Paylaş
Bir yanıt çıkmadı...
Şimdi iş daha çetrefilli bir hal aldı...
Türkiye, Eurovision’a üç yıldır neden katılmıyor?
Oylama sistemini protesto ettiği, bu sistemin ülkelerin birbirini kayırmasına zemin hazırladığı için...
TRT, sırf bu yüzden Eurovision’dan çekilip Türkovizyon diye bir şarkı yarışmanın yapılmasına öncülük etti.
Geçen yıl ilki Eskişehir’de yapılan bu yarışmanın ikincisi önceki gece Tataraistan’ın Kazan şehrinde gerçekleşti...
Ve gördük ki Türkovizyon’un oylama sistemi Eurovision’dan betermiş.
Ülke kayırmaca, yanlı kullanılan oylar, komşuyu desteklemeler ne ararsan varmış Türkovizyon’da...
“Bütün ülkelerin birleşip toplu halde bir ülkeye oy vermeme” gibi bugüne kadar Eurovison’da görmediğimiz bir protesto şekli bile Türkovizyon’da hasıl olmuş...
Türkiye’yi juride temsil eden Sinan Akçıl, yarı finalde pek çok ülkeye 1 puan verince, o ülkeler de finalde birleşip Türkiye’ye 1 puan vermiş.
Türkiye’yi temsil eden Funda Kılıç adlı hanım kızımız da aldığı 1’er puanlarla 25 ülkenin katıldığı yarışmada 15’inci olmuş...
Vallahi 40 yıldır katıldığımız, sonra beğenmeyip ayrıldığımız Eurovision’da bile böyle skandal bir oylama görmemiştik.
Sinan Akçıl, “Ne bileyim açık oylama olduğunu. Yarı finalde beğenmediğim tüm şarkılara 1 puan verdim, meğer açık oylamaymış ve herkes görüyormuş o yüzden alınmışlar” diye anlattı skandal oylamayı...
İşin daha korkuncu ne biliyor musunuz?
TRT’nin ön ayak olduğu bu yarışmaya KKTC de katılmıştı geçen sene.
Bu yıl davetli olduğu halde Rusya’nın kulisleri sonucu son anda çıkartıldı yarışmadan KKTC.
Yani Türk dünyasının müzik yarışmasında da kendine yer bulamadı KKTC...
Eee, tüm bunlardan sonra Türkovizyon için ne diyeceğiz?
Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk.
Eurovision’dan daha beter oylama sistemi ve protestorlar çıktı karşımıza...
Şimdi çok merak ediyorum Türkovizyon’u da protesto edip seneye finallere gitmeyecek miyiz?
Gideceksek Eurovision’u ne diye protesto ediyoruz o zaman...
Demek ki bu tür yarışmaların hiçbirinde dört dörtlük bir oylama sistemi geçerli olmuyor...
Bu işin çözümü şudur:
Ya ikisine de katılalım ya da oylama konusunda bu kadar ilkeliysek ikisini de protesto edelim...
Benim oyum ikinden yana...
Prandelli tüy dikti
Galatasaray-Trabzonspor maçına bile ayaklarım gitmedi.
Stada gideyim, gitmeyeyim derken, evde oturup izledim maçı.
İyi ki de gitmemişim...
Ve galiba bu gidişle bu sezon hiçbir Süper Lig maçına da gitmeyeceğim Galatasaray’ın...
Küfür, kıyamet...
Kavga, dövüş...
Kalitesiz futbol, şike, Passolig darken...
Futboldan iyice soğuttular bizi...
Üzerine bir de Prandelli Efendi çıktı, tüy dikti...
Albayrak seyirciyi stada çağırıyor da, Galatasaray’ın neyini izlemeye gitsin seyirci...
Nur Yerlitaş’ın bir doğrusu bir yanlışı
Armağan Çağlayan’ın Nur Yerlitaş’la pazar günü Radikal’de yaptığı röportaj çok güzeldi...
O röportajda Nur’a sonuna kadar katıldığım bir nokta var, bir de şiddetle itiraz ettiğim...
Armağan’ın, “Eskiden starlara kıyafet dikerdin şimdi starlardan daha star oldun, starlar bundan rahatsız olur mu” sorusuna, “Sanmıyorum. Onlar büyük bir star ve üreticiler. Benim ise sadece balon bir gündemim var” yanıtını vermiş...
Çok doğru...
“Kişi kendini bilmek kadar irfan olamaz” derler ya, Nur Yerlitaş’ın da oturduğu koltuğun, bulunduğu yerin farkında olması çok güzel...
İtiraz ettiğim noktaya gelince...
“Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın mitingine gittiğim için, Erdoğan ve ailesini çok sevdiğimi söylediğim için çok tepki aldım, Beşiktaş’ta yüzüme tükürdüler. Ben Erdoğan’ı desteklediğimi açıkça söyledim. Ben elimi taşın altına koymayı çok seviyorum. Ben zoru seviyorum” diyor Nur Yerlitaş...
Kusura bakma da Nur, bugün Erdoğan’ı sevmek değil sevmemek taşın altına elini koymaktır, zoru sevmektir...
15 yıl önce olsaydı anlardım, bugün Erdoğan’ı severek taşın altına nasıl el konulur anlamış değilim, olsa olsa taşın üstüne oturulur...
Tugay Kerimoğlu’nun müthiş fotoğrafları
Hem futbolculuğunu, hem futbol adamlığını sevdiğim isimlerin başında gelir Tugay Kerimoğlu...
Yıllarca yurt dışında oynayan, performansıyla beğeni toplayan Türk futbolcusudur aynı zamanda...
Ben Tugay’ın böyle bir fotoğraf merakı olduğunu bilmiyordum.
Bir süre önce Instagramda keşfettim...
Ancak onun gibi estetik vuruşlar yapabilen bir futbolcu bu estetik fotoğrafları çekebilirdi zaten...
Müthiş fotoğraflar çekip paylaşıyor Tugay Kaptan...
Keşke Prandelli yerine Galatasaray’ın başına gelse de takıma da estetik bir dokunuş yapsa...
Instagramda “tugaykerimoglu70” adresinden takip edebilirsiniz.
Paylaş