Paylaş
Halkalı’da her sitenin kafasına göre havai fişek gösterisi yaptığını örnek göstererek...
Denetimsiz havai fişek kutlamalarına son verilmesi gerektiğini söyleyerek...
Bu yazım üzerine İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı.
“Yazdıklarınıza katılıyorum” diyerek şu bilgileri verdi:
“Önemli bir konuya değinmişsiniz. Gürültü ve çevre kirliliği açısından bizim de üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konu bu.
Adam düğününde havai fişek patlatıyor, gidiyor bir de mahallesinde havai fişek patlatıyor.
Bu başıbozukluğu mutlaka kontrol altına alacağız.
Cumhuriyet Bayramı, İstanbul’un Fethi gibi belirli günler dışında kontrolsüzce yapılan havai fişek gösterilerini bitireceğiz...
Bu konuda yeni bir düzenleme yapmamız gerekiyor.
Üzerinde yoğunlaştığımız ve önümüzdeki dönemde hızla çözüme kavuşturacağımız bir konu bu.
Sizin eleştirinizi de bu süreci hızlandırmak konusunda toplumun hassasiyeti olarak değerlendiriyoruz...”
Sayın Vali’ye hassasiyeti ve konuyla hızla ilgilendiği için teşekkür ediyorum.
İstanbul’u herkesin kafasına göre havai fişek patlattığı bir şehir olmaktan kurtarmalıyız.
Hangi Hakan Şükür?
Hakan Şükür, Maraton’a yorumcu olarak katıldı.
Seçim döneminde TRT’deki yorumculuğu bırakması konusunda çok ısrarcı olmuştum...
Bırakmıştı da...
Şimdi milletvekili olarak spor programında yorumcu olması ayrı bir etik tartışmayı beraberinde getirir...
Milletvekili olan hatta bir siyasi partiye üye olan birisi, gazetede köşe yazabilir mi, şike konusunda, küme düşme konusunda hükümetin çizgisi dışında bir şey söylemesi mümkün mü?
Milletvekili sıfatını unutmadan yorum yapamayacak, bu da onun elini kolunu bağlayacak.
Bu yüzden tanıdığım Hakan Şükür’ler arasında hangisini daha çok seviyorum diye bir sıralama yaptım.
Şu sonuç çıktı:
1- Futbolcu Hakan Şükür
2- Yorumcu Hakan Şükür
3- Milletvekili Hakan Şükür
Türban
Geçen hafta birbirinden alakasız ama bir o kadar alakalı iki olay yaşandı.
Borusan’ın, imaj bozuyor diye türbanlı otomotiv sunucusuna Mini Cooper vermek istemediği yazıldı.
Bunun üzerine Mini Cooper marka müdürü istifa etti, Borusan yanlış anlaşıldıklarını söyleyip özür diledi.
Olay tatlıya bağlandı...
Aynı günlerde “Bugün Ne Giysem” yarışmasının finalinde türbanlı yarışmacı birinciliği kıl payı kaçırdı. Türkiye’de bir moda yarışmasının ikincisi türbanlı bir yarışmacı oldu.
Eskiden olsa...
Ne Borusan bu konuyu dert ederdi, ne de türbanlı bir kadın bırakın ikinci olmayı, bir moda programında yarışabilirdi.
Şu iki örnek bile Türkiye’de türban tartışmalarında sona gelindiğinin kanıtıdır.
Belki tüm bu sürecin sonunda kimsenin giyimine kuşamına, yediğine içtiğine ve de Noel Baba’sına karışılmayan bir ülkeye sahip oluruz...
İşin doğrusu çıkacak
Serdar Ortaç’ın kumardan kazandığı paranın reklam amaçlı olduğunu yazanlardan biri de benim.
Bizim bu iddiamıza inat Serdar Ortaç’ın parayı kazandığı anın fotoğrafları servis edildi gazetelere.
Aslında tartışmaya gerek yok.
Serdar Ortaç 1 milyon 200 bin doların vergisi olan 270 bin doları maliyeye öderse, gerçekten kumardan bu parayı kazanmış demektir. Ama yok “Ben bu kadar kazanmadım” yollarına saparsa, anlayacağız ki bizim dediğimiz doğrudur!
Not: Kıbrıs’ta kazanılan paranın ne kadarının vergiye gittiğiyle ilgili bir tartışma da var. Oteller, kumar parasının vergisinin peşin ödendiğini iddia ediyorlar mesela...
Eyvah Temel fıkraları bitecek!
2011 yılında Trabzon’da 5 bin bebek dünyaya gelmiş. Ve hiçbir anne-baba bebeklerine “Temel-Dursun-Fadime” adını koymamış. Koydukları isimler; Kayra, Berk, Ayberk...
Tehlikenin farkında mısınız?
Gelecekte Temel fıkraları olmayacak!
Paylaş