Taksiciler kendilerine haksız ceza yazıldığı için önceki gün Taksim’de protesto gösterisi yaptılar, sevsinler...Haksız ceza yazıyormuş trafik polisi.
Haksız değil az bile ceza yazıyor taksicilere polis, az... Taksi şoförleri Taksim’den müşteri almalarını engellediği gerekçesiyle protesto ediyor polisi. Bu konuyu kaç defa yazdım, Taksim’in taksicilerin çiftliği haline döndüğünü, meydanın ortasını park yerine çevirdikleri için trafiği kilitlediklerini söyledim. İşin daha kötüsü taksiciler meydanda çift sıra yapıp beklerken, onların yüzünden araçlar Sıraselviler boyunca Cihangir meydanına kadar kuyruk olurken, meydanda bekleyen trafik polislerinin kılını kıpırdatmadan olup biteni seyretmesiydi. Buradaki memur arkadaşlara bile kaç defa söyledim, neden bunlara ceza yazmıyorsunuz, nasıl burada bekleme yapmalarına müsaade ediyorsunuz diye... Sadece Sıraselviler girişinde de değil, Elmadağ girişinde de, AKM’nin, The Marmara’nın önünde de, karşı taraftaki Tarlabaşı girişinde de durum aynı... Koskoca bir meydan günün her saatinde takscisi istilası altındaydı ve bunca haykırmamıza rağmen kimse duruma müdahale etmiyordu. Sonunda trafik polisi harekete geçti. Meydana çıkmalarını yasakladı taksilerin, bekleme yapanlara ceza yazmaya başladı, meydanı taksici istilasından kurtarmak için harekete geçti. Taksici beylerin itirazı da buna işte, yazılan cezaları yırtarak protesto ediyorlar, polis Taksim’den yolcu almamızı engelliyor diye yaygara yapıyorlar. Sadece istilacı olsalar yine aynı zamanda terör de estiriyorlardı taksi şoförleri Taksim’de... Kendilerine itiraz edenlerin, seslerini yükseltenlerin üzerine yürüyorlardı. İşte protesto gösterisi sırasında tartıştıkları 3 kişiyi dayaktan öldürüyorlardı, polis linçten kurtardı gençleri. Taksiciler şunu öğrenmeli, bu şehir kimsenin çiftliği değil. İstediğiniz her yeri taksi durağı haline çeviremezsiniz. Bağırsanız da, protesto etseniz de bu şehirde kurallara uymayı öğreneceksiniz. Bu kararından dolayı alkışladığım İstanbul Trafik Müdürlüğü bu kararlı adımından geri dönmemeli, koskaca meydanı taksicilere teslim etmemeli.
Deniz Seki, ‘kötü örnek Bayhan’a kızıp stüdyoyu terk etmişti...
İnsan neydim değil ne olacağım demeli... En çok tepki gösterdiğiniz, asla kabul etmediğiniz şey gün gelip başınıza gelebilir. Hatırlayın, 2003 yılında bu ülkede Popstar ve Bayhan rüzgarı eserken Deniz Seki aynı programın jürisindeydi. Yıllar önce cinayetten hüküm giydiğinin ortaya çıktığı hafta Bayhan’ın yarışmada birinci olması üzerine ne yapmıştı Deniz Seki?.. “Milyonlarca gence bunlar mı örnek olacak. Suç işlemiş birinin birinci seçilmesini kabul edemiyorum. Bayhan’ın hayatına temiz sayfa açacağı yer Popstar değildir. Buna Popstar yarışmasını alet edemez”. Bu lafları söyledikten sonra canlı yayında stüdyoyu terk edip, jüri üyeliğinden ayrılmıştı Deniz Seki... Bayhan gençlere kötü örnek oluyor diye... Yıllar geçti... Bayhan’ın gençlik yıllarında düştüğü demir parmaklıklar ardında yatıyor şimdi Deniz Seki... Zamanın kime ne getireceği belli olmuyor.
Costner şans getirmedi
Böyle bir şanssızlık, böyle bir talihsizlik olur mu? THY Avrupa’nın yükselen yıldızıyken... Diğer hava yollarının iflas ettiği dönemde karlılığını artırırken... Başka hava yollarını satın almayı bile düşünürken... First class uçuşlara başlarken... Son üç-dört yılda her şey iyi giderken dün Amsterdam’dan gelen haberle canımız yandı. Kevin Costner’la yapılan yeni reklam filminin Türkiye’yle birlikte 70 ülkede yayınlandığı, imaj atağına geçildiği bir dönemde bu kazanın yaşanması ise tam bir şanssızlık. Bugüne kadar Avrupa’da ciddi bir kazası olmayan THY’nin prestijini sarsacaktır ister istemez bu kaza. THY’ye en çok sahip çıkılması gereken dönemdir bu...