Paylaş
Yok artık, bu kadar aptal olamazlar dedim...
Parti yapmak bu kadar mı önemli dedim...
Bu kendini bilmezler hem kendi hayatlarını hem toplum sağlığını nasıl hiçe sayıyorlar dedim...
Ama yok, görüntüler doğruydu.
O sırada başka haberler de düşüyordu önümüze. Mesela onlardan birkaçı:
◊ Dilan Çıtak Tatlıses’in sevgilisi olarak bildiğimiz Levent Dörter, 39 yaşında. Virüsü kaptı.
◊ Rüştü Reçber, 46 yaşında. Virüsü kaptı tedavisi sürüyor.
◊ Portekiz’de 14 yaşında bir çocuk hayatını kaybetti ve kayıtlara Avrupa’daki en genç ölüm olarak geçti.
◊ ABD ve Fas’ta ilk bebek ölümleri gerçekleşti.
Hâlâ salgının 65 yaş ve üzerini etkilediğini sanan, Büyükçekmece’de bir evde buluşup parti yapan dangalaklara gelsin bu bilgiler.
Partiniz batsın sizin be...
Şunun şurasında bir-iki ay parti yapmasanız, dans etmeseniz, eve kapansanız ölür müsünüz?
Ondan değil ama virüsten ölürsünüz.
Hafta sonu ne öğrendim?
◊ 60 yılda bir yaşanan Fare Yılı’nın her seferinde salgın hastalıklar getirdiğini: 1900’de veba ve sarıhumma, 1960’ta HIV/AIDS (sessiz dönemi), 2020’de koronovirüs...
(Cumhuriyet Pazar, Deniz Ülkütekin)
◊ Yıllar önce hakkında yazılan “Müsellesten Üçgene” adlı kitabı okumama rağmen: Türk grafik sanatının babası İhap Hulusi’nin afişlerini tasarladığı hiçbir kurum tarafından sigortalanmadığı için Şişli’deki dairesinde sefalet içinde hayatını kaybettiğini... (Milliyet, Aydın Hasan)
◊ Jim Carrey’nin “Paran olduğu zaman her işini başkasına yaptırıyorsun, hayatının anlamının bu olmadığını kavradım. Artık her işimi kendim yapıyorum” kafasına geçtiğini... (Hürriyet Kelebek, Barbaros Tapan)
◊ Tubi TV adlı bir uygulamanın herhangi bir yere abone olmadan, para ödemeden, hukuki sorunlar yaşamadan film ve dizi izleme fırsatı sunduğunu... (Posta, Murat Gülderen)
◊ 14 yıl önce Neonazilerin katlettiği Halit Yozgat’ın hikayesinin, Avustralyalı sanatçı Ben Frost tarafından opera olarak yazıldığını... (Sabah Pazar, Meltem Fıratlı)
◊ Olası bir küresel internet felaketinin kimi servis sağlayıcılarından, uydu bağlantı noktalarından, bazı modemlerden ve akışı sağlayan router’lardan kaynaklanabileceğini... (Hürriyet Pazar, Umut Fırat Eroğlu)
İlker Yasin’in karantinası
Eve kapandığımız korona günlerinde en eğlenceli gazeteyi Hürriyet hazırlıyor.
Hemen her sayfada karantinaya dair, koronaya dair bilgilendirici, son dakika ve bir o kadar da eğlenceli haber var.
Mesela Kelebek’te her gün “Evde ne yapılır” diye sinemadan spora, yemekten kitaba kadar uzmanlarından tavsiyeler var.
Hürriyet Spor’da da her gün spor dünyasının ünlüleri, eve kapandıkları bugünlerde nasıl zaman geçirdiklerini anlatıyor.
Hepsini tek tek keyifle okuyorum ama bugüne kadar en çok İlker Yasin’in karantina kafasını sevdim. Cumartesi günü kendisine sorulan sorular ve yanıtları şöyleydi:
◊ Evde hangi diziyi izliyorsunuz?
- Dizi izlemiyorum.
◊ Tavsiye edeceğiniz film?
- Film izlemiyorum.
◊ Telefonda en çok kullandığınız aplikasyon?
- Telefonla fazla vakit geçirmiyorum.
◊ Evdeyken internetten ne aldınız?
- Hiçbir şey almadım.
◊ Evdeyken en çok görüntülü arama yaptığınız kişi?
- Görüntülü arama yapmıyorum.
İlker Abi’nin yanıtlarını okuyunca Allah hepimize İlker Abi’nin karantina kafasından versin dedim.
“Peki nasıl zaman geçiriyorsun abi?” diyecektim ki onu da kısa soru-cevapta öğrendim.
Yukarıdakileri yapmasını gerektiremeyecek çok önemli üç nedeni varmış İlker Yasin’in;
1- İznik’te yeşillikler içinde yaşıyor.
2- Bolca kitap okuyor.
3- Eşi çok güzel yemek yapıyor.
İki ünlü isme iki çift söz
Erkan Petekkaya’ya: Kararı Bilim Kurulu versin diyerek sette çektiği videoyu yayınlamaya devam ediyor. Bilim Kurulu daha ne desin sevgili Erkan?
“Evinizde oturun, dışarı çıkmayın” diyor. Set çalışanlarının evine ekmek götüreceğini, işe ihtiyacı olduğunu söylüyorsun.
İyi de herkesin var.
Unutma o set çalışanları virüsü kapar ya da hayatını kaybederse zaten evine ekmek götüremeyecek.
Işıl Reçber’e: Amerika’dan döndükten sonra 14 gün karantina kuralını ihlal ederek sahibi olduğu güzellik merkezine gitti ve oradan fotoğraflar paylaştı. Üstelik yorgun ve bitkin olduğunu itiraf ederek. Ozon tedavisi iyi geliyormuş iddiasıyla bu tedaviyi uyguladığını söyleyerek. Sonuç?
Eşi Rüştü Reçber korona pozitif çıktı ve hastanede tedavisi sürüyor.
Uzmanlar, yetkililer uyarıp duruyor; dikkate almazsak, kuralları ihlal edersek en sevdiklerimizden uzakta kalacağız. Işıl Hanım bunu kanıtladı bize. Umarız en kısa sürede sağlığına kavuşur Rüştü...
Evde fark ettiklerim
◊ Evde kal sürecinde şunları fark ettim;
◊ Hiç bu kadar haber kanalı izlememiştim.
◊ Evden de çalışılabiliyormuş.
◊ Hâlâ daha yemek yapmaya heves etmediysem, demek ki mutfak benim işim değil.
◊ Hiç giymediğim pantolonlarımı giymeye başladım.
◊ Gardırobumda verilecek ne çok şey varmış...
◊ Sanal marketten alışveriş yaparken almayacağın şeyleri daha çok alıyorsun ve daha çok para harcıyorsun.
◊ Uyandığında üzerini değiştirmez, giyinmezsen o günün çok enerjisiz geçiyor.
◊ Ayakkabıları kapının önünde çıkarmak doğru bir şeymiş.
◊ Prodom mu, Chateau Kalpak mı? İkisi de çok iyi.
Şaka mı?
Yarın 1 Nisan. Şaka düşünecek hali bile kalmadı dünyanın. Ama biri çıkıp da “Hepsi şakaydı” dese hiç fena olmaz değil mi?
Paylaş