İnternette “Tekmelenerek öldürüldü” haberi çıkınca çok üzüldüm. Tekmelenmesine değil, ölmesine...
Gram ihtimal vermedim, The Marmara’nın 15 yıllık köpeği Ebru’nun Taksim’in ortasında tekmelenerek öldürüleceğine... Çünkü biliyordum ve her gün görüyordum ne kadar ağırlaştığını, gözlerimizin önünde eridiğini, hasta olduğunu... 15 yıl boyunca kılına zarar gelmesine izin vermeyen otel personeli, Ebru’nun tekmelenerek öldürülmesine göz yumacak ha?.. Olacak iş değil... Nasıl öldüğünü merak ediyordum, sordum The Marmara’daki arkadaşlara son anlarında ne yaptığını... Kulübesinde miydi, çok sevdiği giriş paspasının üzerinde mi, son kez baktı mı Taksim kalabalığına, yoksa küçük bir havlama sesi mi çıktı meydanın gürültüsünde yok olan... Kapının hemen yanındaymış son anlarında. Bir süredir yemeden içmeden kesilmişti zaten. Adım atmakta bile güçlük çekiyordu, yattığı yerden kalkmıyordu Ebru... Başı yerde bakarken gelip geçene, aniden kasılmaya ve kusmaya başlamış... Kapıdaki görevli arkadaşlar kaptıkları gibi hemen Animalia’ya yetiştirmişler Ebru’yu... Meğer son bakışıymış o Taksim’e. İki gün süren komadan çıkamamış. Şimdi otele her girişimde büyük bir eksiklik hissedeceğim, bir süre boş yere arayacağım onu kapının önünde... Hepimizin köpeğiydi o... Sokak köpekleriyle meşhur İstanbul’un en meşhur sokak köpeğiydi. 12 yıllık dostluğumuz vardı. Otele her geleni ilk o karşılardı... Sevmezdi hergeleyi, hırpaniyi, dilenciyi. Başlardı havlamaya ama kimseyi ısırdığı görülmedi... Kimse çişini kakasını nereye yaptığını görmedi. Karşıdaki gezi parkına geçer, görürdü işini... Taksim’in simgesiydi... The Marmara, küçük bir heykelini dikse şimdi otelin önüne bu kadim dostunun... Anısı bir yana, İstanbul’un köpek sevgisinin simgesi olur bu heykelcik... Her gelen turist sorar bu nedir diye; “Hepimizin çok sevdiği sokak köpeğimiz” deriz. Anlam veremezler aşkımıza, “Herifler sokak köpeğinin heykelini dikmiş” derler... Şu heykel fakiri şehirde hayvan sevgisinin simgesi olarak durur Ebru...
Cuma 11.00’de emniyette
Dün yazdım, İstanbul’un en büyük korsan çetesine ağır darbe indirdi polis. Bugün yarın okursunuz gazetelerde... Bu işin merkezi Tahtakale’yi çökerttiler. Bunun basın toplantısı, cuma sabahı saat 11.00’de emniyette yapılacak. Dün ‘bütün sanatçılar emniyete destek olmalı’ diye yazdım. Geçen sefer bir tek Şafak Sezer gitmişti toplantıya... Ses geldi sanatçılardan. Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Şafak Sezer ve Kurtlar Vadisi ekibi basın toplantısına katılacak ve “2010 Korsansız Kültür Başkenti” için destek olacaklarmış. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da katılmalı bu toplantıya... Korsana karşı kararlılığı hepimiz göstermeliyiz. Bu kadar sanatçı da yetmez. Şahan Gökbakar, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Ata Demirer, Gani Müjde, Can Dündar, Çağan Irmak... Geçen yıl en çok gişe toplayıp korsandan en çok canı yananlar ve de tüm sanatçılar... Cuma 11.00’de bekleniyorsunuz.
Kenan’la Duman da benziyor
Yalın’ın şarkısının Norveç’in Eurovision şarkısına benzerliğini çok konuştuk. Buyrun size bir ‘benzer şarkı’ haberi daha. Kenan Doğulu’nun “Patron” albümündeki beşinci şarkı Beyaz Yalanlar’la... Duman’ın geçen ay çıkan albümünde yer alan Sarhoş şarkısı... ‘İntro’ysa mesele, iki şarkının da girişleri birbirine benziyor. Farklı enstrümanlar olsa da altyapısı birbirini çağrıştırıyor... Şarkıların devamları birbirinden çok farklı ama özellikle girişteki yakınlaşma dirsek temasından öte... ‘Kenan Doğulu, Duman oldu’ gibi geyikler yapmayacağım, sadece benzerliğe dikkat çektim ben... Bu arada iki şarkıyı da çok sevdim... Duman’ın şarkısı gecenin sonunda “Sar-sar-sarhoş” diye bağırıp yıkılacağımız, Kenan’ınki gecenin başında ilk kadeh eşliğinde çok iyi gidecek şarkılar...
Şampiyonun ateşi
Beşiktaş’ın şampiyonluk kutlamasını televizyondan izledim. Beşiktaşlı Mustafa Sandal ve Demet Akalın çok iyiydi. Seyirciyi coşturdular, tribünün ateşini yükselttiler. Peki ya sonra çıkan Anadolu Ateşi?.. Şampiyonun ateşini düşürdü, seyirciyi sıktı, tribünlerin eşlik etmesi imkansız bir gösteriye dönüştü... Anadolu Ateşi’ne de haksızlık bu. İyi bir gösteri seyircisiyle buluşamadığı yerde bakın ne hale düşüyor... Gecenin en zayıf halkasıydı... Yönetim başka Beşiktaşlı sanatçı mı bulamadı, yoksa Yılmaz-Mustafa Erdoğan kardeşlerin Beşiktaşlılığı mı ağır bastı merak ettim...