Türkiye ve Almanya

New York Times neden Almanya’yı değil de, Türkiye’yi mercek altına almaya kalkıyor?
Oysa Avrupa’da koronavirüs salgınını başarıyla yürüten iki ülke var... Biri Almanya, diğeri Türkiye.
Almanya’da 150 bini geçti vaka sayısı, 5 bin 500 kayıp var.
Türkiye’de 100 bine yaklaştı vaka sayısı, 2 bin 500’e yakın kayıp var. Bu iki ülkede vaka sayısıyla vefatlar arasında çok ciddi bir makas var.
Demek ki olabiliyormuş.
Bizde ilk vaka sayısının görüldüğü 11 Mart’tan bu yana 6 hafta geçti, 7’nci haftanın içindeyiz.
Günlük kayıplarımız 120’ler civarında.
İtalya, İspanya, İngiltere’de 7’nci haftalarda ölümler her gün 800’ler, 900’ler civarındaydı.
Arada salgını yönetme, kontrol altına alma konusunda çok ciddi farklar var.
Belki Çin’de, İran’da olabilir ama bizim gibi açık toplumlarda günlük 500-600 ölümü saklayamazsınız.
Dolayısıyla Türkiye’nin bu işte bir İspanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Amerika olmadığı çok açık.
Dünyanın emperyal güçleri bu sınavda sınıfta kaldılar. Bunun iki nedeni var...
Birincisi:
Bazılarında sağlık sistemlerinin altyapıları zayıftı.
Sağlam olanlarında da her şey paraya endeksliydi. Parası olmayanın öldüğü bir sistem.
Obama sağlık sisteminde istediği reformu yapabilse belki Amerika’da bugün bu kadar ölüm gerçekleşmeyecekti.
İkincisi:
Türk insanının pratik işlerdeki iş bitiriciliği. Ben dünyanın hiçbir yerinde dükkandaki dört müşteriyle aynı anda ilgilenebilen bir çalışan görmedim mesela. Türkiye’de bakkal bile para üstü verirken diğer müşterinin paketini hazırlar, üçüncüye de ne istediğini sorar.
Eminim bir anda 100 hasta yığıldığında herkesi sıraya sokmaya çalışan bir İtalyan, bir Amerikalı ne yapacağını şaşırmıştır.
Ama benim cefakar sağlıkçı kardeşim hem bilgisiyle hem pratik becerisiyle bu zorluğun da üstesinden gelir.
Dolayısıyla bırakın NY Times’ın ne dediğini hem sağlık sistemimiz hem sağlıkçılarımız iyi bizim.
Bunu da bütün dünyaya gösteriyoruz.

Güzel 23 Nisan

23 Nisan hiç bu kadar güzel kutlanmamıştı.
Evet evlerdeydik, evet sokaklarda meydanlarda buluşamadık ama ortak duygusu güzeldi.
Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek güzel.

THY uçuşu

23 Nisan’ın en güzel görüntülerinden biri THY’den geldi.
Gökyüzündeki uçakların uçuş rotalarını gösteren flightradar24’ten izledim uçuşu.
Boş havalanan TK1920 sefer sayılı THY uçağı Ankara semalarında, dünyanın en büyük bayrağını çizdi.
Uçuş rotası olarak ay ve yıldızı Türkiye’nin üzerine kondurdu.
Sadece uçakların yerde olduğu şu karantina günlerinde değil, THY’nin tarihindeki en anlamlı uçuşlardan biriydi bu.

İlk gün iyiydi

4 günlük sokağa çıkma yasağından ilk gün izlenimi:
◊ Bizim mahallenin marketi hiç olmadığı kadar boştu.
◊ Sokaklarda kimse yoktu.
◊ Öğlene kadar alışveriş serbest olsa da insanlar sokağa çıkma yasağına uydular.

Virüsün adaleti

Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro’nun Covid-19 testinin pozitif olduğu haberi hâlâ gelmedi mi?
Dünyada virüsü umursamayan liderlerden biri de bu.
“Grip gibi bir şey” diyor, “Bu kadar abartılacak bir durum yok” diyor.
Hatta karantinanın kaldırılmasını isteyen gösterilere bile katılıyor.
Ama konuşma yaparken de öksürüyor.
Bu görüntüleri çok konuşuldu dünya basınında.
Geçen yaz da Amazonların cayır cayır yanmasına seyirci kalmış, dünyanın önlem alınması konusundaki baskılarını görmezden gelmişti.
Şimdi de ülkesindeki 47 bin vakaya, 3 bin ölüme “grip salgını” diyor.
Eğer bu korona onu değil de biz evinde kalanları bulursa, virüsün de adaletinden şüpheleneceğim.

Elektronik facia

Sokağa çıkma yasağının hemen öncesinde olmaması gereken bir elektronik facia yaşadım.
◊ Evde Apple TV’nin kumandası bozuldu...
◊ Bilgisayarın hoparlörü cortladı...
◊ iPad’in ekranı çatladı...
Bizim astroloji yazarımız Aygül Aydın’a sormam lazım, Merkür falan ters mi gidiyor?