Kadınlar başrolde erkekler figüran!

GQ dergisi “Yılın erkekleri” ödüllerini dağıttı ama kadınlar başroldeydi...

Haberin Devamı

Ödüllerin adı “Men of the Year” olmasına rağmen, kadınlara da ödül verilen kategoriler vardı.
Gazetelerde “Yılın erkekleri ödüllerini aldı” başlığıyla yer aldı bu ödül gecesi...
Altında da boy boy;
Beren Saat’in göğüs dekoltesi...
Bergüzar Korel’in sırt dekoltesi...
Burcu Esmersoy’un kırmızı elbisesi...
Tülin Şahin’in beyazlar içindeki görüntüsü...
Sezar’ın hakkı Sezar’a... Dördü de çok güzel görünüyordu.
Güç bela aradım buldum fotoğraflarını; meğer yılın erkekleri Drogba ile Kenan İmirzalıoğlu’ymuş...
İşin doğası budur işte... Erkeklerin ödüllendirildiği geceye bile kadın güzelliği damga vurur...
Kadınlar konuşulur, kadınlar öne çıkar...
Erkekler bu hayatta hep figüran!

Şehirdeki klasik...

Etiler’deki Harvard Cafe açılalı tam 18 yıl olmuş...
O zamanlar şehirde böyle şık ve tarz cafe-restoranların sayısı fazla değildi...
Harvard Cafe ilklerden biriydi...
Ve herhalde tarzını, konseptini değiştirmeden de ayakta kalınabileceğini kanıtlayan çok az mekandan biri...
18 yıldır hala popüler, 18 yıldır kalitesinde en ufak bir değişiklik olmadı...
Bu yüzden de İstanbul’un az sayıdaki klasik mekanlarından biri haline dönüşmüş durumda...
Peki nereden çıktı bu Harvard güzellemesi şimdi?
Bir süredir ofis olarak Harvard’ı kullanıyorum da ondan...
Haftanın 2-3 günü sabah 09.00’da ben açıyorum dükkanı!
Şaka yapmıyorum, kızımı okula bırakıp Harvard’a geçiyorum.
Dışarıda kar, şömine başına oturup kahvaltımı ediyorum, gazetelerimi okuyorum, yazılarımı yazıyorum, toplantılarımı yapıyorum...
Tam öğle yemeği için masalar dolmaya başlıyor, mekanda oturacak yer kalmıyor ben kaçıyorum...
Kızımı okuldan almaya...
Bu aralar Harvard’ı çok seviyorum...

Haberin Devamı

Star şansı...

Kimileri Türkiye Kupası’nı alıyor, daha 5. turda Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor elenip, elde yayınlayacak maç kalmıyor...
Kimileri Şampiyonlar Ligi maçı kar nedeniyle iki güne yayılınca, bir maçtan iki günü kurtaracak reyting çıkarıyor...
Buna olsa olsa ‘Star’ şansı, ‘atv’ bahtsızlığı denir...

Emrah’a film önerisi

Emrah’ın “Gelmeyen Bahar” gibi filmler çekmesine gerek yok, gişe rekorları kıracak senaryo gözünün önünde duruyor haberi yok...
“Gelmeyen Bahar” diye bir film çekti Emrah, ilk yönetmenlik denemesiydi...
2013 Mart’ında vizyona girdi film, sadece 21.688 kişi izledi...
Büyük zarara uğradı.
Oysa bir baba-oğul hikayesi çekse yüzbinlerce kişi tarafından izlenir.
Ben sinopsisi yazayım kendisine:
Ünlü bir şarkıcının, bir hayranından istenmeyen bir oğlunun olmasıyla başlar hikaye...
Şarkıcı, çocuğun velayetini aralarında yaptığı uyduruk bir sözleşmeyle kuzenine devreder...
Çocuğa anne tek başına bakar, şarkıcının kuzeni yardım eli uzatır...
Tam bu arada babaanne devreye girer, henüz 6-7 yaşında olan çocuğu bir daha hayatlarına girmemesi için her şeyi yapar...
Yılar sonra baba-oğul bir araya gelirler. Tam mutlu son derken babanın çocuğa “miras haklarından feragat ediyorum” kağıdını imzalatmak için oğluyla bir araya geldiği ortaya çıkar...
Çocukla, babanın yolları tekrar ayrılır, çocuk fırıncıda çalışmaya başlar...
Bu haber gazetelerde çıkınca çocuk işinden de olur... Bu arada şarkıcı baba internet medyasına milyon dolarlar yatırmaktadır...
Vesaire, vesaire...
Emrah bu hikayeyi alıp film yapsa “Gelmeyen Bahar”dan kat be kat seyirciyi sinemaya çekeceğini garanti ederim. Filmin başına şu notu düşmek kaydıyla:
“Anlatılan olaylar ve kişiler tamamen hayal ürünü olup gerçekle hiçbir ilgisi yoktur...”

Yazarın Tüm Yazıları