Parklar güvenli değil

Beyoğlu’nun eski
emniyet müdürleri bu konuda sözler verdi, eski başkanlar yapacağız dedi ama yok, nedense bir türlü olmadı, olamıyor...
Bu kadar zor mu MOBESE sistemine dahil etmek çocuk parklarını?
Buyurun Ataşehir Belediyesi yaptı mesela.
İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Ataşehir belediyesi şimdilik iki parkta kamera ve acil durum butonu uygulamasını hayata geçirdi.
Her iki parkta 7 kamera, 3 acil durum butonu bulunuyor, kameralarda gece görüş özelliği de bulunuyor.
En kısa sürede sayısı artırılacak, 30’a
çıkacakmış.
Acil durum butonuna basan vatandaşın ihtiyacına göre parka ambulans, polis veya zabıta yönlendiriliyor.
Tebrikler, işte bu
kadar basit...
Çocuk parkları ne yazık ki geceleri alkol ve uyuşturucu alınan yerlere dönüyor...
Parklara zarar verenler, salıncakları kıranlar, sağa sola sataşanlar ne yazık ki çok oluyor.
Bunun önüne geçebilecek tek şey kameralardır.

Koray Avcı

Koray Avcı gittiği mekanda kendisini tanımayan valeye, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun”, “Sana burada ekmek yedirtmem”, “Genel müdürünü çağır bana” diye höykürdüyse...
Hele hele küfür ettiyse affedilir bir yanı yok demektir...
Hadi bunların yüzde 60’ı abartı olsun, yüzde 40’ı bile doğru olsa o valeye bir özür borcu var demektir...
Havalimanı görevlisine densizlik yapan kadın yolcudan bir farkı yok bunun.

Kaçarsan şüphe uyandırırsın

Söz dizisinin oyuncusu Tolga Sarıtaş, Levent’te kız arkadaşıyla yemek yiyor, sonra akşam eğlenceye kalıyor.
Gece çıkışında gazetecilere yakalanınca da bas gaza diyor şoföre.
Levent’ten Bağdat Caddesi’ne kadar tam gaz... Gazeteciler de peşinde...
Bu paparazzi-ünlü kaçıp kovalamacısında dünyanın unutamadığı en büyük olay Diana’nın Paris’teki ölümüdür...
Allah korusun Tolga’nın aracı kaza yapsa sorumlusu kim olacak ya da birine çarpsa?
Kaldı ki kırmızı ışıklarda bile durmamış, basıp geçmiş...
Elimizde acı bir örnek olduğu için paparazzileri eleştirmek kolay ama ben bu ünlülerin kafasını da anlamıyorum.
Birlikte görüntü vermek istemiyorsan mekandan ayrı ayrı çıkarsın olur biter...
Tek başına aracına binersin kameralara iki laf söyler ya da söylemezsin, çeker gidersin...
Panik yaratınca, tam gaz kaçınca, görüntü vermemeye çalışınca paparazziler de daha çok şüphelenip işin peşini bırakmıyor?
Yanındaki kadın kim, neden görüntü vermiyor, yoksa başka bir ilişkisi mi var, Tolga neden kaçıyor...
Bu sorularla birlikte başlıyor kaçıp-kovalamaca...

Galatasaray hak etti

Bir Galatasaraylı olarak ilk 38 dakika içinde Beşiktaş’a gösterilen üç sarı kartı fazla buldum...
Aynı pozisyonlara ikinci sarıdan kırmızı çıkartır mıydı Bülent Yıldırım, hayır...
Ama ne olursa olsun Beşiktaş bu futbolla Galatasaray’ı yenemezdi...
İkinci yarının ilk 10 dakikası dışında Beşiktaş’ın etkili bir futbolu yoktu. Galatasaray ise daha organize, maçı almak isteyen, şampiyonluğu kovalayan, liderliği isteyen bir havadaydı..
Gollerde, Beşiktaşlılar hakeme kızacağına oyuncularına kızmalı.
Taç atışıyla topu hızlı oyuna sokan Galatasaray kazandı, taç atışıyla değil hakemle ilgilenen Beşiktaş kaybetti.
Şimdi ipler Galatasaray’ın elinde artık, bu hafta Rize’den kayıpsız dönerse Başakşehir’i rahat geçer, son hafta da Sivas’a takılmaz...