Linç kültürü

İzmir Bornova’da 21 yaşındaki üniversiteli genç zavallı bir kediyi başını ezerek öldürdü.

Vahşet... İnsanlık dışı... Barbarca bir katliam...
Burada hepimiz hemfikiriz değil mi?
Peki ya sonrası...
Ortaya korkunç bir linç kampanyası çıktı internette.
Facebook’ta, forumlarda, bloglarda kediyi öldüren gencin adı ve fotoğrafları yayınlandı, “Kedi katili” afişleri hazırlandı, okulu, bölümü ifşa edildi...
Hatta açık ev adresi bile yazıldı.
21 yaşındaki bir gencin kediyi katletmesi kadar, ortaya çıkan linç kültürü de korkunç.
Yazılanlar inanılır gibi değil...
En ağır şekilde sövenler, gencin okula gelmesini bekleyenler, İzmir’de çocuğu arayanlar...
“Evine uğramıyormuş” diye bilgi verenler.
Bıraksanız kedinin başını ezdiği gibi ezecekler gencin başını.
Eski kovboy filmlerindeki gibi toplaşıp, Kordon’da ilk buldukları ağaca asacaklar kediyi öldüreni.
Bu yüzden İzmir’i terk ettiği söyleniyor gencin.
Linç kültürünün palazlanmasının tek bir nedeni vardır: Yasalar ceza vermezse halk ceza vermeye kalkar.
Kediyi vahşice öldüren genç de sadece 687 lira para cezasıyla kurtulduğu için bu ceza vicdanları rahatlatmıyor.
Ama bunun çözümü suçluyu hedef göstermek değildir.
Kediyi öldüren genç yarın öbür gün okulunda dövülse, ölümüne sebep olacak şekilde bıçaklansa ne olacak...
Eminim, “Bir pislik temizlendi” diye sevinenler de olacaktır ama bu da en az kedinin başını ezmek kadar canicedir.

Fazıl’a davet

Ak Parti İl Başkanlığı, Fazıl Say’ı 31 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı konserine davet etti geçenlerde.
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılarından oluşan Turquart Oda Müzik Grubu konser verecek, Fazıl Say da davetli olarak katılacak bu konsere...
Bu davet bile Ak Parti İzmir’de çatlak yaratmaya davet etti.
Bir grup “Biz kendimizi Fazıl’a kanıtlamak zorunda değiliz” diyor. Diğer grup, “Gelsin görsün, biz de klasik müzik dinliyoruz” diyor.
Dünyanın en ilginç konser daveti budur herhalde.
Davet sahibi, davet edeceği misafir hakkında bu kadar tartışırsa o misafir davete gider mi?.. Misafire daha baştan ayıp edilmiş olmaz mı?..
Not: Bu arada Yavuz Seçkin’in bir süre önce yaptığı şakayla ilgili Fazıl Say’ın bize dava açtığını yeni öğrendim. Bu konuda Fazıl Say’la birlikte, Müslüm Gürses ve Yıldız Tilbe’ye de gecikmiş bir özür borcum var. Benimle birlikte onlar da Yavuz’un şakasının kurbanı oldular çünkü... Fazıl açtığı davayı kazanırsa parayı senden tahsil edeceğim, haberin olsun Yavuz...

Beğendim...

· Cumhurbaşkanı Gül’ün, Mesut Özil konusunda “Bana sorsaydı da Alman milli takımını tavsiye ederdim” diyecek kadar açık sözlü olmasını, tepkiden çekinmeden genel eğilimin tersi görüş bildirmesini...
· Mizahçıların Münir Özkul’a gösterdiği ilgiyi, Vedat Özdemiroğlu’nun “Ölmeden de insanların değeri bilinmeli” sözlerini...
· Köprünün beşik gibi sallanmasından korksam da Avrasya Maratonu’nun binlerce kişinin katılımıyla her sene şenlik gibi kutlanmasını...
· Ebru Şallı’nın zaman zaman itici de olsa görüntüsüne gösterdiği özene...

Sıkıldığım tartışma

Sıkıldığım tartışma Gazeteler ayakta kalacak mı kalmayacak mı?..
Dijital teknoloji kağıdı öldürecek mi?..
Fena halde sıkıldım ben bu tartışmadan, okurun da çok umrunda olduğunu zannetmiyorum.
İster öldürsün, ister öldürmesin. Haber ölmeyecek ya...
Haber ve haber alma merakı ölmediği sürece de, kağıt olmuş dijital olmuş ne fark eder, gazeteler ve gazetecilik hep var olacak.

Yeni Radikal’in en iyi 3 yanı...

Radikal yenilenmiş haliyle dün okurun karşısına çıktı, merakla alıp okuduk tabii...
İşte en iyi 3 yanı...
1- Boyutu: Alışılmışın aksine tabloid boy okumayı severim ben. iPad kültürüyle bu daha da yaygınlaşacak. Bu yüzden geniş kitlelerin de Türkiye’de eninde sonunda bu boyu seveceğini düşünüyorum.
2- Mizanpajı: Sayfa düzeni başarılı. Yazı karakteri ve puntolar küçük gibi gözükse de kullanılan pastel tonlar, yazı-fotoğraf dengesi Radikal’i batılı bir gazete havasına sokmuş.
3- Ekleri: Radikal İki her zamanki gibi dolu, okunacak çok şey var. Radikal Hayat’ı ise çok beğendim. Cem Yılmaz’ın Şener Şen’le röportajı da, kapaktaki fotoğraf da ilk sayının en iyi işiydi. Röportajın devamı bugün. Okumanızı tavsiye ederim.
Yazarın Tüm Yazıları