Nurettin Sözen döneminde minibüslerin Beyazıt’a çıkması yasaklandı, olay oldu...
Aksaray’a kadar gidebiliyorlardı o dönemde minibüsler. Sonra yine Sözen döneminde minibüslerin sur içine girmesi ve Aksaray’a gitmesi yasaklandı, son durakları Topkapı olarak belirlendi, yine olay oldu.
Minibüsçüler kazma kürek yürüdüler, kavgalar çıkardılar o dönemde...
Neyse ki Sözen sonrası yerel yöneticiler de yılmadı ve minibüsleri yavaş yavaş şehir dışına çıkarmaya devam ettiler.
Son olarak Bakırköy de kurtuluyor minibüslerden...
E5 yan yollar da dahil olmak üzere, Bakırköy’e giden minibüslerin tamamı kaldırılacak.
Yolcular, belediye otobüsleri ve iskele-metro arası kurulacak yaylı sistemle taşınacak.
Böylece toplam 473 minibüs Bakırköy trafiğinden çıkacak. İstanbul trafiğinin en problemli yanı kural tanımayan minibüslerdir.
Uzun yıllara yayılıyor ama raylı sistem çoğalıp modern taşımacılık geliştikçe sonunda kurtulacağız şu minibüslerden ve İstanbul biraz daha çağdaş trafiğe kavuşmuş olacak...
İki proje farklı
Sony BMG’nin, Hıncal Uluç’a çıkardığı albümün "12 Yazar 12 Albüm" projesinden esinlendiğini yazmıştım dün...
Sony BMG Genel Müdürü Şemsettin Göktaş aradı.
"Siz bu projeyi köşenizde 28 Ağustos 2007’de duyurdunuz, bizim sözlü konuşmamız bir yana bu konuyla ilgili Hıncal Uluç’la mailleşmemiz 21 Mart 2007’dir. O tarihte Uluç’la 90 şarkı içinden 19 şarkı seçmek için yazışmışız" dedi.
Yani kendi projelerinin, 12 Yazar 12 Albüm’den esinlenemeyeceğini belirtti.
Ayrıca iki proje arasında ciddi farklar olduğunu söyledi. "Peki Hıncal Uluç sizin projenize Mart’ta evet derken, neden Ağustos’ta benzer başka bir projeye de evet dedi" sorusunun yanıtını Şemsettin Bey’den de alamadım...
Magazincilerin mal varlığı
"Magazinciler mal varlığını açıklasın" çağrım dün magazin basınını bir hayli karıştırdı.
Telefonlar susmadı, internet siteleri gün boyu konuyu tartıştı.
Gazeteport sitesi, tek tek magazincileri arayarak mal varlıklarını sorguladı.
Site kimin ne malı olduğunu orataya döktü.
Malvarlığını açıklamak isteyenler oldu, kaçanlar oldu.
Mutlaka içlerinde yalan atanlar da olmuştur.
Malvarlığını açıklayanlar arasında modası geçmiş magazincilerin, "para karşılığı haber yapıyor" dedikleri Demirhan Hararlı da vardı.
Değeri 3 bin lira olan, 1973 model CC-6 bir cip, bir de 1993 model Renault otomobil...
İkisinin değeri taş çatlasa 7.500 lira...
Bankada 1 lirası yok, tek bir gayrimenkulu yok...
Eniştesinin evinde kirada oturuyor. Ama çeşitli kurumlardan aldığı 11 ayrı gazetecilik ödülü var.
Benim çağrım bu işi dürüst yapanlara çamur atılmasına gösterilmiş bir tepkiydi.
Yoksa kimin ne kazandığında gözümüz yok.
Heidi değil, Dağlar Kızı Reyhan
Çocukluğumuzun en masum karakterlerinden Heidi’yi bile deforme ettiler ya pes artık. Clara’nın tekerlekli sandalyeye mahkum büyükannesi bayan Seseman, başı kapalı ve tesettürlü resmedildi...
Milli Eğitim’in ilköğretim için önerdiği 100 Temel Eser serisinde yer alıyor bu çizimler. Çoban Peter’i de Alp dağlarında camiye gönderin... Heidi, şehre arkadaşı Clara’nın yanına değil, Kuran kursuna gitsin...
Büyükbabanın ocakta sopaya takıp erittiği peynirleri, fondü’leri de menemen yapın bari... Adını da değiştirin Heidi’nin; Dağlar Kızı Reyhan olsun!