçekten ederi bu mudur?..
Belki müzayede evi yanında başka sanatçıların tablolarını verdi, belki Doğançay’ın fiyatını katlamak istedi...
Ya da yine 2011 Mart’ında 1.2 milyon liraya satılan Adnan Çoker’in Retrospektif tablosu...
Bunlar bir şey değil, dünyada 100 milyon dolarlara satılan çağdaş sanat eserleri var...
İllüzyon mu?
Don Thompson diyor ki;
Fiyat, sanat tarihinin artık bir çek defteriyle ne kadar kolay yeniden yazıldığını göstermektedir.

Yazarın Tüm Yazıları