Paylaş
Önceki gün dönecekti babaları...
Tıpkı fotoğraflardaki gibi yine omuzlarına tırmanacaklar, sırtına atlayacaklar, birlikte oyunlar oynayacaklardı...
Babalarını beklerken tabutun içinde cenazesi geldi...
Sonra devletin en üst yetkilisi o tabutun üzerine elini koyarak, “Başkomiser Ahmet kardeşimiz şehadet makamına ulaşmıştır... Ne mutlu onun ailesine... Ne mutlu onun tüm yakınlarına” dedi...
Şehadet ne...
Açılım ne...
Seçim ne, iktidar ne, koltuk hırsı ne...
Nasıl anlatırsın o üç küçük kız çocuğuna...
Babalarının yerine hangi hamasi nutukları koyabilirsiniz...
O üç kız çocuğunun döktüğü mutluluk gözyaşları mı kardeşim...
“Ne mutlu bize babamızı kaybettik” diyorlar...
Babalarının arkasından parka yürümek yerine, tabutunun arkasından yürümek...
O üç kız çocuğu var ya...
O üç kız çocuğu...
Babasız bıraktığınız tüm çocuklar var ya...
“Mutlulukları” sizin mutsuzluğunuz olacak...
Dünyanın hangi çocuğu için mutluluk babasız kalmak olabilir...
Tutacağı elini, en zor anında sırtını vereceği o kocaman dağı, başını koyacağı omuzu, hayallerini, eğlencesini, gözlerindeki pırıltıyı aldınız...
O üç kız çocuğunu yalnız bıraktınız...
Yere batsın mutluluk anlayışınız...
Chelfie: Soyunma kabininde kendini fotoğrafla
Kadınların denedikleri bir elbiseyi satın almak için en az üç arkadaşının ‘güzel olmuş’ yorumuna ihtiyacı varmış...
Erkeklerde ise bu oran minimum dört...
Peki üç-dört arkadaşı mağazada nereden bulacaksın...
İşte bu yüzden Chelfie diye bir akım çıktı dünyada, “Changing Room Selfie”nin kısaltılmış hali Chelfie...
“Soyunma kabini selfiesi” demek...
30 yaş altındaki kadınların başlattığı bir akım.
Mağazanın soyunma kabininde denedikleri kıyafeti hemen fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşıyorlar...
Gelen yorumlara göre de ya kıyafeti alıyorlar ya da almıyorlar...
Üç iyi yorum almaları için önemli etkenmiş, erkeklerde 4 iyi yorum lazım...
“Kıyafeti almadan arkadaşa sormak kadınların her zaman yapmayı tercih ettikleri bir yöntem, Chelfie bu işin modern hali” diyor moda yazarları...
#chelfie ya da“#changingroom etiketleriyle eklenmiş Instagram fotoğraflarına baktım...
Bikiniden eteğe, elbiseden ayakkabıya soyunma kabininden fikir soran kadın ve erkeklerden geçilmiyor...
Bizde henüz yaygın değil...
#soyunmakabini etiketiyle eklenen fotoğraf sayısı 100 civarında sadece...
Ama aklınızda olsun kıyafet için arkadaşlarınızın fikrini öğrenmek istiyorsanız chelfie çekin...
Ha kıskanç arkadaşlarınıza ne kadar güvenirsiniz orasını bilemem...
Bölüm başı 40 bin alan genç oyuncular
Dizi sektöründe yanlış giden bir şeyler var...
* Reklam pastası büyümediği için kanalların geliri artmıyor...
* Dizi fiyatları yükselmediği için yapımcıların karı artmıyor...
* Dizi çalışanlarının geliri artmıyor...
* Sektör yerinde sayarken bir tek oyuncuların fiyatı fahiş şekilde artıyor...
Bunda en büyük pay, Saner Ayar’ın ortağı olduğu O3 adlı Arap sermayesinin, kafa oyunculara çok büyük paralar ödemesi...
Üstelik daha ortada proje bile yokken toplu paraları oyunculara vermesi...
Hal böyle olunca, diğer oyuncular da “O bu kadar alıyorsa ben de isterim” demeye başlıyor...
Tanınmış bir oyuncuyu stopajıyla birlikte neredeyse 80-100 bin liradan aşağı oynatmak mümkün olmaz hale geldi...
Bir-iki diziyle parlayan genç oyuncular bile kapıyı 40-50 bin liradan açar oldu...
Sanatçılar kazansın, oyuncular kazansın gözümüz yok...
Hatta daha da çok kazansınlar...
Ama sektör büyümezken sadece oyuncu fiyatlarının büyümesi bu işte bir yanlışlık olduğunu gösteriyor...
Medyada bir dönem büyük abiler çok büyük paralar kazanırdı...
Hala anlatırlar, geçmişte nasıl paralar döndüğünü...
Korkarım dizi oyuncuları için de aynı şey geçerli olacak...
Umarım bu dönemi “Ne kadar çok kazanıyorduk” diye hatırlamazlar yakın gelecekte...
Ünlüler hep aynı
Hollywood’un ünlü ismi Scarlett Johansson, gizlice İstanbul’a gelmiş...
Ortaköy’de yemeğe çıkmış, Boğaz’a karşı eşiyle birlikte şaraplar içmiş...
Romantik bir İstanbul gecesi geçirmiş...
Kelebek’ten Sayit Durmaz fotoğraflarını çekmeseydi kimsenin haberi olmayacaktı bu yaptıklarından...
Sayit fotoğraflarını çekmeye başlayınca, eşarpla yüzünü gizlemiş...
Sevgilisi çirkin hareketler yapmış, hakaretler etmiş...
Fotoğraflarının çekilmesini istememiş...
Dünkü Kelebek’te bunların hepsi vardı...
Bu haber de bize gösteriyor ki, ünlülerin ruh hali ister Hollywood’ta olsun ister bizde hep aynı...
Sadece kendileri izin verdikleri zaman fotoğraflarının çekilmesini istiyorlar...
Ama yok öyle bir hayat...
Bakın şu sıra İngiltere, Cambridge Dükü Willam’la eşi Kate’in iki yaşındaki oğulları George’un fotoğraflarının çekilip çekilemeyeceğini tartışıyor...
Kraliyet Ailesi bir açıklama yaparak, “Sınırların zorlandığını ve ailenin güvenliğinin tehlikeye atıldığını” söyledi...
Paparazzilere “Takibe son verin” çağrısında bulundu...
Bir paparazzinin geçen hafta durumu abartıp bir minibüsün bagajına saklanması ve Prens George’un fotoğraflarını gizlice çekmeye çalışmasından sonra koptu fırtına...
“Bu bir terör saldırısı da olabilirdi” diyorlar...
Scarlett Johansson’ın kaygısı ise terör değil elbette, belki kötü görünmek istemiyor, belki eşiyle İstanbul’da olduğunun bilinmesinden rahatsız...
Ama ünlüler şunu bilmeli... Hiçbir zaman sadece kendi istedikleri zaman fotoğrafları çekilmeyecek...
Ünlü olmanın kuralı bu...
Sayit’i bu güzel Hollywood magazini için tebrik ediyorum...
Paylaş