THY en iyisi

Ben sıkı bir THY taraftarıyım, yurt dışına ne zaman başka bir havayolu şirketiyle uçsam, THY fanatikliğim artarak dönüyorum.

Mesela son uçuşumdan sonra Alitalia eğer havayolu şirketiyse THY’nin uzay taşımacılığı yaptığına karar verdim.

Bu yazıyı İtalya uçuşumda bavulum kaybolduğu ve hala bana ulaşamadığı için yazıyorsam namerdim.

Sadece THY’ye, özellikle köşe yazarlarının büyük haksızlık yaptığını düşündüğüm için kötü örnekleri göstermek istiyorum.

İstanbul’dan Alitalia uçağına bindiğimizde arkadaşlarıma; "Bakın bu yolculuğumuzda THY’nin ne kadar büyük bir havayolu olduğunu göreceksiniz" dedim.

Doğru söylediğim çok geçmeden ortaya çıktı.

İstanbul-Roma 2.5 saatlik uçuşumuzda THY’nin iç hatlarda verdiği bir küçük sandviç ikram ettiler.

Hostesi çağırsan gelmez, uçak rötarlı kalkar, koltuklar rahatsız langır lungur, körüğe yanaşmak desen büyük lüks...

Yani THY’de olsa yerden yere vuracağımız ne ararsanız Alitalia’da var.

Geçen hafta Alitalia’yla 5 uçuş yaptım, bunlardan 3’ü İtalya iç hatlardı, hepsinde aynı sorunları yaşadık, hepsinde THY’yi sitayişle andık.

Roma’dan, İtalya’nın en kuzeyine Bolzano’ya gittim, bavulum uçaktan çıkmadı.

Bir gün sonra gönderdiler.

Döndüm Milano’dan İstanbul’a uçtum, halen bavulumun nerede olduğunu bilmiyorum.

THY sadece Alitalia’dan değil bugün Avrupa’nın pek çok havayolu şirketinden çok daha iyi durumda.

Air France’tan da, British Airways’ten, Iberia’dan da daha iyi hizmet veriyor.

İddia ediyorum, Lufthansa’yla birlikte Avrupa’nın en iyi iki havayolu şirketinden biri THY.

Şimdi önümüzde bu kadar kötü örnek varken, yarım saat rötar yaptı diye THY’yi yerden yere vuran yazılar çıkmıyor mu deli oluyorum.

Bavulum kayboldu ama modadan futbola, yemek kültüründen sanata pek çok dünya markası yaratan İtalyanlar’dan daha iyi bir havayolu markamız olduğunu gördüm ya bu gurur bana yeter.

Dünya magazini seviyor

Sevdiğim bir arkadaşım iki-üç aydır Amerika’da tatildeydi, öyle magazinle falan arası yoktur.

Bizde yayınlanan magazin programlarını izlemez, magazin haberlerini kötü bulur, insanların özel hayatlarıyla ilgilenmenin kimseye bir şey kazandırmayacağını düşünür.

Amerika dönüşü fikirleri değişti.

Amerikan televizyonları magazin programlarından geçilmiyor dedi...

Ben de geçen hafta İtalya’daydım, orası başka bir alem zaten.

Magazin ve paparazzi olmadan yaşayamazlar herhalde.

Televizyonda ve envayi çeşit dergide sürekli yakalanma görüntüleri, uzaktan çekilmiş öpüşme sahneleri var...

Şarkıcılar, futbolcular, ünlülerin aşkları, tekne görüntüleri aynı bizdeki gibi.

Yani Armağan’ın öpüşme sahneleri bizde değil Amerika ya da İtalya’da da olsa aynı gürültüyü kopartırdı merak etmeyin...

Balon etek

Son yılların en kötü moda geri döndü.Hiçbir kadınsı yanı olmamasına, hiç estetik gözükmemesine rağmen nasıl bu kadar çok kadın alıp giyebiliyor, anlamış değilim.

Sadece bizde de değil, hafta sonu Roma sokaklarında da çok sayıda balon etek giymiş kadın gördüm.

Bir etek bir kadını ancak bu kadar itici yapabilir.

Üstelik bunlar İngiliz’in "hoop skirt" dediği klasik, davetlerde giyilen, belden aşağıya doğru genişleyen türden de değil.

Onun daha da çirkinleştirilmiş hali.

Belden aşağı doğru genişleyen etek, diz üstünde bir lastikle içe doğru kıvrılıyor.

Bunun daha da korkuncu var; şort modelleri...

İki bacakta iki lastikle büzülmüş bir şort!

Dünya çirkini şeyler.

Bana bir tek şeyi, palyaçoları anımsatıyor.

Bu balon etek modası geçtiği gün bayram edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları