Milyonlar kazanıp 30 lira ödemeyen oyuncular...

Geçmişte eylem yaptılar, “yerli dizi yersiz uzun” diye yürüyüş düzenlediler, sonunda bunun için sendikalaştılar bile...
Her fırsatta, hepsi bu konuda konuşmaya bayılıyor.
Ben de hepsini eleştiriyorum...
Bölüm başı parayı gördükleri zaman anında dizi sürelerinin uzunluğunu, set işçilerinin çok çalışmasını unutup sözleşmeye imzayı basıyorlar...
Bana bir tane dizi süresi uzun diye proje imzalamayan oyuncu gösterin, dişimi kırayım...
Şimdi diyecekler sektör böyle dönüyor, kanalların, yapımcıların baskısı falan...
Hadi onu da kabul ettim...
Peki bu konuda çalışan, ayıla bayıla kurduğunuz, söze geldiğinde toz kondurmadığınız sendikanıza aidatlarınızı neden ödemiyorsunuz?
Şu an Oyuncular Sendikası’na üye olan oyuncuların yüzde 75’i aidatlarını ödemiyor.
Ödemeleri gereken de aylık 30 lira...
Milyonlar kazanıp, ayda 30 lirayı ödemiyorlar.
Unutmuşlardır falan demeyin, yönetimin ısrarlı çağrılarını yıllardır duymazdan gelip, aidatlarını yatırmayan oyuncular var.
Hem de kimler kimler, şimdi isimlerini yazsam utanırlar.
Yönetime 4 bin lira, 5 bin lira borcu biriken, ısrarla istenmesine rağmen bunları ödemeyen birbirinden ünlü oyuncular.
Bir oyuncu sendikalı olmak zorunda değil.
“Ben bu işe sıcak bakmıyorum kardeşim” deyip kendi yoluna gitme hakkı sonuna kadar var.
Benim kızdığım, “Sektörün sorunlarını toplu hareket edersek çözebiliriz” diye yalandan atıp tutup, 30 lira aidatını ödemeyenler...
Kurduğunuz sendika batmak üzere haberiniz var mı?
Başkan Demet Akbağ bu konuda ne yapmayı düşünüyor bilemiyorum ama ben önümüzdeki günlerde güzel bir borçlu oyuncular listesi yayınlamayı düşünüyorum...

Bir nişanın perde arkası...

Pazar akşamı Seren Serengil’le Yaşar İpek’in kır nişanı vardı Şile’de... Yüzükleri takmak gibi ağır bir sorumluluk üstlendiğimden erkenden gittim tören alanına...
Gördüklerim şunlar:
Güzel bir butik otel
“Bu kadar uzak yerde nişan mı olurmuş!” diye gittim Şile’ye ama yeşillikler içindeki Casa Lavanda adlı butik oteli görünce fikrim değişti. Burası Hande Ataizi’nin de evlendiği yermiş. Sadece kır düğünü için değil hafta sonu kaçamağı için de harika bir yer. Ben gidemiyorum, çünkü çocuk kabul etmiyorlar otele...
Düğün gibi nişan
Süslemeleri kim yaptıysa 10 numara yapmış. Sahne, masa düzenleri, kokteyl alanı hepsi çok güzeldi. Yaşar’a “Dünyanın parasını harcamışsın” dedim, “Öyle” dedi. Düğün gibi bir nişandı. Bir de hava ilk başta o kadar soğuk olmasaydı tam olacaktı... Kim ne derse desin Seren’le Yaşar birbirine yakıştı.
Demet Akalın-Okan Kurt
Ben arada derbi maçı izledim Okan Kurt’la birlikte... Yıllardır tanıyorum ama ilk kez Demet ve Okan’la bu kadar yan yana olup, muhabbet ettim. Zaman zaman eleştiriyorum ama Demet’in özünde çok samimi olduğunu gördüm. O kadar üşüdü ki kim ne der demeden, elbisesinin altına Seren’in pijamasını geçirip, üzerine battaniye alıp sahneye çıktı... Demet’le Okan’ı sevdim...
Deniz Seki-Murat Karabova
Bu ikili arasında aşk var mı... Gece boyu yan yana oturdular, ben de onları gözlemledim. Murat Karabova aşk olmasını çok istiyor... Deniz de karşılık vermeye hazır ama Murat’ın hızlı gece hayatına güvenemiyor. Şimdilik birbirlerini tanımaya çalışıyorlar... Buradan bir aşk çıkar mı? Yüzde 70 çıkar...
Alişan-Buse Varol
Gece boyu eğlence nasıl gidiyor diye meraklı gözlerle incelediler. Biz neyi yapalım, neyi yapmayalım diye baktılar. Bu pazar günü de onların düğünü var çünkü, gecenin artısına-eksisine baktılar. Bu arada ben ilk kez Alişan’ı sahnede canlı izledim. Meğer sahnesi ne eğlenceliymiş...
Rubato
Onları da ilk kez canlı izledim. Geceye konuk gelen sanatçılara eşlik ettiler. Müziklerini, yeteneklerini biliyorum, Kral TV’de yaptıkları programı biliyorum, hatta benim kulisi kullandıklarını da biliyorum ama bu kadar iyi olduklarını bilmiyordum. Önlerinde saygıyla eğildim...
Bülent Ersoy
Geldiğini hiçbirimiz görmedik, çünkü gece 00.30’da düğün bittikten sonra Nur Yerlitaş’la teşrif etmiş. Nur’un iki arada bir derede, Gülşah Saraçoğlu’nu kastedip “O terzi karıyla ne işin var” diye Murat Karabova’ya çıkışması gecenin son magazini oldu...