Paylaş
Ekibin adı Aspava...
Mantık aynı; doğaçlama sahne gösterisi.
Ortada yazılı bir metin yok. Moderatör konumundaki Osmantan Erkır seyircilerin içinden birini seçiyor ve sahnede yanına oturtuyor.
Ona çeşitli sorular soruyor.
Sahnenin bir köşesinde oturan beş genç oyuncu var:
Burcu Tokuç, İsmail Nuri Bıçakçıgil, Mutlunur Lafçı, Yılmaz Sütçü ve Sinan Mutlu...
Osmantan’la konuğu arasındaki muhabbet sürerken akıllarına bir oyun geldiklerinde tepelerindeki lambayı yakıyorlar.
Ve ortaya çıkıp konuğun anlattığı anıyı tamamen doğaçlama oynamaya başlıyorlar.
Zaten ekip, gösteriyi “Hayatlarımızı bir film şeridi gibi izlememizi sağlayan bir doğaçlama komedi” olarak tanımlıyor.
Geçen perşembe akşamı gidip Sahne Beşiktaş’ta izledim ekibi.
Korktuğum başıma geldi, Osmantan beni sahneye davet etti.
Çocukluk, üniversite yılları, medya anıları çeşitli konular üzerine muhabbet ediyoruz Osmantan’la...
Ekip de araya girip anıları komik şekilde canlandırıyor.
Benim bu doğaçlama işlerinde önceden çalışıldığı konusunda şüphelerim vardı.
Ama o gece gördüm ki kesinlikle böyle bir şey yok.
Osmantan dışında oyuncular arasında daha önce tanıdığım kimse de yok, bir araya gelmişliğimiz de...
Rüzgar nereden eserse oraya gidiyor sahnedeki oyun...
Seyirci de çok samimi ortamda gülünüp eğleniyor...
Sahne Beşiktaş
Aspava’nın gösterisini sahnelediği Sahne Beşiktaş’a bayıldım.
Tam deneysel işler, genç yetenekler, stand-up gösterileri, iki-üç kişilik oyunlar, interaktif gösteriler için biçilmiş kaftan.
İsteyen çayını kahvesini, isteyen birasını şarabını alıp oturuyor masalara ve sahnedeki gösteriyi izliyor.
Beşiktaş balık pazarında...
İstersen aşağıda balığını yiyip gösteriyi izle, istersen gösteriden sonra aşağıdaki balıkçılarda takıl...
Çok sıcak ve samimi bir gösteri merkezi olmuş.
İsteyen koltuklu, isteyen masalı düzende kullanabiliyor mekânı.
Konserler için 300 kişilik bir kapasitesi var.
Geçmişte Hilal Sineması, Şen Sineması olarak hizmet veren bir binaymış burası.
2000’li yılların ortasına kadar DYP İlçe Merkezi olarak kullanılmış.
Osmantan Erkır 2010’da vakıftan harabe olarak kiralamış burasını ve 5 Ocak’ta hizmete açmış.
Bugün sadece Aspava değil, haftanın hemen her günü sahnesinde oyunlar, stand-up’lar var.Mekânı o kadar sevdim ki, diğer gösterileri de izlemeye kararlıyım.
Sahne Beşiktaş, İstanbul gösteri hayatında alternatif işlerin gözde sahnesi olacaktır.
Alkol oranı
Onur Caymaz, kendi adını taşıyan blog’unda “Edip Cansever şiirlerinde alkol” üzerine bir araştırma yapmış.
Tragedyalar kitabında 93, Kirli Ağustos’ta 30, Bezik Oynayan Kadınlar’da 31, Ben Ruhi Bey Nasılım’da 29, Oteller Kenti kitabında yer alan şiirlerinde 69 kere alkolden bahsetmiş Edip Cansever.
Tüm şiir kitaplarında alkol az ya da çok geçiyor.
Dahası da var araştırmada.
Cansever’in şiirlerinde ‘içki’ kelimesi 44 kez geçiyor. En çok ‘içki’ kelimesini kullanmış.
Alkol kelimesini 41 kez...
Cin 39, içmek 39, konyak 31, bira 29, meyhane 22, şarap 21, rakı 19 ve kadeh kelimesini de 18 kez kullanmış.
Edip Cansever’in 12’nci sınıf edebiyat kitaplarında yer alan “Masa da masaymış ha” şiirinin bira geçen bölümü sansürlendi ya...
Müfredat belirleyiciler farkında değil herhalde ama Edip Cansever böyle bir şairdi...
İçmeyi seven, içmeyi bilen... Şiirlerinde de bunu göstermekten çekinmeyen...
Biralı dizesini sansürleseniz ne olur sansürlemeseniz ne...
Gece hayatı!
Drogba, İstanbul’a ilk geldiğinde “Boğaz’a yemeğe gidelim” diyen Galatasaraylı yöneticilere “Bu formayı hakkıyla ıslatmadan gece hayatına çıkmam” demişti...
Daha ilk maçına çıkmadan önce Zuma’da görüntülenince, “Formayı nerede ıslattı?” diye kafa yapanlar oldu...
Girer girmez gol attığı Akhisar maçından sonra da Sunset’teydi ünlü futbolcu.
Baktım da bu sefer kimsenin ağzını bıçak açmıyor!
Aslında Türkiye’ye gelen yabancı futbolcular sayesinde “futbolcuların gece hayatı” üzerine oluşmuş önyargılar yıkıldı.
Eskiden olsa gazeteler bu görüntülere “Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi maçı var, Drogba alemde” başlıklarını atardı.
Taraftarın da medyanın da bu bakış açısı değişti.
Futbolcuların da insan olduğunu, yendikleri ya da yenildikleri maçtan sonra da gece dışarı yemeğe gidebileceklerini...
Önemli bir maç öncesi de gece gezmesine çıkabileceklerini öğrendik.
Yabancı futbolcular bu işe de yaradı.
Geçmiş olsun Bülent...
Çok Güzel Hareketler Bunlar’ın sevilen oyuncusu ve son olarak Mutlu Aile Defteri filminde oynayan Bülent Parlak’a bir kez de buradan geçmiş olsun demeliyim.
Cuma gecesi Büşra Pekin’le birlikte TV8’de “İki Laf Edelim”de canlı yayın konuğumdu Bülent.
Yayın sonrası stüdyodan çıkarken bir yanlış adım sonrası dekorun yanındaki 2 metrelik boşluğa düştü genç oyuncu.
Yüksek dekorlarda en korktuğum şeydir bu.
Daha önce Şenay Düdek benzer şekilde düşüp omuzunu kırmış, uzun süre tedavi görmüştü.
Benzer kazalar hep olur stüdyolarda.Bu kez Bülent’i Allah korudu ama...
Sağ kaval kemiğinde ciddi bir sıyrık ve sol gözünün altında bir çizikle atlattı bu kazayı.
Çok daha kötüsü olabilirdi...
Apar topar, gece 01.00’de birlikte Maslak Acıbadem’e gittik, kontrol ettiler. Neyse ki hiçbir şeyi yoktu. O gece programda İlker Aksum’un düşüp ayağını kırması, Karaçulha Belediye Başkanı’nın deveden düşmesi gibi düşme üzerine o kadar çok konuştuk ki, galiba çağırdık bu kazayı...
Neyse ki ucuz atlattık.
Bir kez daha geçmiş olsun Bülent’cim...
Paylaş