Paylaş
Akıllı telefon ve tablet kullananlar için haber ve eğlenceyi harmanlayan bir uygulama olan “Hürriyet Tablet” her gece 21.00’de yenileniyor artık.
Uygulama baştan sona yenilendi...
Benim gibi oyuncaklı tablet uygulamalarına meraklı olanlar için daha da keyifli hale geldi.
Sayfa geçişleri, fotoğraflar, videolar, düzenlemeler çok kullanışlı olmuş bu sefer...
Hem Appstore hem Android uygulamada takip ediyorum Hürriyet Tablet’i...
Android’te daha hızlı olduğunu söylemeliyim.
İşin en güzel yanı da “Yarını Bekleme” köşesi...
Bazı Hürriyet yazarlarının yazıları saat 21.00’de her yerden önce Hürriyet Tablet’te yayınlanıyor ilk kez...
Sabahı beklemeden yazıları, haberleri ilk okumak istiyorsanız Appstore ya da Google Play’den Hürriyet Tablet’i indirin...
Okuduğunuz yine Hürriyet ama eğlenceli Hürriyet.
Rating meselesi...
Bugünkü rating ölçümlerinin reklam veren için sağlıklı sonuçlar vermediğini yazdım.
Ortalık karıştı.
- Kanal D’de panik ve korku hakimmiş...
- Kanal D’nin ratingleri kötü gittiği için sistemi itibarsızlaştırmaya çalışıyormuşum...
Falan da filan...
Demediklerini bırakmadılar.
İsteyen inanır isteyen inanmaz, Kanal D’cilerle bu konuyu bir kez bile konuşmadım, İrfan Şahin’le aylardır bir araya gelmedik.
Gördüğümü, düşündüğümü yazdım.
Rating yazım bu kadar tepki çektiğine, konuşulduğuna, tartışıldığına göre cin şişeden çıkmış demektir.
Sektör, reklam verenler, yapımcılar, kanal yönetimleri bu sistemi tartışmalı.
Bugüne kadar her rating sistemi tartışıldı da TNS’in ne dokunulmazlığı var?..
Ve son olarak bir kez daha söylüyorum;
Ben reklam veren olsam bugünkü ratinglerin sonucuna göre asla reklam vermezdim.
Şu yaş aralığında, şu hedef kitle, şu gelir grubu diye benim işime yarayacak çok daha spesifik data isterdim TNS’den...
Sonra da o kitlenin izlediği yapımları bulur, o yapımlar ilk 100 listesinde 50’nci de çıksa gidip reklamı mı onlara verirdim.
Bu sistemde şirketler kendi hedef kitlelerini saptamadan reklam verdikleri sürece paralarını çöpe atmış demektir.
CNBC-e hakkında bunları biliyor musunuz ?
- Dünyada yarım gün ekonomi, yarım gün dizi ve film kanalı olarak yayın yapan ilk kanal olduğunu...
- Bu fikrin mimarlarının Erman Yerdelen ve Nuri Çolakoğlu olduğunu...
- CNBC’nin Amerika dışındaki en başarılı kanalı olduğunu...
- Kanalda 55 kişinin çalıştığını, 8 ekran yüzünün olduğunu...
- Kanalın ekonomi habercileriyle, dizi ve film saatlerini hazırlayan ekibin tamamen farklı olduğunu...
- Yayın yönetmeni Servet Yıldırım’ın küçük çocuğunun uzun süre, “Sponge Bob’ı benim babam yapıyor” diye dolaştığını...
- 16 Ekim 2000 tarihinde yayına başladığını...
- Her gün Piyasa Ekranı’nı sunan İnci Özkasnak Özbek’in eşinin, Leb-i Derya ve Ferah Feza restoranlarının sahibi Ahmet Özbek olduğunu...
- Kanal çalışanlarına borsa yasağı olduğunu, eğer hisse alıyorlarsa kanal yönetimine bildirmek ve 3 ay elinde tutmak zorunda olduğunu...
- Ekran yüzlerinin Twitter’da kendi adlarına twit atamadıklarını, sosyal medyada yer alamadıklarını...
- Sadece borsanın açık olduğu saat ve günlerde çalıştıklarını...
- Benim tüm bu bilgileri kanalın yayın yönetmeni Servet Yıldırım, ekran yüzleri Berfu Güven, İnci Özkasnak Özbek ve Burçak Önder’le yediğim yemekte öğrendiğimi...
Tiyatro ödeneği siyasidir
Kültür Bakanlığı bugüne kadar ödenek alan pek çok özel tiyatroya ödenek vermedi.
Hep aynı tiyatrolara ödenek verilecek diye bir kural yok.
Kültür Bakanı Ömer Çelik de öyle diyor zaten. Ancak hükümet edenlerin her şeye, her sektöre bizden-onlardan diye yaklaştığı bir iklimde ne yazık ki bunun siyasi olmadığına inanmak zordur.
Bunun için yerel belediyelerin tiyatrolarında oynanan oyunlara bakmak yeterli...
Neredeyse bütün oyunlar dini motifler ve mesajlarla bezeli.
Diğer oyunların ve toplulukların belediye sahnelerinde yer bulmaları imkansız hale geldi.
Böyle bir ortamda tiyatrolara yapılan ödenekleri de siyasi tercihlerin belirlemediğini söylemek saflık olur...
Bu adamlar ne yapıyor...
Fotoğrafı ben çektim, Fındıklı’da Salı Pazarı’nda...
Bu gençler kırmızı ışık yanınca yaya geçidine fırlıyorlar.
Arabalardaki yolcuların, şoförlerin şaşkın bakışları arasında ellerindeki labutları, topları çeviriyorlar...
Kısacık gösterileri bittikten sonra da şapkalarını çıkarıp para topluyorlar.
Bütün süreleri kırmızı ışıkla yeşil ışık arası kadar...
Daha çok yurt dışında rastladığımız bu trafik ışıkları gösterileri İstanbul’a da gelmiş durumda.
Ama tek bir fark var...
Bizim şoförler para vermek bir yana, “Ne yapıyor bunlar” diye şaşkın şaşkın bakıyorlar.
Not: Bu arkadaşlara gösteri yapmaları için Mecidiyeköy’deki ışıkları öneririm.
95 saniye kırmızı, 15 saniye yeşil ışıkla şehrin en uzun kırmızı ışığına sahip yaya geçidi burada.
Yeşil ışıkta ancak üç arabanın geçebildiği öyle saçma bir sinyalizasyon var ki orada, tiyatro bile oynayabilirler.
Paylaş