Paylaş
Yapan Cem Yılmaz olursa, evet...
Bugün “Fundamentals” adlı gösterisi 300 kopyayla sinemalarda gösterime giriyor.
Tek kelimeyle harika bir ticari zeka...
Cem Yılmaz baktı ki ilgi azalmıyor, her oyunu kapalı gişe oynuyor, millet bilet bulabilmek için her türlü yolu deniyor...
Madem bu işin hâlâ yüksek sayıda alıcısı var, ben de bunu sinemada gösteririm dedi...
Gösteriyi DVD olarak piyasaya sürmeden, herhangi bir TV kanalına satmadan önce sinemada vizyona soktu.
Eminim milyonlar izleyecektir.
Cem Yılmaz, son dönem Türk sinemasının en düşük bütçeli filmiyle en yüksek kârı elde edecektir.
Buna harika ticari zeka denmez de ne denir...
Peki Cem Yılmaz’ın açtığı bu yol, eğlence sektöründe yeni bir mecra doğurur mu?
Doğurmaması için hiçbir neden yok.
Mesela Tarkan’ın bir Açıkhava Konseri, canlı olarak aynı anda neden sinemalarda yayınlanmasın?
Konser biletleriyle, konserin canlı yayınlanacağı sinema biletleri aynı anda satışa sunulacak.
Bunun için gösterim yapılacak her sinema salonuna bir uydu alıcısı yerleştirmek yetiyor.
Konserden HD canlı yayın yapılacak...
Uydudan anında indirilecek görüntüler ve sinema salonlarında gösterilecek.
Düşünün Tarkan, İstanbul’da Açıkhava’da 5 bin kişiye söylüyor, aynı anda İzmir’de, Antalya’da, Trabzon’da binlerce insan sinema salonlarında konseri canlı izliyor.
Olmaz demeyin, Robbie Willams bunu “Intensive Care” albüm konserinde yaptı.
Böyle bir projeyi analog sinema salonlarında gerçekleştirmek imkansız, dijital alt yapısı olan salonlar gerekiyor.
Bugün Türkiye’deki sinema salonlarının 200’e yakını dijital.
Çoğu da İstanbul’da tabii...
Böyle bir projede konserin yapıldığı şehrin dışındaki sinema salonlarında canlı gösterim yapmak tercih ediliyor.
Aksi halde seyircinin daha ucuz sinemayı tercih etmesi, konserin boş kalması riski var.
Ancak Tarkan, Ajda Pekkan, Sezen Aksu gibi konserlerini hınca hınç dolduran ve artık şehirden çok orta ölçekli bir ülke olan İstanbul için bu riskin de olmayacağını düşünüyorum.
Belki bunu da Cem Yılmaz dener. Bir sonraki gösterisini sinemalardan canlı yayınlar.
Bu anlattığım, belki bugün için kârlı bir girişim olarak gözükmeyebilir ama yakın bir gelecekte illa ki denenecektir.
Gerçekleştiği zaman, “Cengiz Semercioğlu bunu yazmıştı” dersiniz...
Bugünün yasaklı şarkıları ne olacak?
TRT darbe döneminde yayınlanamaz kararı alınan şarkıları özel bir programda yayınlama kararı almış.
Bülend Özveren’in sunduğu “Yasaklı Şarkılar” adlı bir program.
Batsın Bu Dünya’dan Hayat Bayram Olsa’ya, Arkadaşım Eşek’ten Sarışın’ıma pek çok şarkı.
Kimi intihara özendiriyor, kimi cinsel içerikli, kimi de sırf söz yazarı Ermeni olduğu için yasaklanmış şarkılar.
Şimdi o şarkılara iade-i itibar edilecek.
TRT yönetimini kutlamak gerekiyor bu uygulamadan dolayı.
En azından darbe döneminin kültür sanat hayatındaki izleri de silinmiş olacak.
Bu uygulama iyi güzel de benim aklıma takılan bir başka nokta var...
Bugünün yasaklı şarkıları ne olacak?
Bugün RTÜK’ün cinsel içerikli sözler ve görüntüler nedeniyle sakıncalı bulduğu, bu yüzden TRT’de ve diğer müzik kanallarında yayınlanmayan onlarca şarkı ve klip var.
Onlar ne olacak?
Onları da izlemek için bir 30 yıl geçmesini mi bekleyeceğiz?
30 yıl sonraki TRT de “2000’lerin sansürlü klipleri” diye bir program mı yapacak?
Paylaş