Paylaş
Herkes bir yere koştururken sen aylak aylak gezersin gittiğin şehri...
Kendi şehrinde turist olmak ise en güzelidir.
Hiç bilmediğin yerler keşfedersin, her gün geçtiğin sokakları bile başka bir gözle bakmaya başlarsın...
Size tavsiyem kapatın bir gün telefonları, tüm randevuları iptal edin ve İstanbul’u aylak aylak gezin...
Bir turist gibi...
Bambaşka bir şehir göreceksiniz.
Ben geçen gün bunu yaptım, sabah 09.00’dan akşam 16.00’ya kadar profesyonel bir rehber eşliğinde Kapalıçarşı ve etrafını gezdim.
Okuyacağınız bu yazı kendi şehrinde turist olan birinin izlenimleridir.
Çatıda selfie...
İşte bu da benim selfie fotoğrafım.
Hem de çoğu turistin bulunamayacağı bir yerde, Kapalıçarşı’nın çatısında...
Kapalıçarşı’yı gezmek güzel de çatısından bulunmak ayrı güzel.
James Bond’un çatıya zarar verip vermediğine bakmak, çatının son halini görmek için çarşının çatısına da çıktık.
Arkada Nuruosmaniye Camii, müthiş bir İstanbul panoraması...
James Bond bir şey yapmamış çatıya, görünen o...
Ya da yaptıysa da onarılmış.
Ama Kapalıçarşı’nın çatısının bakımsız olduğu aşikar.
Her turistin buraya elini kolunu sallayarak çıkması mümkün değil.
Kapalıçarşı Esnafları Derneği’nden özel izin almak gerekiyor.
Yaprakta sanat
Bu bir yaprak... Difenbahya çiçeğinin yaprağı...
1968’den beri Kapalıçarşı’da olan Nick Merdenyan bu yaprakları Florida’dan getiriyor, aylarca kurutuyor. Ve üzerine üç dinin sembollerinden hareketle çeşitli motifler ve ayetler yazıyor. Yıllar önce oğlunun vaftiz töreninde tesadüfen keşfettiği, dünyada eşi benzeri olmayan bir sanat...
Bu sanat eseri yapraklar küçücük dükkanından kocaman dünyaya yayılıyor. Bir İstanbullu olarak ben ilk defa öğreniyorum. Emeğine, göz nuruna sağlık Nick Usta...
Kapalıçarşı’da kaç milyarlık altın ve mücevher var?
3600 dükkanında, 97 farklı mamul satılsa da Kapalıçarşı öncelikle kuyumculuk demek...
Gelen turistler vitrinleri boydan boya kaplayan altınları ve değerli mücevherleri ilk gördüklerinde gerçek olduğuna inanmakta zorlanıyormuş.
Peki ekonomik olarak ne kadar değeri var Kapalıçarşı’daki altın ve mücevherlerin toplamının.
Ekonomistlerin hesaplarına göre; Çarşıdaki bütün kuyumun değeri 8.5 milyar dolar değerindeymiş...
Esnafın efendiliği
Kapalıçarşı esnafı çok değişmiş, kolundan tutup dükkana zorla sokan, turiste zorla mal satmaya çalışan esnaf çoktan gitmiş...
Yerine işinin ehli, kendine güvenen, ne yaptığını bilen bir esnaf gelmiş...
Kulağımızda rehberimizi duyacağımız kulaklıklar, ellerimizde haritalarla çoğu yerde yabancı turist kafilesi sanılmamıza rağmen tek bir esnaf satış tacizine kalkışmadı.
Gezinin sonunda Kapalıçarşı esnafının efendiliği ve centilmenliğine şapka çıkardık...
Paha biçilemez İstanbul
Mastercard’ın dünyanın önde gelen şehirlerinde yaptığı bir proje bu...
Mastercard sahipleri Paha Biçilemez İstanbul sitesine girip, bu turlara katılabiliyorlar.
Kapalıçarşı’dan önce Balat, Kuzguncuk, Çukurcuma turları da yapmışlar.
“Beni neden daha önce çağırmadınız” dedim... “Hepsine çağırdık ama maillerinize bakmıyorsunuz Cengiz Bey” dediler.
“Peki, bundan sonraki her tura en önce benim adımı yazın” dedim.
Çünkü gerçekten paha biçilemez bir şehir bu.
Bu da rehberimiz
Saffet Emre Tonguç tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel bir rehber...
İstanbul üzerine yazdığı kitapları daha önce okumuştum. Mastercard’ın düzenlediği Paha Biçilemez İstanbul turlarında da rehberlik yapıyor.
Türkiye’ye gelen pek çok ünlünün de rehberi o...
Anlattığı hikayeler, verdiği bilgiler eşliğinde Kapalıçarşı ve etrafını gezmek keyifti...
Birkaç isim, birkaç not
Takı tasarımı yapmaya niyetliyseniz Hraç Aslanyan’ın adını not edin. Mahreç Sanat Evi’nde dersler veriyor.
Tasarımcı Arman Suciyan’la tanıştım. Kraliçe’ye ve ünlülere tasarımlar yapan İngiltere’nin en önemli tasarımcısı Stephen Webster’le çalışmış uzun yıllar. Suciyan’ın uçmuş bir tasarımcı...
Ayaküstü takılacaksanız Dönerci Şahin Usta’yı, restoran ararsanız Aslan Restoran’ı ıskalamayın...
Şehrin son gramofoncusu Mehmet Usta’ya uğrayın, keyfi yerindeyse belki taş plaktan Müzeyyen Senar çalar size, Kapalıçarşı’yı daha çok seversiniz...
İsmail Yiğit Louis Vuitton’a İznik çinisinden yemek takımı yapış bir tasarımcı. Tabaklara dokunmaya kıyamazsınız.
Paylaş