Paylaş
Nihayet Milli Eğitim Bakanlığı liselerde bir araştırma yaptırdı.
14-18 yaş arasındaki 31 bin öğrencinin katıldığı araştırmadan çıkan tablo korkunç.
Esrarda alışkanlık edinme yaşı 13.
100 öğrenciden 3.3’ü en az bir kez esrar içmiş.
Yüzde 2.4’ü en az bir kez uçucu madde çekmiş.
Yüzde 1.4’ü amfetamin, yüzde 1.2’si LSD kullanmış.
Yüzde 1’i de kokaini en az bir kere denemiş.
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Şimdi bu araştırma sonrasında Başbakan ve Milli Eğitim Bakanlığı ne yapacak?
İlla haber bültenlerinde eroin krizlerinden ölen gencecik çocukları mı görmemiz gerekiyor?
Uyuşturucuyla kapsamlı bir şekilde mücadele etmek amacıyla başlatılacak büyük bir kampanya için kaybedilecek bir dakika bile yok.
Hükümet ilk adımı bu araştırmayla attı, devamını getirmeli.
Barlara giren 20-30 yaşındakilere sigarayı yasaklamaktan çok daha
önemli bu.
Cam şişede su istiyorum
Hani cam sağlıktı? Ne oldu bir zamanların “camda alın, görerek alın” sloganlarına? Her şey pet şişelerde, plastik kaplarda. Mesela zeytinyağı...
Adam 0,5 asit oranlı zeytinyağ üretmiş, 30-40 lira fiyatla etiketlemiş ama o güzelim zeytinyağını cam şişeye koymayı akıl edememiş ya da işine gelmemiş.
Ben dünyanın en iyi zeytinyağı da olsa plastik şişedeyse almıyorum.
Plastik şişe önce zeytinyağına, sonra tüketiciye hakaret.
Diğer tarafta son 10-15 yılda hepimizin evine giren 19 litrelik plastik ya da polikarbon dedikleri su damacanaları var.
Benim çocukluğumda mahalleye MAN kamyonuyla gelen sucular vardı. Etrafı hasır korumayla örtülü 15-20 litrelik cam damacanalarla evlere su servisi yaparlardı.
O cam damacanalar bugün neden kullanılmıyor?
Küçük pet şişe suları da aynı şekilde. Hadi bakkalda, markette satılıyor. Restoranlar, kafeler hangi mantıkla masalara pet şişeyle su servisi yapıyorlar?
Her gittiğim kafede tartışıyorum “Cam şişede su istiyorum” diye.
Küçük ve litrelik pet şişelerin cam olanını neden üretmiyor su firmaları?
İsteyen pet şişede alsın isteyen camda, bu seçeneğimiz neden elimizden alınıyor?
Kestane, Uludağ gibi markalar yeni dizayn cam şişeleriyle bunu yapıyor, Taşdelen gibi markaların klasik şişeleri lokantalarda var.
Ama yetmez...
Cam daha fazla hayatımızda olmalı.
Yiğit Bulut’un maskesini düşürmece!
Yiğit Bulut, AGB ve TİAK’a savaş açtı, iki gündür demediğini bırakmıyor.
TV izlenme ölçümleri sağlıksızmış. Başbakan ve hükümet bu sistemi yıkmak için harekete geçmeliymiş... Öyleyse bize de onun maskesini düşürmek kalıyor.
6 ay önce, Habertürk’ün hasbelkader NTV’yi geçtiği dönemde Yiğit Bulut ne yapıyordu?
Aynı AGB ve TİAK’ın sonuçlarına dayanarak Habertürk gazetesine boy boy ilanlar verip nasıl en çok izlenen haber kanalı olduklarını anlatıyordu.
AGB’yi ve reyting sonuçlarını ayakta alkışlıyordu.
O günkü reyting sitemiyle bugünkü arasında ne fark var?
Hiçbir şey!
Değişen tek şey şu; NTV yeniden zirveye çıkıp yerini pekiştirdi, CNN Türk reytinglerini artırıp Habertürk’ün ensesine dayandı.
Yiğit Bulut da köpürdü...
Reyting sonuçlarında Habertürk birinci çıkınca AGB çok iyi...
Birincilik gidip, ikincilik bile tehlikeye girince AGB tu-kaka...
Cem Uzan bu taktikleri zamanında denemişti, yani bayat numaralar.
Medyaya RTÜK önerecek kadar yaratıcı olan Yiğit Bulut başarısızlığını AGB’ye ihale edecek kadar kötü çözümler bulmamalı.
Ahkam kestiği “ahlaksız-seviyesiz-zırva yayıncılık” konusunda Habertürk TV’de yaptıklarına ise hiç girmeyeyim bile...
Ömür’ün kürkü
Bizim “hayvan haklarından sorumlu bakanımız” Ömür Gedik duydunuz mu üzerine giydiği sahte kürkle ilgili ne demiş;
“Hayvanlara yapılan katliamı protesto etmek için kürk benzeri kıyafetler giyiyorum”...
Buna kim inanır? Belli ki Ömür, sahte de olsa kürkün şehvetine kaptırmış kendini.
Yine de ben beyanını kabul ederek kendisine yeni protesto yöntemleri öneriyorum:
? Sokakta korsan satışı protesto etmek için filmleri internetten bedava indirmek...
? Film çekimlerinde hayvanlara yapılan eziyeti protesto etmek için hayvanların rol aldığı bir film çekmek...
? Yunusların havuzlarda gösteri yapmasını protesto etmek için yunus üretim çiftliği açmak...
? Hayvanlar üzerinde deney yapan kozmetik ürünlerini protesto etmek için sürekli makyajlı gezmek...
Paylaş