Paylaş
Güneş Emir, haftanın 7 günü süren uzun çalışma koşullarına isyan ederek başrol oynadığı diziden ayrılmış bunun üzerine yapımcı kendisine tazminat dava açmıştı.
Önceki gün bu dava sonuçlandı.
Bu davanın ilginç bir yanı daha vardı; Çünkü Oyuncular Sendikası’nın da müdahil olduğu ilk davaydı bu.
Çünkü Güneş Emir, çalışma saatleri nedeniyle yapımcıyla ters düştüğünde Sendika’ya başvurmuş, Oyuncular Sendikası da yapımcısı Focus Film’e “Çalışma saatleri düşürülmeli, üyemize daha insanı çalışma koşulları sağlanmalıdır” ihtarı çekmişti.
Focus Film bu uyarıları da dikkate almayarak Güneş Emir’e dava açmıştı.
Önceki gün görülen davada Oyuncular Sendikası Başkanı Memet Ali Alabora, Genel Sekreteri Şebnem Sönmez ve gözlemci olarak Bir-Oy’un avukatı da yer aldı.
Görülen dava sonunda mahkeme, Oyuncular Sendikası’nın sunduğu “sözleşmenin başından beri geçersiz” olduğu gerekçesini kabul etti ve açılan davanın haksız olduğuna hükmederek davayı reddetti.
Bu gelişme Türkiye’deki TV ve sinema sektörü için büyük önem taşıyor.
Çünkü ilk kez bir oyuncu ve Oyuncular Sendikası, ağır çalışma koşulları gerekçesiyle bir yapım firmasına karşı dava kazandı.
Mahkemenin bu kararı hem pek çok oyuncuyu cesaretlendirme hem de ilerisi için emsal olabilmek açısından önem taşıyor.
Bu yazın şarkısı
Eurovison yarışmasında Azerbaycan’ı temsil eden Ferid Memmedov, Danimarka’nın ardından ikinci oldu...
Ferid üç hafta Türkiye’ye gelmiş ve benim program 2 Laf Edelim’e konuk olmuştu.
Eurovision’da yarışacağı şarkı Hold Me’yi seslendirdi ve Türkiye’den destek istedi.
İddialıydı Ferid Memmedov, hatta “Birinciliğimi gelip orada canlı izlemeni isterim” diyerek Eurovision’a davet etti beni... Gidemedim.
Sonunda da yarışmada 10 ülkeden tam puan aldı Ferid.
Benim programda sesini de şarkısını da çok beğenmiştik.
Bu yazın şarkısı Azerbaycan’dan gelirse şaşırmam...
Çünkü o programda Ferid, “Şarkının Türkçe’sini de yaptım” diyerek Türkçe versiyonunu da seslendirdi.
Şu kadarını söyleyeyim şarkının Türkçe’si Eurovision’da ikincilik alan Hold Me’den daha güzel...
Bu Türkçe versiyon, bu yaz çok dinleyeceğimiz şarkılardan olabilir.
Cannes’dan
Dün sabah Cannes Film Festivali’ne geldim.
Son yıllarda Cannes, Türk sinemasının adından sıkça söz ettirdiği bir festivale dönüştü.
Türk sinemacıların katılımı da artıyor, ödüller de artıyor, Cannes’a gelen sinema meraklısı Türkler de artıyor, Türk pavyonunun ziyaretçileri de artıyor.
Dakika bir gol bir, uçakta Belçim Bilgin’i gördüm. Bu yıl filmi yok, bazı film görüşmeleri için gidiyormuş Cannes’a...
Bakalım üç gün boyunca neler göreceğiz festivalde...
Erol Kaynar’dan kaçak içki itirafı...
40 yıllık işletmeci Erol Kaynar’la Pazar Kelebek’te yaptığım röportajın en çarpıcı bölümlerinden birini bugüne sakladım. Mekanlardaki kaçak içki meselesi... “Tek bir bardak kaçak içki satmadım. 18 yaşından küçükleri asla mekanlarıma almadım” dedi.
Sohbetin devamı şöyle gelişti...
- Sektörde kaçak içki satan çok mekan var mı?
- Bu bana yakışmamakla birlikte sorduğun için çok üzülerek söylüyorum: Ne yazık ki var. Aynı mesleği yaptığım arkadaşım işi başka boyuta taşıyorsa sektör zarar görür. Önce bizim birbirimizi denetlememiz lazım.
- TURYİD neden kaçak içkiye müdahale etmiyor peki?
- Şu an ben yönetiminde değilim, olmayı da düşünmüyorum artık. Neden müdahale etmiyor, bilemiyorum. Ben olsam bu işe el koyardım. Yanlış yapanı ayıklaması ya da düzeltmesi lazım derneğin.
- Denetçiler geliyor diyorsun, kaçak içki satan mekanları gidip görmüyor mu?
- Denetleniyor benim bildiğim ama çok daha fazla bu işi kurcalamak istemiyorum.
- Çok popüler mekanlar var mı bu yola başvuran?
- Kıyıda köşede kalmış yerleri ben bilmem. Bizim bildiklerimizden bahsediyorum zaten. Bu bile mazeret değil ama adam parasız kalmıştır, çaresizdir işletme sahibi bu yola başvurmuştur diyebilirsin. Öyle yerler var ki hakikaten buna ihtiyacı yok. Hem popüler hem kazancı yerinde olan mekanlar bile var. Bunların bu işi yapıyor olmasını aklım almıyor.
Paylaş