Her büyük olayın simge fotoğrafları vardır, son terör saldırılarının simge fotoğrafı ise er Samet Saraç’ın annesinin omuzuna yaslandığı o sarsıcı kare oldu.
Dönüp dönüp baktım fotoğrafa...
Tekrar tekrar okudum hikayesini...
Bursalıymış, annesiyle babası 5 yaşındayken ayrılmış...
15 yıl aradan sonra bir yıl önce annesini bulmuş...
15 yılın hasretini 12 aya sığdırmışlar.
Yaslamış başını anneciğinin omzuna.
O kadar güzel bakıyor ki... Masum, hüzünlü, huzurlu...
Annenin dudaklarında mutlu bir tebessüm...
O baş, o omuzdan kalkıp da nasıl yerlere düştü...
Nasıl kapandı o güzel gözler son karede...
Baktıkça kahroluyorum bu gözlere...
Boşanınca şansın açılır
Sanat dünyasında evliliğin dezavantaj olduğu bir kez daha kanıtlandı.
Beş yıldır evli olan Pınar Eliçe’nin sesi soluğu çıkmıyordu.
Önceki gün boşandığı haberleri çıktı.
Dün Seda Sayan’dan, Esra Ceyhan’a; Orada Neler Oluyor’dan Dobra Dobra’ya; Petek Dinçöz’den Lerzan Mutlu’ya kadar tüm kadın programları Pınar Eliçe’nin peşindeydi. Tüm gazeteler röportaj için onu arıyordu.
Pazar Keyfi, Canlı Canlı, Özel Hat ve Bizden Kaçmaz özel röportaj kovalıyordu...
Önümüzdeki günlerde bolca Pınar Eliçe izleyeceğiz demektir bu!
Boşanınca şansın açıldığı demek ki doğruymuş.
Aşk uğruna
Cecilia-Nicolas Sarkozy ilişkisinin son dönemin en iyi magazini olduğunu yazdım dün, sanki bunu duymuş gibi Defne Barak ilişkinin nefis bir izlenimini gönderdi...
Defne Barak’la tanışmıyoruz ama çok ilginç bir gazeteci olduğunu anlamak için röportajlarını okumak yeterli...
Mesela şöyle bir bölüm var bugünkü yazısında;
"Suudi Arabistan Kalkınma Bakanı olan milyoner işadamı Amar el Debah, İspanya’nın Marbella şehrindeki yazlığında benim şerefime bir parti veriyordu"...
Barak konusunda yeterince ipucu veriyor değil mi?
Bu yüzden Sarkozy’lerle ilgili yazısını heyecanla okudum.
Cecilia’yı ve gönlünü kaptırdığı Richard Attias’ı yakından tanıyan Defne Barak gözlemini; "Cecilia, intikam için ayrılmadı. Büyük aşkı için her şeyi feda etti" diyerek anlatıyor.
Kadınların aşk için neleri göze alacağının en iyi kanıtı bu...
Defne Barak da konuyla ilgili en iyi yazan isim oldu.
Prensip
Umut Akyürek, Buzda Dans yarışmasında mayo giymeyi reddetmiş.
"TRT sanatçısı gibi davranıyorum" demiş.
Benim bildiğim her sporun bir kriteri vardır. Buz dansında da, Umut’unki gibi bir body giyen bugüne kadar görmedim ben... Madem kurallara uymayacaktı, keşke katılmasaydı yarışmaya.
En kötü albüm
Ferdi Tayfur, "Gençliğimin Şarkıları" adıyla bir Türk Sanat Müziği albümü çıkardı bir süre önce...
Kimsenin haberi yok albümden.
Öyle olması da doğal çünkü satmıyormuş.
Alıp dinleyince albümü neden satmadığını anladım.
Ferdi Tayfur’un neden böyle bir albüm yaptığına ise anlam veremedim...
Leyla Bir Özgecandır, Bir Bahar Akşamı, Şimdi Uzaklardasın hiç bu kadar kötü yorumlanmamıştı...
Yıllarca birbirinden güzel arabesk şarkıları dinlediğimiz Ferdi Tayfur neredeyse sesini tartışılır hale getirmiş...
Yok muydu etrafında "Dur yapma" diyecek biri, Ferdi abi?..