Köpek sahibi olanların sayısı hızla artıyor ama şehirde köpek sahibi olma kültürü hala gelişmedi.
Köpeğin kakalarını sokakta bırakmamak, saldırgan cinslerin ağzına maske takmak bu işin abc’si...
Gazetelere yansımadı henüz, geçen hafta Zerrin Özer’in köpeği 4 yaşındaki bir çocuğa saldırdı.
Özer’in siyah Rottweiler cinsi köpeği yardımcısı tarafından gezdirilirken bir anda sokakta oynayan 4 yaşındaki Bilal Uzun’a saldırıp ısırmış.
Olay Galata Kuledibi’nde yaşanıyor.
Oradaki esnaf olayın şahidi, hatta Özer’in yardımcısı çocuğu kurtarmak isterken köpek onun da elini ısırmış.
Çocuk o günden bu yana uykusundan sıçrayarak uyanıyormuş.
Babasıyla konuştum, para falan değil derdi.
"Zerrin Hanım ayıp etti, ziyarete gelecekti gelmedi, hiç değilse gelip bir özür dileseydi" diyor.
Yurt dışında bu tür saldırılar, köpek sahibine maddi manevi ağır sorumluluklar yükler.
Köpeğine sahip çıkamayana, nasıl sahip çıkması gerektiği ağır bir faturayla öğretilir.
Sokakta bir yatak, yatakta çırılçıplak
Modern sanatçıların performansları giderek sanatın ne olduğunu sorgulatır hale geldi.
İtalya’da bir üniversitede düzenlenen festivalde genç sanatçılar, üniversite girişine lacivert şişme bir yatak koymuşlar.
Üzerine de bir yazı; "Sadece çıplaklar oturabilir".
Yatağın yanına gelen ziyaretçiler, üzerlerindeki çıkartıyor ve çırılçıplak yatağa uzanıyor.
Gelen diğer ziyaretçiler de "sanatçı bize şunu demek istemiş" diyerek bu manzarayı seyrediyor.
Katılımcılar bunu da dünya barışı için yapıyorlar.
Hepimiz insanız, hepimiz aslında aynıyız demek için...
Sanatçı, "Çıplak Eser" diye isim bile koymuş bu çalışmasına...
Daha neler yapacaklar performans adına merak ediyorum.
"Contemporary (çağdaş) mimari", "Contemporary tasarım" ciddi bir sanat akımıdır, genç sanatçılar zaman zaman zırvalasalar bile...
Paris tatilde Sertab sahnede
Expo 2015’i İzmir’in alması için Paris’te yapılan organizasyonlara (Fazıl Say ve Anadolu Ateşi) yönelik eleştirilerimi Milano’nun eline koz geçmesin diye kesmiştim.
31 Mart’taki oylamadan sonra yazarım diyerek...
Ama şu kadarını yine söylemek zorundayım.
"Fransa’da kim tanır" dediğim Sertab Erener’in konseri 24 Mart Pazartesi akşamı Paris’te olacak.
Peki 24 Mart ne?
Paskalya tatili!
Paris’te her yer kapalı, Allah’ın kulunu bulamazsınız şehirde, herkes gibi 31 Mart’ta oy kullanacak 140 delege de hafta sonundan tatile gitti bile...
Peki bu konser ne için yapılıyor?
140 delegeyi etkilemek için. Anlayacağınız Paris’te biz bize eğlence devam edecek... 31 Mart’tan sonra bunun faturasını da soracağım.