Her yıl 4 Temmuz’da aynı haberler; “Kemal Sunal ölüm yıldönümünde yalnız kaldı, kabri başındaki anma törenine sadece ailesi katıldı...”
Ya ne olacaktı? Binlerce insanın gelmesini mi bekliyorsunuz? “Ama cenazesine 5 bin kişi katılmıştı, ölümünün 10’uncu yılında mezarı başında 5 kişi vardı...” 10 yıl geçmiş, cenazeye katılan 5 bin kişinin yarısı bile ölmüştür yahu... Kızıyorum bu haberlere... Bu tür başlıklarla öncelikle Kemal Sunal’a ayıp ediliyor. Çünkü bu haberler sanki usta oyuncu unutulmuş, kimse Kemal Sunal’ı hatırlamıyormuş havası yaratmaktan başka işe yaramıyor... Oysa 10 yıl değil 100 yıl geçse de, mezarı başına kimse gitmese de Kemal Sunal bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük komedyeni olmaya devam edecek. Söyleyin bana Recep İvedik’miş, Yahşi Batı’ymış, hangisi Hababam Sınıfı’nın yerini tutar? Mezarı başında 5 kişinin olması Kemal Sunal’ın değerinden hiçbir şey kaybettirmez. Çünkü Kemal Sunal o mezarda değil, 80 milyonun kalbinde gömülü. Böyle haksız başlıklara öncelikle Ezo’yla Ali’nin itiraz etmesi lazım...
Tebrikler Mehmet
Dünyanın en önemli spor etkinliklerinden Fransa Bisiklet Turu cumartesi başladı. Yeni spor müdürümüz Mehmet Arslan nasıl görmüş diye açtım Hürriyet’in spor sayfasını; Çetin Cem Yılmaz imzalı nefis bir haber... Fransa Bisiklet Turu nedir ne değildir, parkurlar, yarışçılar, mayoların anlamı... Fransa Bisiklet Turu’yla ilgili ne ararsan var... Okuyanın Fransa Bisiklet Turu’yla ilgili kafasında soru işareti kalmaz. Bir sayfa çevirdim; NBA’de Lebron James’e 1 milyar dolarlık transfer teklifiyle ilgili Twitter dedikodularından Obama detayına kadar Bülent Çaltı imzalı dört dörtlük bir haber... Bir gün önce 5 büyüklerin hocalarını 9 kategoride değerlendiren bir derleme... Batı medyasında gördüğümüz türden kısa bilgiler içeren ‘oyuncaklı’ bir haber. Hıncal Uluç puanlamayı beğenmemiş, olabilir önemli olan haberi ele alış şeklinin doğru ve yaratıcı olması... Spor sayfası dediğin işte böyle olmalı. Dünyanın bütün spor olaylarına penceresi açık, bilgi veriyor, okuması eğlenceli, sayfa tasarımı baktırıyor. Tebrikler Mehmet...
Kupanın felaketi: Ömer Üründül
Ömer Üründül’ün en büyük özelliği, yazı yazdığı gazeteden ve yorumculuk yaptığı kanaldan para almamasıdır. Almasına da gerek yok, çünkü paraya ihtiyacı yok. Ata İnşaat’ın sahibi, Burger King’in yüzde 30 ortağı... Spor yazarlığını ve yorumculuğu hobi olarak yapıyor. Çalıştığı kurumdan tek istediği, yurtdışı maçları için business uçak biletidir. Yıllardır “Ömer Üründül’den başka yorumcu mu yok” diye bağırıp duruyoruz ya, işte cevabı burada saklı... Gazeteler ve kanallar için maliyetsiz bir ‘çalışan’ olduğundan, yıllardır büyük organizasyonlarda Ömer Üründül’ü dinlemeye mahkum oluyoruz. Tamam, futbol onun hobisi... Gençliğinden beri kendi parasıyla yurtdışı maçlarına gidiyor. Yıllardır parasıyla köşe bulduğu televizyonları ve gazeteleri vitrini haline getirdi. İstediği gazetede yazsın, ona itirazım yok. Kaldı ki bu kadar sıradan futbol yazarı arasında köşe yazarı olarak fena da sayılmaz. Ama yorumculuk da yapma be abi... Biz hamburger yapmaya kalkıyor muyuz? Heyecanın yok... Enerjin yok... Maça kattığın tek bir ekstra bilgi yok... Peki TRT’ye ne demeli? Milyonlarca lira harcadığı Dünya Kupası yayınlarına yorumcu olarak sadece para almadığı için Ömer Üründül’ü tercih ediyor... Dünyanın futbolunu bilen bu kadar genç yorumcu varken, maçın bütün heyecanını öldüren yorumcularla yola çıkmak niye? Her şeye para harcayan TRT, bir yorumcuya mı harcayamıyor? Bu Dünya Kupası üç felaketle hatırlanacak; Vuvuzela gürültüsü, Ömer Üründül ve hakem hatalarıyla...