Minicik şort giyen kadına mı kızacağız, ona laf atana mı?

Arkanızdan salyaları akan adamları gördükçe rahatsızlığım bin kat artıyor...”
Esin’i tanımasam bu satırları tutucu, kadın düşmanı biri yazmış sanacağım.
Ama Esin gibi son derece modern, özgürlükçü bir kadın bile böyle düşünüyorsa, varın gerisini siz hesap edin.
En modern görünenlerimizin kafasında bile ne yazık ki bir şekilcilik var...
Esin de çok iyi bilir ki, Londra’da, New York’ta kimse kimsenin nasıl giyindiğiyle ilgilenmez...
İsteyen kendi modasını yaratır, isteyen kokoş olur.
En ucubik giyimlilere bile kimse dönüp bakmaz. (Dönüp bakan biri varsa bilin ki Türk’tür!)
Bizde ise şehrin en mutena semtinde giyilen ‘minicik şort’ yadırganıyor.
Oysa Esin’in kızması gereken şortla dolaşan kızlar değil, kızların peşinden salya akıtan adamlar.
Askılı elbiseye de salya akıtan var...
Mini eteğe de...
Göğüs dekoltesine de...
Düşük bel pantolona da...
Birileri salya akıtıyor diye kızlara “şort giymeyin” diyeceksek, bu saydıklarımı da giymeyin diyecek miyiz Esin?
Kaldı ki Anadolu’yu bırak, ‘mahalle baskısı’ yüzünden bunların giyilmediği o kadar çok yer var ki İstanbul’da...
Bırak da hiç değilse bir parça rahat edebildikleri yerde istedikleri gibi giyinebilsin kadınlar.
Geçen hafta sonu bizzat şahit oldum, “Oğlum burada iyi karılar varmış” diyerek üç lümpen Cihangir sokaklarını arşınlıyordu.
Bunlara mı itiraz edeceğiz, bunlar yüzünden kadınların şort giyememesine mi?
Cihangir’de yaşayan Esin’in böyle düşünmediğine eminim ama neden böyle bir yazı yazdığını anlamış değilim.
Bir ihtimal kadın kıskançlığı olabilir...
Çünkü adım başı moda sayfalarından fırlamış gibi görünen bir güzele rastlanır oldu Cihangir’de...

Hadise’nin kıyafeti

Cihangir’de birileri şort giymeye itiraz ederse, Kocaeli’de de birileri Hadise’nin kapalı kıyafetle sahneye çıkmasını ister işte...
Hadise, Kocaeli Fuarı’nda sahneye kapalı kıyafetle çıkmaya zorlanmış.
Fotoğraflarına baktım, alışık olmadığımız tarzda, yerlere kadar siyah bir elbise giymiş Hadise.
Aynı konserde başka kıyafet giyip giymediğini öğrenemedim.
Ancak kapalıdan-açığa her türlü kılık kıyafete karışmaya başladığımızda, işte böyle sonu gelmiyor.

Ramazanda caz

Ramazan ayında caz konserleri düzenlenecek İstanbul’da. 14 Ağustos’ta başlayacak organizasyonda Müslüman caz sanatçıları sahne alacak...
İşin içinde caz olduğu için merkez medya da ilgi gösteriyor konserlere, ‘Müslüman sanatçılar’ olduğu için muhafazakâr basın da...
Geçen yıl tam bu zamanlarda ne olmuştu peki?
İdil Biret’in Topkapı Sarayı’nda verdiği konser, Vakit gazetesinin “mukaddes avluda şarap içiliyor” provokasyonu sonrasında 50 kişilik bir grup tarafından basılmıştı.
O konseri organize eden kimdi?
Hakan Erdoğan...
“Müslüman caz konserlerini” organize eden kim?
Yine aynı isim...
Hakan Bey’in “aman bu yıl başımıza bela almayalım” deyip bu işe soyunduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Yarın öbür gün yine Topkapı Sarayı’nda bir organizasyon yapabilir.
Organizatörler için önemli olan paradır, bu yüzden her nabza göre verecekleri bir şerbet vardır.
Konserler de ister Müslüman, ister şaraplı olsun, basılacak yerler değildir.