Tuğçe Kazaz, Yunanlı oyuncu Yorgos Seitaridis’le evlenme kararı alıp, önemli bir tv projesini reddedince, modern kadının en büyük ikilemlerinden ‘aşk mı kariyer mi’ tartışmasını bir kez daha masaya yatırmak farz oldu.
Yunanistan’da çekilen Türk-Yunan ortak yapımı Radyo Tantana filminde rol alan Tuğçe Kazaz, bir süredir rol arkadaşı Yorgos Seitaridis’le birlikte...
Gerçek ‘Yabancı Damat’ olayı anlayacağınız.
Acun Firarda’yı yapan Acun Ilıcalı ise uzun bir süredir yeni dönemde programda kendisiyle birlikte dünyayı gezecek bir model arıyordu.
Yaklaşık bir ay önce Acun, Yunanistan’a gidiyor, Tuğçe’yle konuşuyor, ‘Gel benimle dünyayı gez, Acun Firarda’da bana eşlik et, sana bu kadar da para’ diyor.
Güzel teklif değil mi?
Hani pek çok insanın üste para vererek yapmak isteyeceği iş, talih kuşu olarak Tuğçe’nin başına konuyor.
Taraflar Yunanistan’da el sıkışıp ayrılıyorlar.
Sonra ne mi oluyor?
Tuğçe gönlünü kaptırdığı Yorgo’yla ilişkisini ilerletiyor, çift eylül ayında evlenmeye karar veriyor ve Tuğçe, Acun’u arayarak bu yüzden programı yapamayacağını söylüyor.
Şimdi geldik mi, Nil Karaibrahimgil’in ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ dediği noktaya.
Tuğçe’nin bir yanda evleneceği adam, diğer yanda televizyonda yeni kapılar açması muhtemel bir iş teklifi.
Türkiye’nin gençlerin en çok yerinde olmak istedikleri sunucusu, Türkiye’nin en çok izlenen programlarından birinde, üstelik de dünyayı gezerek size partnerlik teklif ediyor...
Bir yanda Yorgo, diğer yanda Acun.
Tuğçe işini değil aşkını seçiyor. ‘Dişi Acun’ olmayı reddediyor.
‘Kariyer değil çocuk yaparım’ diyor.
Bana kalırsa da yanlış tercih yapıyor.
Kadınlar aşık oldukları zaman galiba mantıklarını kaybediyorlar.
Tabii buna başka bir bakış açısıyla ‘aşkın gücü’ de diyebilirsiniz.
Şimdi kadın okurlara ‘hangisini seçersiniz’ desem muhtemeldir ki çoğunluk ‘Acun’un iş teklifini’ der.
Uzaktan ahkam kesmek kolay!
Ama hepimiz biliyoruz ki aynı kadınlar aşık oldukları zaman, gözleri ne Acun görür ne de dünya turu yapacakları bir tv programı...
Medyada erkek yazarlar yaz dönemini light konularla geçirirken farkında mısınız bilmem kadın köşe yazarları hiç olmadıkları kadar sertleşti.
Son günlerde kadın köşe yazarlarının bu sertliğini takip ederken aklıma bir soru takılıyor: Acaba Perihan Mağden'in yerine mi oynuyorlar?..
Son dönemdeki kadın elinden çıkan sert yazılar, Mağden'in bıraktığı boş sahaya yapılan dripling çabaları mı?
Mağden köşe yazarlığını bırakalı beri provakatif, saldıran, ısıran kadın köşe yazarı eksikliği var medyada.
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama Mağden'in bu boşluğu doldurduğu kesindi. Günlerdir süren don tartışmalarının çıkışına bakın, son dönemdeki polemikleri gözden geçirin...
En sert kavgalara kadın köşe yazarları girmeye başladı.
Sakın bunlar, yeni Perihan Mağden'ler yaratma çabaları olmasın...
O ya da bu nedenle medyada kadın köşe yazarlarının son dönemde sertleştiği kesin. Ne var ki, hala Perihan Mağden'in boşalttığı alan dolmuş değil.
Sizin favoriniz var mı, yoksa "Perihan Returns Volume II"yi mi izlemek zorunda kalacağız?
Yazık bu çocuklara
Yaz döneminin en ucubik programı yarışması yapsak, emin olun Ünlüler Kampta programı birinciliği kimseye bırakmaz.
Birbirinin kafasına sandalye indiren şöhreti kaçmış ünlüleri tüketen yapımcıların, bu kez işin içine sekiz tane de çocuk kattıkları bir format bu.
Ama çocuklara çocuk demek için bin şahit lazım.
Hepsi canavar!
Birbirlerini dövüyorlar, tekmeliyorlar, kız çocuğunun saçını çekiyorlar.
Son bölümlerden birinde iki çocuk sinek ilacını su bardağının içine döküp, diğer çocuğa içirmeye çalışıyorlardı.
Bu hain planın hepsi ekranda yayınlandı. Tüm çocuklar örnek alsın diye herhalde.
Bu çocukların aileleri yok mu? Tüm bu kampta olup bitenler o sekiz çocuğun psikolojisini bozmuyor mu?
Yarışmada ünlüler çıldırmış vaziyette ki, çocukların etkilenmemesi mümkün değil.
Psikologlar niye ses çıkarmıyor bu işe? Çocuk hakları yok mu?
Kaliteli yayıncılık böyle mi oluyor? Maraton atv’ye gitmemeli
Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu geçen hafta Lig TV’de ekrana geldi ama iş o noktaya gelene kadar neler yaşandı neler...
Lig başlamadan önce Maraton’un Show TV’de yayınlanmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
Hatta Show TV Genel Müdürü Saner Ayar, Habertürk’te bizzat bana söyledi, ‘Bu yıl Maraton’u Lig TV’ye bırakmayız’ diye.
Ne var ki Şansal Büyüka’nın Show TV’ye kırgın olması, üzerine de parada anlaşılamaması üzerine Maraton, Lig TV’de kaldı.
Tam o sırada Avea devreye girdi. Maraton’un sponsoru olan Avea, Büyüka ve Toroğlu’nun bu yıl atv’ye geçmesini çok istedi.
Bu fikri atv’ye götüren, transfer paralarını da öneren Avea’dan başkası değil.
Ancak Büyüka’nın vefa duygusu yine ağır bastı ve Lig TV’de kalmayı tercih etti. Avea ise ısrarından vazgeçmiş değil, olası bir transfer hala gündemde.
Bence Maraton atv’ye gitmemeli. Çünkü atv’de pazar gecesi üç dakikalık görüntülerle girilecek bir rating mücadelesi, Maraton’u yıpratacaktır.
Maraton için tam bir macera olur atv, alınacak ortalamanın üstü bir izlenme payı bile Maraton gibi birinciliğe alışmış klasik bir program için kötü sayılır.
Oysa şimdi Lig TV’de olmasına rağmen bu sezon da en çok Maraton’un konuşulacağı kesin.
TARİHTE BUGÜN
1 YIL ÖNCE
12 Ağustos 2004
BİLDİK ÇAPKINLAR
Hafta Sonu 100 ünlü Türk çapkınının listesini yayınladı. Listede Tamer Karadağlı, Mehmet Ali Erbil, Beyaz’ın yanı sıra Kamer Genç ve Adnan Şenses de yer aldı.
10 YIL ÖNCE
12 Ağustos 1995
EĞLENCEYE DOYMUŞUZ!
atv’de Süper Eğlence, Kanal D’de Şahane Cumartesi, Star’da Gönlünce Eğlence ve Show TV’de Vur Patlasın Çal Oynasın adlı eğlence programları cumartesi gecesi aynı saatlerde yayınlandı.