Londra değil İstanbul taksileri olsun

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Londra’nın dünyaca ünlü taksilerini İstanbul’a getirmek için kolları sıvadı.

Bir otomobil fabrikası ile anlaşan Satıcı, Londra’daki taksilerin benzerini Türkiye’de ürettirecek.

Gerçekten de İngilizler’in ’cab’ dedikleri Londra taksileri, tıpkı iki katlı otobüsleri gibi (klasikler kullanışlı olmadığı için tarih oldu), tıpkı telefon kulübeleri-posta kutuları gibi (posta işletmesi büyük zararda olduğu için herhalde bunlar da yakında tarih olur) dünyaca meşhur.

İyi de onların hepsinin güzelliği Londra’da...

İngiliz ’cab’inin İstanbul’la ne ilgisi var?

Hiçbir ilgisi yok.

Peki alıp onu İstanbul’a adapte etmeye ne gerek var?

Satıcı’nın bu projesini İstanbul taksilerinden memnun olmayan Kadir Topbaş da destekliyormuş.

Bana ise fazla özenti bir proje geliyor.

Satıcı’ya bir teklifim var.

Londra taksilerini İstanbul’a getirmek yerine İstanbul’un unutulmaz taksilerini yeniden hayata geçirsin.

Londra’nın ’cab’leri kadar karakteristik olan Plymouth’ları, Chevrolet’leri yeniden yaratsın.

57 modellerin üzerine bir de sarı-siyah kareli taksi daması koysun, tam olsun.

Büyük ve hantal bu modelleri biraz da günümüze uyarlasın...

Ne dersiniz, İstanbul’a Londra’nın taksilerinden daha çok yakışmaz mı?

Altivi’de Mini Cooper ihalesi

Altivi.com adlı internet sitesi çeşitli tartışmalar yaratmıştı.

Alinur Velidedeoğlu, Fatih Aksoy, Emre Ergani ve Mehmet Germiyanlıgil’in sahibi olduğu site pahalı ürünlere en ucuz teklifi verenin kazandığı bir mantık üzerine kurulu.

Geçen gün sitede Mini Cooper ve Honda City çekilişleri vardı.

Okurlar diyor ki: Mini Cooper için yapılan çekilişin listesinde kazanan kişinin arka arkaya 20 teklifi olduğunu, yedek talihlinin bile aynı kişi olduğunu gördük.

Çekilişte amaç kimsenin vermediği en yüksek teklifi vermek. Kazanan kişi çekilişin bitmesine 2 dakika kala bu 20 teklifi yapmış ve çekilişe katılan bin küsur kişinin bulamadığı ardışık 20 teklifi yapmayı başarmış.

Orada yüzlerce insan aynı teklifi yaparken, bitime 2 dakika kala gelen birinin kimsenin aklına gelmeyen 20 teklifi sıralı olarak bulması şaşırtıcı diyor okurlar.

Bir süre önce Vatan gazetesinin üzerine ısrarla gittiği Altivi’de yapılan ihaleler kafalarda şimdiden soru işareti yarattı.

Yılın ilk bombası

Kelebek, haberleri ve röportajlarıyla 2006’ya damgasını vurdu.

Tevazuya gerek yok, yazılı basın, magazinde gündem belirleme gücü Kelebek’in önderliğinde geçtiğimiz yıl televizyonlardan geri aldı.

Televizyondaki magazin programlarının bu konuda ciddi bir üstünlüğü vardı 2006’ya kadar.

Bu durum Kelebek’le birlikte yazılı basın lehine döndü.

Şimdi Kelebek’in haberlerinin peşine takılıyor TV magazin programları.

Hürriyet’in internet sitesinin her gün en çok okunan ilk 10 haberi içinde en az 3-4 Kelebek haberi yer alıyor.

Medyanın pek çok kalemi Kelebek haberlerini köşelerinde yorumluyor.

Kelebek 2007’de de çok iddialı olduğunu daha ilk günden gösterdi.

Herkesin peşinde olduğu Feraye Tanyolaç-Kaya Çilingiroğlu çiftinin Kelebek’e verdiği röportajı iki gündür okuyorsunuz.

Sema Denker yine çok konuşulacak bir işe imza attı.

2006’nın son günlerinde kesinleşen bu röportajı 1 Ocak’ta vermeyi özellikle istedik.

Yıla nasıl başlarsan öyle gidermiş...
Yazarın Tüm Yazıları