Paylaş
İlk kez sokaklarında gezdim, ilk kez insanlarıyla sohbet ettim...
Üstelik bunu Urla’nın belediye başkanı Sibel Uyar’la birlikte yaptım...
Başkan’ın davetlisi olarak hem hafta sonu yapılan 2. Enginar Festivali hem de Urla şarap üreticilerinin oluşturduğu Bağ Yolu projesinin tanıtımı için geldim Urla’ya...
Bayıldım bu kasabaya...
Urla’nın nasıl yükselen bir lokasyon olduğunu gözlerimle gördüm...
Enginar festivalinin ikincisi yapılıyor ve herkes çok mutlu.
Hem üreticisi, hem dükkan sahibi, hem de tüm yaşayanlar...
Geçen yıldan bu yana enginar üretiminde yüzde 30 sağlanmış...
8000 dönüme ulaşmış enginar dikili tarım arazisi...
Sanat Sokağı’nda kurulan tezgahları Başkan Uyar’la birlikte gezdik...
Kadınların kasabası burası...
Birbirinden güzel dükkanların işletmecileri, kafelerin sahipleri, tezgahlarda ürettiklerini satanlar hep kadın...
Kadın başkanlarını da çok seviyorlar...
İstanbul’dan gelen de, İzmir’den gelip yerleşen de “Urlalıyım” diyor kendine...
Zaten doğma büyüme Urlalı olan Başkan Uyar’ın da en gurur duyduğu şey bu, “Biz köylüyüz... Biz buralıyız... Ama yerel insanımızın da sonradan gelenin de ortak noktası Urlalı olmayı ve burada yaşamayı sevmeleri” diyor...
Urla’da yaşamak...
Urla’nın yüzölçümü 800 kilometrekarelik bir alana yayılıyor...
Böyle büyük bir yerleşim alanını yöneten Sibel Uyar, 2009’da meclis üyesi olarak girmiş belediye yönetimine...
2014’te de CHP’nin 12 aday adayı arasından sıyrılıp Belediye Başkanlığı’nı kazanmış...
2 yılda kültür-sanat adına büyük işler yapmış...
Doğudan gelen kadınların üretim yapıp, para kazanabilecekleri Bizim Ev projesini kurmuş...
Kadınların seramik, heykel, resim yaptıkları atölyeler oluşturulmuş...
Urla Devlet Tiyatrosu açılmış geçen yıl...
2 köy tiyatrosu kurmuş, köy meydanlarında oyunlar sahneliyorlar...
“Şimdi en büyük hayalim Cumhurbaşkanlığı Senfoni’yi Urla’ya getirip konser verdirmek... Onu da yapacağım” diyor...
Urla’da hayatı kadınlar sürüklüyor, kadın başkanlarıyla çok güzel işlere imza atıyorlar...
Urla’ya gidip de hayran olmamak mümkün değil...
İnsana “Ben burada yaşarım” hissiyatını veriyor İzmir’in kadın eli değmiş bu en güzel kasabası...
Sadece bu kadar değil Urla’da yaşanan güzellikler, Bağ Yolu projesini de yarına anlatacağım...
Tarkan’a yakıştı mı bu...
Dün bütün gazetelerde Tarkan’ın sözlendiği haberi vardı...
Ama sabah erken saatlerde öğrendik ki sözlenmemiş, evlenmiş Tarkan...
Tarkan’a yakışmadı dediğim de tam da bu...
Koskoca Türk medyasını kandırdı, yalan attı, ters köşeye yatırdı Tarkan...
Pazar günü söz yemeği olarak medyaya duyuruldu, ailelerin tanışacağı, söz kesileceği yönünde bilgi paylaşıldı... Bütün gazeteler de böyle verdi haberi...
Ama pazartesi sabahı çiftin düğün fotoğrafları paylaşıldı, meğer evlenmişler... Peki bu kandırmacaya neden ihtiyaç duyuldu?
Ne gerek vardı bütün gazetelere yanlış haber yaptırmaya?
Düğünden fotoğraf paylaşmayacağız de, tören yapmayacağız de, gazetecilere poz vermeyeceğiz de...
Herkesten gizli, saklı düğün yap...
Bunların hepsini anlarım ve saygı gösteririm...
Ama gazeteciler öğrenmişken ve sormuşken düğün yaptığını saklamak niye? Tarkan cephesinden medyaya “Evlendi” diye doğru bilgi verilse ne değişirdi?
Gazeteler doğru bilgiyi okurlarına aktarırdı...
Ama Tarkan cephesine ısrarla sorulmasına rağmen, “Hayır düğün değil, bu bir söz yemeği” yanıtı alındı pazar günü...
Pazartesi sabahı gazeteler sözlendi haberiyle çıkarken, küt düğün fotoğrafları servis edildi...
Hepimizle dalga geçer gibi...
Central Park sevdası...
Emlak sektöründe birden Central Park sevdası ortaya çıktı...
İki büyük emlak yatırımcısı Central Park söylemi üzerinden pazarlıyor yeni projelerini...
Sinpaş GYO, “Kraliçeleri bile kıskandıracak yaşam” sloganıyla Queen Central Park’ı anlatıyor...
Kraliçenin benzerini bile getirdiler İstanbul’a...
Diğer tarafta Ali Ağaoğlu, Central Park Bakırköy projesinde sincapları besliyor...
Bizim emlak yatırımcıları Venedik’i de ayağımıza getirmişlerdi daha önce, Miami’yi de... Şimdi Central Park da geliyor...
Bu gidişle dünyayı gezmemize hiç gerek kalmayacak!
100 yaşında dergi
Vogue dergisi haziran ayında 100’üncü yaşını kutlamaya hazırlanıyor...
Moda ve kadın dergisi olarak dünyanın en kült markalarından biri bu dergi... İşin ilginç yanı Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın İngiltere Vogue’un 100. yıl sayısına kapak olmayı kabul etmesi... Vogue önceki gün kapak fotoğrafını medyayla paylaştı...
34 yaşında iki çocuk annesi düşes, şapkası ve spor giyimi tercih ettiği pozlarıyla çok konuşulacak...
Böylece Leydi Diana’nın yerine Kate’i koyan İngiliz medyası bir eksiği daha tamamlamış oldu... Çünkü Leydi Diana da 1991’de Vogue’a kapak olmuştu ve hayatı boyunca üç kez derginin kapağını süslemişti...
Şimdi 100. yıl bahanesiyle Kate Middleton kapak...
Düşesin sözcüsü, “Cambridge düşesinin moda-magazin yıldızı olmak gibi bir düşüncesi olmadığını...
Bu kapakta yer alarak dünyanın en köklü ve saygın dergisi olan Vogue’un bir asırdan bu yana aynı düzeyli yayın çizgisini sürdürmesine destek vermeyi amaçladığını” açıkladı.
Derginin 100. sayısı 10 milyon adetten fazla basılacak...
Paylaş