Ünlülere Demirel taktiği

Derya Baykal, "Murat Topoğlu’yla ilişkiniz var mı" sorusuna sinirlenmiş, Saba Tümer’e canlı yayında "Buraya beni bunun için mi çağırdınız" diye kızmış.

Derya Hanım’a, "Evet bunun için çağırdık" yanıtını vermek lazım...

Benim de başıma gelmişliği vardır.

Gelen konuğa özel hayatıyla ilgili en ufak bir şey sorduğunuzda, "Buranın bir magazin programı olmadığını düşünüyordum" gibi yanıtlar aldığım çoktur.

Evet magazin programı değil ama gelen konuğa da herkesin merak ettiklerini sormayacaksak o konuğu çağırmanın anlamı ne?..

Ünlülere bu konuda çok önemli bir ismi sıkı takip etmelerini tavsiye ederim; Süleyman Demirel’i...

Alsınlar Demirel’in eski yeni röportajların kasetlerini tekrar tekrar izlesinler.

Demirel, en sinirlendiği, en sevmediği soruda bile spikere çıkışmaz, her soruya yanıt verir... Daha doğrusu verirmiş gibi yapar da, vermez...

Yanıt olarak bir sürü laf söyler ama o laflar içinde sorunun yanıtı yoktur.

Ama olsun, bir şekilde yanıt vermiştir, çok iyi bir politikacı taktiğini başarıyla uygulamıştır.

Ünlüler de kontrolü kaybedip sinirlenmek yerine Demirel taktiğini benimsesinler, bir şey söylemeseler bile söylüyormuş gibi yapsınlar.

Bu yüzden Saba Tümer soruyu sormakta doğru yapmıştır, Derya Baykal ise fevri davranarak yanlış...

Coğrafya

"Uruguay’ın Avrupa’da ne başarısı var ki"...

Sergen Yalçın’ın ilk resmi yorumculuk denemelerindeki bu hatası çok konuşuldu.

Uruguay nere, Avrupa nere?

Belli ki Sergen, Ukrayna’yla karıştırmış Uruguay deyivermişti canlı yayında. Dünkü Milliyet’in arka kapağında da Şili’de faaliyete geçen Llaima yanardağının haberi vardı.

Llaima’nın Güney Afrika’nın en etkin yanardağı olduğu söyleniyordu haberde.

Şili?.. Güney Afrika?..

Belli ki burada da editör Güney Amerika yerine Güney Afrika yazmıştı dalgınlıkla...

Yani bu tür hataları hepimiz yapıyoruz yani Sergen’in yorumculuğunu bu örnekle karalamaya çalışmak doğru değil.

Oradan buradan...

n Roberto Carlos’un göbeği mi çıkmış ne? Yaz tatilinde çok mu yedi içti, yaşı mı geçti bilmiyorum ama "Fenerbahçe’ye bu sezon borcumu ödeyeceğim" diyor. "O göbekle mi" diyesi geliyor insanın...

n Carlos’un ki neyse de Demet Sağıroğlu’nun göbeği ne olacak? Geçen gün gazetede gördüm. Bu arada Tuna Kiremitçi de kilo almış galiba, aşk şişmanlatır mı?..

n Gülben Ergen mesaj atmış, "Cuma akşamı konserime gelir misin" diye. Ben de, "Benim için bir şarkı söylersen, evet" diye takıldım... "Kandıramazsın beni, susturamazsın beni, ben kötüyüm sen iyi mi"yi söyleyeceğim. Senin şarkın bu" demiş. Rexona reklamında eleştirmiştim ya onu... Güldürdü beni ama gidemedim konserine, o sahneye çıktığı saatlerde Bozcaada feribotundaydım...

n Facebook’un gazı fazlasıyla kaçtı değil mi? Tanımayıp arkadaş listesine eklemediklerimizle bozuşur duruma geldik neredeyse. Sanki sokakta görüp selam vermemişiz muamelesi çekiliyor Facebook’a. Abartmayın, arkadaşlar alt tarafı sanal bir ortam ya...

n Uykusuz mizah dergileri içinde yükselişte... Leman ve Penguen’le birlikte benim gözümde ilk üç’e girmiş durumdalar. Elektrik zammıyla ilgili "Tayip Erdoğan’lı priz" kapakları da çok iyiydi...

n İtiraf ediyorum ben bir Haribo bağımlısıyım. O kadar ki bir çocuğun elinde Haribo görsem kafasına bir tane patlatıp elinden paketi almakta sakınca görmem.
Yazarın Tüm Yazıları