Paylaş
1300 salon gibi sayısı sürekli artan rekor bir salonda gösterime girdi...
Birinci hafta sonunda 2.251.000 gişeye ulaştı...
Şimdi herkes 7 milyonu aşıp aşamayacağını, Recep İvedik 4’e ait olan 7.369.098 kişilik seyirci rekorunu kırıp kıramayacağını merak ediyor.
Ama durun bir dakika, bu cuma karşısına güçlü bir rakip çıkıyor: Star Wars...
Tüm dünyada merakla beklenen “Star Wars: Güç Uyanıyor” bu cuma vizyona giriyor...
Düğün Dernek’in salon sayısı azalacak, sinemaya giden seyircinin önüne alternatif bir seçenek daha çıkmış olacak...
Üstelik sadece Star Wars da değil, bu hafta sonu Çağan Irmak’ın filmi Nadide Hayat da vizyona giriyor...
Şimdi asıl yıldız savaşları bu hafta vizyonda Düğün Dernek’le Star Wars arasında yaşanacak...
Bir tarafta dünya yıldızı bir film, diğer tarafta Türk sinemasının gişe rekortmeni filmi...
Peki kim kazanır?
Size bir şey söyleyeyim mi, Tüpçü Fikret elindeki küçük tüpü, ışın kılıçlı Jedi savaşçılarının kafasına yerleştirirse hiç şaşırmam...
Zaten bu hafta sonu Star Wars: Güç Uyanıyor ve Nadide Hayat el ele verip önünü kesemezse Düğün Dernek ocak ayına da çok güçlü girer, 8 milyona da dayanır...
Müzik telifleri çıldırdı...
Elbette emeğe saygı, elbette müzik dünyasının en büyük gelir kapısını koruyacağız ama bu telif işi kontrolsüz bir hal almaya başladı...
Kim kimden ne koparırsa...
Diyelim bir program yapacaksınız ve içinde 5 şarkıyı kısa kullanacaksınız...
Edisyon şirketleri pazarlıklar yapar, her yorumcu kendince bir para ister...
Bitmeyen bir karmaşanın içine düşersiniz...
Tek bir şarkının bir kez kullanımı 5 bin liraya kadar çıktı, 40-50 saniyesi kullanılan bir şarkı için 500-600 lira istenir oldu...
Televizyoncular kazanıyor, neden müzisyenler kazanmasın, elbette kazanacaklar tabii...
Ama bu işin bir standardı, bir tarifesi, bir kuralı olması gerekmiyor mu?
Kim kimi tutarsa öpecek mi...
Kebap, şalgam ve pompalı...
Rakı Festivali’nden olay yaratırsanız, valilikçe yasaklayıp, günlerce hedef gösterirseniz...
Adı Kebap ve Şalgam Festivali olarak değiştirilse bile pompalı tüfekli adamların festivali basmasının önünü açmış olursunuz...
Şimdi buna karşılık hiç rakı festivali yapmasaydınız pompalı adamlar da gelip festivalinizi basmazdı diyenler de çıkabilir...
Peki ne olacak farklı yaşam tarzlarına saygı meselesi?
İstediğimiz zaman rafa kaldırıp, kendimize lazım olduğu zaman mı raftan indireceğiz şu yaşam tarzı denilen şeyi...
Tamam alkolü özendirmesin diye rakının adı festivalden kaldırılsın...
Tamam rakının gizli reklamı yapılmasın...
Ama adı kebap ve şalgam olan festivalde, rakı içiliyor diye pompalı tüfeklerle basılmasın be birader...
Hedef gösterilmesin...
Bakın geçmişte CHP’li Antalya Belediyesi’nin Bavyera usulü özenti bira festivaline hiç sıcak bakmamıştım ama bu kebap ve şalgam festivali tamamen bizim kültürümüzden bir şey...
Her ne kadar ayran dönemi yaşıyorsak da sonuçta rakı da bizim milli içeceğimiz...
Kebap ve Şalgam Festivali aynen devam etmeli...
Bir derbi günü...
* Eskiden daha mı heyecanlı olurdu?
* Eskiden daha mı güzel olurdu?
* Eskiden daha mı sıcak olurdu?
* Eskiden daha mı eğlenceli olurdu?
* Eskiden yabancı futbolcular sahada bu kadar çok değilken daha mı bizden olurdu?
* Eskiden bu kadar profesyonel değilken daha mı samimi olurdu?
Önce ekmekler bozuldu, sonra derbiler...
Bu akşam iyi olan kazansın...
Umarım iyi taraf
Galatasaray olur...
Merak ettiğim garip şeyler...
* Bu telefonların kulaklık girişleri neden aynı da şarj girişleri değil?
* Dünya üzerindeki milyon yıl önceki ağırlıkla bugünkü ağırlık aynı mı?
* Dünya üzerine sonsuz ağırlık yüklesek de bir şey olmaz mı?
* Bütün çocuklar bu kadar masumken büyüdüğümüzde nasıl bu kadar acımasız, cani, gaddar ve kötü olabiliyoruz?
* Bugüne kadar kaç milyon vuruş yazı yazmışımdır acaba?
Paylaş