Nuri Alço'dan sonra duvarlarda Reha var

Kaynağı Bağdat Caddesi olarak bilinen yazılar bir süre sonra şehrin her yerini kapladı.

Duvarlara Nuri Alço yazanların, sadece toplumu bilinçlendirmek için yola çıkan, hiçbir ideolojiye bağlı olmayan bir organizasyon olduğu söylendi.

Daha sonra NARO (Nuri Alço Revival Organization) olarak kısaltılan duvar yazıları işin ilginci ünlü oyuncuyu yeniden hayatımıza da soktu.

Son olarak cumartesi gecesi Dikkat Şahan Çıkabilir'de Dişi Yakarış'ta konuk olarak gördüm kendisini...

İsminin Paris metrosuna bile spreyle yazıldığı söyleniyor.

Farkında mısınız bilmem ama şu sıralar İstanbul duvarlarına yeni bir isim yazılıyor: REHA!

Bir duvarda görsem umursamayacağım da farklı farklı yerlerde aynı tarzda yazılmış REHA yazılarını görünce galiba yeni bir organizasyonla karşı karşıyayız dedim.

R harfi ters yazılıyor, E harfi de Euro logosunu benzer bir karakterde kullanılıyor.

Genelde işlek cadde duvarlarına lacivert sprey boyayla yazılıyor.

Soyadı olmadığı için Nuri Alço gibi belirgin bir kişiyi işaret etmiyor.

Ama Reha dendiğinde de hepimizin aklına bir tek kişi geliyor:

Reha Muhtar! Başka kim olabilir?

Bildiğim Reha'ları düşünüyorum;

Oyuncular Reha Yeprem, Reha Erdem değildir.

Reha Medin emlakçı, Reha Çamuroğlu yazar...

İki de bizim gazetede var; Reha Erus Roma'da, Reha Erdoğan da görsel danışman...

Onları da duvarlara yazacak değiller.

Dolayısıyla Türkiye'nin bildiği en ünlü Reha, Reha Muhtar'dan başkası değildir.

Konuyu kendisine de sordum.

O da görmüş ama ne olduğunu bilmiyor.

"Gerçekten nedir o ya, duvarlara Reha yazıyorlar" dedi...

"Reha Muhtar Revival Organization" desem olmaz!

Çünkü Muhtar, Nuri Alço gibi gözden uzak değil. Onun yeniden canlanmasından, uyanışından söz edilemez.

Acaba Muhtar'ın tekrar habere dönmesini isteyen bir organizasyonun işi olabilir mi?

Habertürk'te hafta içi her akşam 23.00'te farklı bir şey yapacağı söyleniyor Muhtar'ın...

Yoksa bunun promosyonu mu?

Duvarlardaki REHA yazısının sırrını bilen varsa anlatsın, bizi de bu meraktan kurtarsın...

Gülben'in iftarı

Gülben Ergen'in 1.500 kişiye verdiği iftar yemeğini basına faks çekerek duyurmasını eleştirmiştim.

Gülben Ergen bir açıklama göndermiş;

Açıklamasında bile, "Hangi camide istismar röportajları verirken gördünüz beni siz" diyerek Hülya Avşar'ı kastediyor.

"Yıllardır yüzlerce irili ufaklı şöhretler 'iftar yemeği verdim' süsüyle Etiler'de Başiktaş'ta salınırlar iyi kul, hakiki sanatçı olurlar" diyor.

Kısacası yaptığı yanlış işi yanlış örneklerle savunuyor.

Ben Gülben Ergen'in verdiği örnekleri de eleştiriyorum, Ergen'in yaptığını da...

Bundan sonra da aynı şekilde iftar yemeği veren sanatçıları eleştireceğim.

"İftar yemeğini benim ekibim değil, belediyeler faks çekerek duyuruyor" deseydi Gülben Ergen'i anlardım...

Ama bu haliyle zor...

TARİHTE BUGÜN

1 YIL ÖNCE

10 Ekim 2004 Yağmur yağdı...

İstanbul'u perişen eden sağanak yağış sırasında Brezilya'da olduğu için Belediye Başkanı Kadir Topbaş eleştiri yağmuruna tutuldu.

10 YIL ÖNCE

10 Ekim 1995 Televiyon Çocuğu
Gece Kuşu'yla büyük başarı yakalayan Okan Bayülgen'in Televizyon Çocuğu adlı yeni şovu atv’de 22.30'da, yayınlandı.


Hem AB komisyonunu ağırlayan hem de iki takımı birden ligde ilk beşiçinde yer alan Kayseri...

AB komisyonlarının geçmişte ilk durağı olan ve ligde takımı 14'üncü sırada bulunan Diyarbakır.