2008 sinema açısından bereketli bir yıl olacak gözüküyor, üç komedyen Cem Yılmaz (AROG), Ata Demirer (Osmanlı Cumhuriyeti) ve Şahan Gökbakar’ın (Recep İvedik) filmlerinde bu kadar iddialı olması bunu gösteriyor.
Bu üç film içinden 2008’in gişe rekortmeni çıkması, diğer ikisinin ilk 5’te yer alması sürpriz olmayacak.
Üç filmin de ortak özelliği medyayı çok iyi kullanmak istemesi.
Şahan’ın internette tıklanma rekorları haberlerini, Cem Yılmaz’ın "Filmin ilk 3 dakikası sinemelarda" haberi bastırdı.
Tam bu sırada dış kulvardan Ata Demirer’in "tiz zamanda" vizyona girecek Osmanlı Cumhuriyeti atağa kalktı.
Belli ki kimse bir diğerine dripling yapacak boş saha bırakmak istemiyor.
İşin ilginci Recep İvedik dışında (22 Şubat) diğer filmlerin ne zaman yayınlanacağı belli bile değil.
Eylül’den önce vizyona girme ihtimalleri zayıf.
Buna rağmen yaşanan rekabet, 2008’in beyazperdede komedyenlerin yılı olacağını gösteriyor.
Ben birinciliği Cem Yılmaz’a veriyorum, Ata’nın da Cem’i ciddi şekilde zorlayacağını düşünüyorum.
Çünkü Ata’nın filminin en büyük kozu Gani Müjde.
Arabesk ve Kahpe Bizans’ta yakaladığı geçmiş-bugün tezatlığını Osmanlı Cumhuriyeti’nde fazlasıyla yakalayıp, güldürecektir.
Şahan’ın filmine iyi bir gişeyle üçüncülük kalıyor ama durumu galiptir bu yolda mağlup diye özetleyebiliriz...
Türkiye spor seferberliği başlatmalı
Biliyor musunuz Türkiye gibi kış sporlarına uygun bir ülkede bir tek kayakla atlama rampası yoktur, bugüne kadar ne bir hükümet ne bir spor bakanı bir kayak merkezine rampa yapmayı aklına getirmemiştir.
Peki kayakla atlama milli takımı nerede antrenman yapar?
Slovenya’da...
Koskoca Türkiye için ne büyük bir ayıp.
Biz rampa yapamıyoruz, antrenman için rampası olan Slovenya’ya gidiyoruz.
Erzurum 2011 Üniversiteler Arası Kış Olimpiyatları’nın ev sahipliğini almasa Türk kayak milli takımı daha uzun yıllar Slovenya’ya taşınırdı.
Şu sıralar Palandöken’e Olimpiyat için bir kayak rampası inşa ediliyor.
Buna rağmen ne oldu biliyor musunuz?
Geçtiğimiz hafta Slovenya’da yapılan Kayakla Atlama Şampiyonası’nda 13 yaşındaki Faik Yüksel, 5’inci oldu.
Sadece bir yıldır kayakla atlama sporuyla ilgilenmesine rağmen, 35 iyi sporcu arasından 5’incilik elde etti ki, büyük başarı.
Faik geçen yıl 13 yaşında sigaraya başlamış, bu sporla tanışınca bırakmış ve kendini kayağa vermiş.
Avrupa’da geleceğin yıldızı olarak gösteriliyor.
Ama Türkiye’de antrenman yapacak, atlayacak tek bir rampası yok...
Ne yazık ki böyle genç sporcuların elinden tutacak firmalar da yok.
Büyük holdingler için varsa yoksa futbol.
Faik gibi yüzlerce genç yetenek var bu ülkede; kayaktan eskrime, golften tenise, yüzmeye kadar...
Ama hiçbir branşta 70 milyonluk Türkiye’nin uluslararası tek bir başarısı yok.
Rumlar bile dünya çapında tenisçi çıkarıyor, bizde bir tane bulamazsın.
Çünkü bu genç sporcular 20 yaşına kadar çalışıp didiniyor, sonra bakıyorlar ki bu işte ekmek yok, başarılarına dönüp bakan yok, bırakıp kendi yollarına gidiyorlar.
Türkiye’nin büyük firmaları okul kampanyaları, eğitim kampanyalarıyla büyük işler yaptılar son yıllarda.
Benzer bir hamleyi, büyük bir devrimi sporda da yapmanın zamanı geldi.
Türkiye "her branşta bir şampiyon" kampanyasıyla spor seferberliği başlatmalı.
Firmalar futboldan kafalarını kaldırıp, genç sporculara sponsorluk yapmalı.
Amacımız Cumhuriyet’in 100. yılında her branşta kürsüde Türk bayrağını dalgalandırmak olmalı...