Tesadüfler

Nizam, 11 yıl Rize Çayeli’nde tekel bayiliği yaptıktan sonra günün birinde bölgeye bakır madeni için gelen yabancı bir çiftle tanıştıktan sonra hayatı değişir.

Tesadüflerin insan hayatını nasıl değiştirdiğine iyi bir örnek Nizam...

Çayeli’nden kalkıp Cape Town’a uzanan hikayesi de o gün öyle başlar.

Tek kelime İngilizcesi yoktur.

Yabancı çift Nizam’ı, onun misafirperverliğini çok sever, "Mutlaka Güney Afrika’ya gelmelisin" derler.

"O zaman ne mümkün, böyle direk uçuşlar falan da yok, uçak parası Renault marka arabanın üçte ikisi kadar" diyerek anlatıyor o yılları Nizam.

1984 sonları...

Yabancı çift 3 ayda bir mektup yazarak, 31 yaşındaki bu genç adamı unutmadığını gösteriyorlar.

Nizam genç ama evli, üstelik iki çocuğu da var.

Sonunda 1 yıl sonra gözü karartıp, İtalya üzerinden Güney Afrika’ya gitmeyi başarıyor.

Nizam o gün bu gündür, Güney Afrika’da yaşıyor.

Tam 21 yıldır.

Mozambik’te derin dalış yaparak değerli taş çıkarmaktan, serbest mesleğe kadar pek çok iş yapıyor.

Şimdi oğluyla birlikte turizm işinde, son 10 yıldır...

"Diğer oğlum üniversitede, eşim ona baktığı için gelmek istemiyor" diye anlatıyor ailesini...

Tam bir Karadenizli Nizam, değil 21 yıl, 210 yıl kalsa "Bu adam Çayeli’nden" dedirtecek kadar Karadenizli. "Burayı çok seviyorum, burada çok mutluyum" diyecek kadar da Cape Town’lı...

Nizam’ın hikayesini Franschhoek’ta çimlerin üzerine uzanmış dinliyorum...

Önümde muhteşem bir vadi uzanıyor. Elimde yeryüzünde başka hiçbir yerde bulamayacağım bir şarap var, sadece bu vadide yetişip bu vadide tüketilen...

Üzüm bağları muhteşem gözüküyor.

Elimdeki kadehten bir yudum alıp, beni bu cennete atan tesadüfler ne diye düşünüyorum...

(Cape Town’a yolunuz düşmeden internette ’bizim tur cape town’ yazıp Nizam’ı mutlaka bulun, profesyonel bir rehber. Bu şehri size daha çok sevdirecektir)

Yılın en’leri...

2007 biterken hadi gelin magazinde, televizyonda, sokakta, orada burada neler olup bittiğini hatırlayalım.

Yılın en’lerini seçelim, makara yapalım, eğlenelim...

Mesela yılın bahtsızı, yılın damsızı, yılın gamsızı kim?..

Yılın arsızı, yılın şanssızı, yılın şaşkınını seçelim...

Ya da yılın batanı, yılın çıkanı, yılın kaçanı...

Kategori belirlemek serbest, isim göndermek serbest, uçuş serbest... Gönderin 2007’nin en çılgın listesini yapalım.

Timsah eti lezzetliymiş

Gittiği ülkenin lezzetlerini tatmak yerine ilk meydanda Burger King arayanlardan değilim. O ülkenin mutfağıyla ilgili ne bulursam yerim, tadarım, denerim...

Timsah etini merak ediyordum.

Sadece timsah etini de değil, Ostrich, Kudu, Springbok’u da... Afrikalılar’ın çok tükettiği hayvan etleri bunlar.

Kudu dağ keçisi gibi bir şey, Springbok antilopun biraz daha küçüğü, Ostrich ise bildiğimiz deve kuşu...

Timsahı anlatmama gerek yok herhalde.

İçlerinde en beyaz eti olan timsah ve tahminimden çok daha lezzetli.

Bütün etler gibi o da ızgara yapılıyor ve çeşitli soslarla servis ediliyor.

Timsah eti tavukla kalamar arasında bir şey, hindiden daha yumuşak ama lezzeti hindiden de tavuktan da iyi.

Kudu ve Springbok etlerinin en büyük özelliği de yumuşak ve ağızda kolay dağlıyor olması.

İkisi de yağlı değil, hem ağır yemek değiller hem de sağlıklı görünüyorlar.

Bize en yakın olan deve kuşu.

Çiftlikleri falan da kuruldu ancak Türk mutfağına tüm zorlamalara rağmen bir türlü giremedi.

Burada henüz daha cinsiyeti belli değilken, 1.5 yaşına gelmeden kesiliyor deve kuşu.

O yüzden bilinenin aksine eti hiç sert değil, yumuşak.

Deve kuşu giremedikten sonra Kudu, Springbok falan hiç giremez ama bence şu timsah etini İstanbul restoranları denemeli.

Menüsünde timsah bulunduran restoran var mı ben bilmiyorum ama yapan olursa timsah ızgaranın bizim damak tadımıza uygun olduğunu çok rahat söyleyebilirim.

Tabii bizde fiyatı ne olur hiç kestiremiyorum.

Güney Afrika’da ucuz, porsiyonu 50 rand, yani 8 dolar civarı...
Yazarın Tüm Yazıları