Paylaş
Peki şimdi ben aynı şeyi İzmir-Kordon’daki faytonlar için söylesem ne olur?
“Kordon faytonsuz olur mu!” falan demeyin...
Benim buradan gördüğümü İzmir Büyükşehir Belediyesi görmüyorsa, o faytonları yarın öbür gün bir başka belediye gelir bitirir.
Faytonlar gece bangır bangır müzik yaparak geziyor Kordon’da...
O kötü kolonları koltukların altına koymuş, kendilerince bir ses sitemi kurmuş faytoncular, istedikleri müziği çalıyorlar.
Faytonda müzik olur mu? Nerede görülmüş?
Bana dünyanın çeşitli yerlerinden fayton örnekleri veren arkadaşlar, müzik çalan bir faytoncu gösterebilir mi?
Kimi kötü tekno müzik çalıyor, kimi arabesk...
Kordon’da müzik zevkiniz faytoncuların keyfine kalmış anlayacağınız...
Gürültü kirliliği de cabası...
Yarın öbür gün AK Parti İzmir’de seçimi kazansa, faytonları kaldırmaya kalksa olay olur.
Bunu istemiyorsanız çözüm üretin...
Faytonları denetim altına alın, müzik yasağı getirin, hız sınırı koyun...
Bu kadar mı zor üç-beş faytoncuyu kontrol altına almak, İzmir’e yakışan faytonları Kordon’da gezdirmek?
Birilerinin gelip yanlış çözümler üretmesini istemiyorsan, doğru çözümleri bulmak zorundasın...
Polat’ın etkisi
Suriye’de 53 gün gözaltında kalan iki meslektaşımız sağ salim yurda döndü.
Gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun’un geçtiğimiz gün yaptıkları basın toplantısında söyledikleri ilginç bir şey var.
Günlerce sorgulandıklarını belirtiyorlar.
Sorguyu yapanlar sürekli “Hadi gelsin Polat Alemdar kurtarsın sizi. Sizin bir tane Polat Alemdar’ınız var, bizim bin tane” deyip duruyormuş.
Ben buradan iki sonuç çıkardım;
1- Demek ki Polat Alemdar karakteri Ortadoğu’da ciddi ciddi bir Türk Rambo’suna dönüşmüş durumda.
2- Demek ki Türk dizilerinin Ortadoğu’da işe yaramadığı durumlar da oluyor.
Meslektaşlarımıza geçmiş olsun...
Bal Gibi...
Kenan Doğulu’nun yeni albümündeki “Bal Gibi” şarkısını Kral TV provalarında kendisinden dinlemiştim ilk kez...
“Tam Kenan’lık bir parça” demiştim, son dönemde de en çok dinlediğim şarkı oldu...
Sadece Youtube’da iki haftada 2 milyonun üzerinde dinlendi “Bal Gibi”... “Şans Meleğim” de geçen yılın en çok dinlenen şarkılarından biri olmuştu.
Kenan Doğulu bu seneyi de boş geçmedi...
Not: Gençler bu şarkıda da fırlamalıklarını göstermişler.
Şarkıyı “Hâlâ seviyoruz ikimiz de MAL gibi” şeklinde söylüyorlar...
Gönül ilişkisi!
Ölen kız 14 yaşında...
Pompalı tüfekle kızı öldüren erkek 56 yaşında...
Yer, Devrek...
Kaymakam açıklama yapıyor: “Gönül ilişkisi ve kıskançlığa bağlı bir olay gibi görünüyor...”
Ne kadar kolay çıkıyor bu laflar ağızdan.
Gönül ilişkisiymiş!!!
14 yaşındaki kızla 56 yaşındaki erkek arasında gönül ilişkisi mi olur?
Dünya buna “gönül ilişkisi” demiyor sayın Kaymakam, “pedofili” diyor “pedofili”...
Yani çocuğa cinsel istismar...
Yani sübyancılık...
Ve çok ağır cezalandırıyor.
Bizde ise yetkililerin ağzında “gönül ilişkisi” gibi hafifletici bir şekilde adlandırılıyor.
Diablo 3
Dünya “Diablo 3” çılgınlığı yaşıyor.
Dün sabah Twitter’da Türkiye genelinde en çok konuşulan 7’nci konuydu Diablo 3...
Aynı anda Arjantin’in gündeminde 6’ncı, Avustralya’da 3’üncü, İngiltere’de 5’inci, Amerika’da 2’nci, İspanya’da 4’üncü, Güney Afrika’da 3’üncü en çok konuşulan konuydu Diablo 3...
Bütün dünyada aynı anda satışa sunuldu çünkü...
Dün dünyanın dört bir yanında birbirinden tamamen farklı kültürlerdeki insanlar aynı anda aynı bilgisayar oyununu konuşuyordu.
Taksim’de oyunu almak için geceden kuyruğa giren, 31 saat bekleyen gençleri görüp “Aaa aynı Amerika gibi olduk” diye hâlâ şaşanlara
şaşıyorum ben...
Ya ne bekliyordunuz?
Benzemez kimse sana
Ünlülerin yer alacağı yeni bir yarışmanın adı bu...
Yarışmacı ünlüler her hafta sahne dünyasının bir ismini canlandıracak.
Jüride yer alan diğer ünlüler de onların performansını değerlendirecek.
Şimdilik iki yarışmacının ismi belli; Ömür Gedik ve Asena.
Ömür bir hafta Kibariye’yi, bir hafta Madonna’yı canlandıracak. Asena ise bir hafta Sibel Can, bir hafta Tina Turner olacak.
Haziran ayından itibaren Star TV’de yayınlanacak bu yarışmanın jürisi için Mehmet Ali Erbil, Huysuz Virjin gibi isimlerin adı geçiyor.
Yani ünlülerin yarıştığı yarışmalar, dünya televizyonlarında olduğu gibi bizde de hız kesmiyor.
Final kanlı mı olacak kansız mı?
Necmettin Erbakan’ın 1994 yılında Refah Partisi grubunda söylediği;
“Adil düzene geçilecek...
Bu geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak?
Kanlı mı olacak, kansız mı olacak?
Bunu zaman gösterecek” sözleri olay olmuştu.
Benzer bir başlığı Fenerbahçe-Galatasaray derbisinden önce “32. Gün”de Mehmet Ali Birand’ın da attığını Nihat Özdemir’in önceki gün canlı yayındaki açıklamalarından öğrendik. Derbiden önce, “Final kanlı mı olacak kansız mı olacak” başlığını atmış Birand...
Nihat Özdemir, “Benim taraftarımı kışkırtmaya, Galatasaray taraftarını germeye hakkınız yok. Sizin göreviniz bu ortamın gerilmemesini sağlamak” dedi.
Birand’ın yanıtı “Bunun hata olduğunu kabul ediyorum. O başlık gereksizmiş” oldu.
Canlı yayında hatasını kabul ederek büyük olgunluk gösterdi. Peki medyadan bekledikleri hassasiyeti futbol kulübü yöneticileri kendileri gösteriyor mu?
Nihat Özdemir, Birand’ı eleştirdiği bu sözlerden sonra aynen şunları söyledi:
“Ayrıca Sayın Ünal Aysal’ın açıklamalarını da dinlemek istemiyorum.” Sonra da yayından ayrıldı...
Birbirlerinin sözünü dinlemeye bile tahammülü olmayan yöneticiler taraftarı germeme konusunda medyadan hassasiyet bekliyorlar.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...
Paylaş