Şahan’ın gişesi

Şahan Gökbakar’ın “Recep İvedik 5” filminin ilk üç gün rakamı 1 milyon 890 bin.

Haberin Devamı

Oyuncunun son filmi olan ve halen gösterimi devam eden “Recep İvedik 6”nın ilk üç gün rakamı ise
1 milyon.
Şimdi “Seyircinin Şahan’a ilgisi azaldı” diye yazılar çıktı, çıkıyor.
Eğer rakamlar konuşacaksa rakamlarla devam etmekte fayda var.
Geçen yıl, yani 2018’de Türkiye’de 12 ayda kesilen bilet sayısı toplam 70.3 milyon adet.
2019’da ilk 10 ayda, yani içinde bulunduğumuz kasım ayına kadar kesilen bilet sayısı ise 43.7 milyon adet.
Yılın bitmesine iki ay var.
Kasım-aralık aylarında toplam 26.6 milyon adet bilet kesilirse ancak 2018’in rakamına ulaşılabilecek.
Bu da, iki aylık süre boyunca, her hafta 3 milyon bilet satışı demek.
Ancak elimizde bir rakam daha var: 1988’den bu yana, bir haftada 3 milyonu geçen bilet satışı 4 kez olmuş.
2007’de 3.5 milyon, 2008’de 3.8 milyon, 2014’te 3.6 milyon ve 2018’de 3.2 milyon...
Yani 3 milyonu geçmek biraz zor gibi duruyor.
İyimser bir tahminle 2019 yılının bitiminde bilet satışlarında oluşacak kayıp, yüzde 8-9 bandına oturacak gibi gözüküyor.
Şahan Gökbakar’ın gişesini değerlendirirken bu rakamlara da bakın derim.
İlk üç günde 1 milyonu yakalamış bir sinemacıya “Gişesi düştü” demek de var, “Sinemada geçen yıla göre yüzde 10’a yaklaşan seyirci azalması oldu” demek de.

Haberin Devamı

Yeni yasanın etkisi

Bu rakamları sinema araştırmalarıyla tanınan, TV’de sinema üzerine programlar yapan iletişimci Nizam Eren’den aldım.
Rakamlar başka bir şeyi de gösteriyor.
Sinemadaki yeni yasanın çıkması sonrası kampanyalar kalkınca bilet fiyatlarında bir artış görünüyor.
Örneğin 2018 yılının ilk 10 aylık döneminde 52.7 milyon biletle 662 milyon TL hasılat yapılırken, bu yılın ilk 10 ayında kesilen 43.7 milyon biletle 703 milyon TL hasılat yapılmış. Bu da geçmişte salon zincirlerinin kampanyadan daha çok kazandığını ve bilet fiyatlarını düşük tuttuğunu gösteriyor.

Babalık ne zamandır gerzeklik oldu Okan?

Okan Bayülgen, çocuklarıyla saatlerce oynayan babaları gerzek olarak nitelendirdi...
Hatta bunun sahtekarca olduğunu söyledi.
“Geçmişte çocuklarıyla mesafeli olan babalar daha dürüsttü” dedi...
Hop, bir dakika orada dur Okan...
Birlikte Okan’la TV100’de çok güzel çalıştık, kanal için birlikte dirsek çürüttük, Okan güzel programlarına halen devam ediyor orada.
Programlar güzel ama bazen böyle saçmaladığı anlar oluyor.
Ben çocuklarıyla vakit geçiren, onlarla saatlerce oynayan bir babayım.
Hani Okan’ın gerzek dediği türden...
Okan’a göre benim doğamda bu yokmuş, kadının doğasında varmış bu...
Ben hayattaki en önemli şeyin aile sevgisi olduğuna inananlardanım.
Çocukların anne-babayla sağlıklı ilişkiler kurması, eğlenmesi, gülmesi, beraber zaman geçirmelerinin çok kıymetli olduğunu düşünenlerdenim.
Eskiden Okan da kızı İstanbul’la böyleydi...
Ama yanıldığı bir şey var, çocuklarla ilgilenmek sadece kadının işi değil.
Çocuğun anneyle kurduğu ilişki başka, babayla kurduğu ilişki başkadır...
Ve her ikisine de ihtiyacı vardır...
Baba çalışsın anne çocuklara baksın diyen bir bakış açısı frankofon Okan’a yakışan bir şey değil.
“İşe gitmeyip çocukla oynayan bir adama kim saygı duyar” diyor Okan...
Bunu isteyen kim ki?
Baba dediğin hem çalışan, yorulan hem de çocuklarına zaman ayıran adam demektir.
Sana da bütün babalara da tavsiye ederim, çocuklarla zaman geçirmek gerzeklik değil, dünyanın en harika şeyidir...
Keşke Türkiye’deki tüm erkekler adam yerine baba olmaya çalışsa...
İkisini de olamadıkları için bu kadar kadın cinayeti ve şiddet var zaten her yerde.

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları