Paylaş
Günlerdir yayınlamaya sıra gelmedi...
Şöyle deniyor:
“TRT bir kamu kuruluşudur ve öncelikli amacı reyting değildir. Kamu yayın hizmetini önceliğine almış bir markanın ucuz reyting yarışına girmesi beklenemez.
TRT’nin reyting çıkışı bir hak arayışıdır ve bu hak arayışı sadece kendi kanalları için değil tüm Türk medyası içindir”...
Ben de diyorum ki;
Madem öncelikli amaç reyting değil, öyleyse TRT çıksın reytinglerden, eskiden olduğu gibi reyting gözetmeden sadece kamu yayıncılığı yapsın...
Var mısınız?
Hak arayışı dediğiniz, daha çok izlendiğinizi göstermek ve daha çok reklam almak.
Kamu yayıncısı bu alana girdiği sürece ne yazık ki ucuz reyting yarışına dahil olması kaçınılmaz oluyor.
Açıklamada deniyor ki;
TRT Çocuk’un 20 yapımı reytinglere giriyor, süresi kısa olan programlarımızın sayısı azdır.
Ben de diyorum ki;
Lütfen öyleyse 1 dakikalık, 3-5, 8 dakikalık programlarınızı kaldırın. Diğer kanallara ve programlara haksızlık yapmayın. İlk 100 listesinde kafaların karışmasına yol açmayın. Başka kanallar da 1-2 dakikalık programlar yapsa ne olur?
Son olarak deniyor ki;
TRT Çocuk kanalımızın ilk 100 listesinde yer alma gibi bir ısrarı yoktur. TRT’ye reklam hizmeti sağlayan firma -TRT’nin iznini alarak- bu listelerde TRT Çocuk’un olmasını sağlamıştır.
Ben de diyorum ki;
Madem reklamcıların dediği oluyor bilseydim eleştiriyi Sevin Ergun’a yazardım. TRT’nin reklamını satan firmanın başında o var sonuçta... Sonuç:
TRT genel müdürlüğüne nazik açıklamasından dolayı teşekkür ediyorum. Ben de sektörün daha doğru çözümler üretmesi için yazıp duruyorum bu konuyu. Yoksa TRT’ye karşı bir hasmane tutumum söz konusu olamaz.
Dolandırıcılar Selçuk Yöntem’i arayınca...
Tam Canan Karatay’ın dolandırıldığı günlerde Selçuk Yöntem’le Cihangir’de oturuyoruz...
“Abi bu cep telefonu sahtekarları bütün ünlülerin peşinde... Seni hiç aramadı mı bunlar, şuraya para gönder, buraya para getir demediler mi” diye bir kılçık attım ortaya...
Meğer aramışlar...
Selçuk Yöntem’in, “Nasıl kandırıyorlar bu kadar insanı, beni arasalar ne yaparım acaba” diye düşündüğü günlerden birinde cep telefonu çalmış... “Sizi emniyetten arıyoruz hesaplarınız istenmeyen şahısların eline geçti” gibi bir şeyler söylemişler.
“Arkadan da telsiz sesleri geliyor” diyor Selçuk Yöntem...
“Ha ne yapayım” demiş usta oyuncu... “Şuraya şu kadar para getirin...”
“Ya ben şimdi meşgulüm. En iyisi siz Cihangir’e gelip alın... Gelin de ben sizin *#?+\**(^*...” diye başlamış kalaylamaya...
Telefon hemen kapanmış.
“Geri aradım, numara düşmedi” diyor Selçuk Yöntem... Biz hep dolandırılanları okuyoruz ama böyle çetin ceviz çıkan ünlüler de var.
2013’te neler öğrendim...
1- En yakınındaki adamın ihanet edebileceğini...
2- Çocuk aklının eğlencesini...
3- Sokaklarda yürümenin çok güzel olduğunu...
4- Dostlarına daha çok sahip çıkmayı...
5- Cep telefonunu açmamayı...
6- Madrid’in hiç fena bir şehir olmadığını...
7- Kestane şekeri yapmayı...
8- Şehir dışında oturmayacağımı...
9- Uyduruk masallar anlatmayı...
10- Evlat sevgisinin her şeyden üstün olduğunu...
Saygıdan...
En sevdiğim yabancı dizilerden biri Sopranos’tu...
2002 yılında CINE5’e haklarını alıp, şifresiz yayınlamıştık.
En beğendiğim oyunculardan biri de Tony Soprano’yu oynayan James Gandolfini’ydi...
Sopranos bitti...
Gandolfini öldü...
Onların hatıralarına saygı için ne yapıyorum biliyor musunuz?
Sopranos uyarlaması denilen Altındağlı’yı yok sayıyorum.
Çünkü biliyorum, tanıtımını bile izlesem elimden kötü bir kaza çıkacak! Altındağlı için de en iyisi bu...
Sergen’e komik yasak
Sergen Yalçın, Gaziantepspor’un teknik direktörü oldu... 3 haftada 3 galibiyet aldı. Son olarak Trabzonspor’u yendi...
Ama Sergen’in gerekli Teknik Direktörlük diploması yok...
Elazığspor’u çalıştıran Okan Buruk’un da yok...
Sivas’ı çalıştıran Roberto Carlos’un da...
Ya bu kuralı koymayacaksın ya da yanlarına yeterli lisansı bulunan bir hoca alıp kuralın arkasından dolanmalarına izin vermeyeceksin.
Gaziantep’in hocası Sergen ama lisansı olmadığı için Tamer Tuna gözüküyor...
Sergen takımı çalıştırıyor...
Sahaya çıkıyor...
Taktik veriyor...
Soyunma odasına giriyor...
Hoca olarak her şeyi yapabiliyor bir tek maç sonrasında basının karşısına çıkamıyor, Lig TV ekranına çıkıp konuşamıyor.
Neden? Yeterli lisansı yok diye... Öyleyse sahaya da çıkarma!
Sahaya çıkarıyorsan basının önüne neden çıkarmıyorsun?
Neden kendi kendimizi kandırıyoruz. Böyle komedi nerede görülmüş...
Paylaş