Paylaş
“Keşke bu paralar oyunculara adaletli dağıtılsa” dedikten sonra şunları söylemiş Tülay’a:
“Şimdi bir pasta düşün, bu pastanın dörtte üçünü tepedeki oyuncuya veriyorlar. Dörtte biri kalıyor, onu da kalan oyuncular ve teknik ekip kendi arasında pay ediyor. Bu büyük bir haksızlık ve adaletsizlik. O baştaki oyuncu kafasını yastığa koyduğu zaman mutlu ve huzurlu uyuyabiliyor mu acaba merak ediyorum...”
Melek Baykal’ı severim ama doğru başladığı bir eleştiriyi yanlış şekilde bitirdiği için kendisini eleştireceğim.
Dizi sektöründeki haksızlıklardan, set çalışanlarının aldığı düşük ücretlerden bahsetse, “Bunlar yükseltilmeli, oyuncular olarak biz bununla da mücadele etmeliyiz” dese sözlerine şapka çıkarırım.
Ama bu adaletsizliği, başrol oyuncularına bağlamış Melek Baykal.
Kenan, Halit, Kıvanç, Tuğba, Bergüzar’ın uykuları çok para aldıkları için neden kaçsın?
Birilerinin paralarını gasp etmiyorlar ki, onlar haklarını alıyor.
Çok merak ediyorum Melek Baykal, Ferhunde Hanımlar’da, Hayat Bağları’nda, Cennet Mahallesi’nde yıllarca başrol oynarken başını yastığa koyduğu zaman rahat uyuyor muydu acaba?
Üç sezon yaptığı TV programında 4 set işçisinin bir yıllık kazancının toplamını bir ayda kazanırken rahatsız mıydı?
Gördüğünüz gibi bu sorulara yanıt vermekte zorlanırsınız Melek Hanım’cım çünkü bu mesele böyle tartışılmaz.
“Oyuncular aldıkları ücretleri hak ediyor, keşke set çalışanları da haklarını alabilse” dense daha doğru olmaz mı...
Sosyal medya gücü reytingden sonra gişede de hikayeymiş
Günlerdir sosyal medya Elçin Sangu ve Barış Arduç’un rol aldığı Mutluluk Zamanı filmiyle yıkılıyor...
Çifti birbirlerine çok yakıştıran hayranları ortalığı yıkıyor.
Allah’ı var oyuncular da filmin pr’ı için çok çalıştı.
Bir hafta içinde sonuncusu Berlin olmak üzere 8 ayrı şehirde galaya katıldı...
Hatta filmin biletleri bir hafta öncesinden ön satışa çıktı.
Çünkü sosyal medyada fanlar öyle bir rüzgar yaratıyor ki, sanırsınız gişe rekorları kıracak film...
Ama öyle olmadı ilk üç gün rakamları sonunda Elçin ve Barış’ın filmi 187.360 kişi tarafından izlendi...
Bu rüzgara en az 350 bin olması lazımdı.
Ben sosyal medya popülaritesinin, tv reytinglerine yansıdığına inanmayan televizyonculardanım.
Misal... Pazar günü sosyal medyada en çok Klavye Delikanlıları konuşulmuş.
Dizi TV reytinglerinde ilk 10’da yok, yayından kalktı kalkacak vaziyette...
Misal... Hande Erçel’in nereden nasıl olmuşsa 7 milyon takipçisi var, diziye yansımıyor, keşke onun yerine dizisinin reytingi 7 olsaydı...
Sosyal medya gücünün televizyon reytinginden sonra sinema gişelerine de doğrudan etki etmediğini Barış ve Elçin sayesinde bir kez daha öğrenmiş bulunuyoruz.
Ayla’nın sosyal medya reytingi mi var, bakın film 2 milyon gişe yaptı.
İsviçre’de yaşamıyoruz sözü İsviçre doğumlu Barış’a gitti...
Şu sıralar herkesin dilinde, “Burası Paris değil”, “İsviçre’de yaşamıyoruz” lakırdısı sürüp gidiyor. Galada Elçin Sangu’nun öpüşmesini izlemeyip dışarı çıkan sevgilisi Yunus Özdiken de, “Ben bundan rahatsız oldum. Sonuçta Amerika’da, İsviçre’de yaşamıyoruz” dedi...
Yeşilçam dediğimiz 102 yıllık gelenek.
Kimler kimler öpüşmedi şu beyazperdede...
100 yıldır İsviçre’de yaşıyorduk da bizim mi haberimiz yoktu.
Kafalardaki gizli muhafazakarlık ve maçoluk “Burası Paris değil, İsviçre’de yaşamıyoruz” sözlerine büründü şimdi de...
Elçin Sangu’nun 5 yıllık ilişkisi bile böyle, düşünün artık.
Rol icabı öpüşmeyi bile tahammül edilemez bir durum noktasına getirmişler. Ayrıca çok rahatsızsan galaya gitmezsin...
Hadi gittin başını öne eğer, gözünü kapar izlemezsin...
Ne demek salonu terk etmek...
Ayrıca ben Barış Arduç’un yerinde olsam, Elçin Sangu’nun sevgilisinin söylediği “İsviçre’de yaşamıyoruz” sözünden fena alınırdım. Çünkü Barış, İsviçre’de doğup büyümüş bir oyuncu.
Yunus Özdiken, doğrudan Barış hedef almadı da ne yaptı burada?
Doğrudan hedef almadıysa bilinçaltının oyunu bu...
İyi sohbetti...
Rıdvan Dilmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı siyaset dışında konuşmaya ikna ederek iyi bir işe imza attı. Yanına tv’deki partneri Murat Kosova’yı da alarak futbol ağırlıklı bir sohbet yaptı. Hem Erdoğan’ın siyaset dışı bir alanda renkli bir yanını ortaya çıkardı, hem de siyaset yorumcularına haber atlattı. Ben bir tek programın ‘dekorunu’ beğenmedim. Arka planda stat gözüksün diye yapılmış ama oturma düzeni ve genel açılar o sohbete zayıf kaldı.
Paylaş