Paylaş
Etraf korumalardan, güvenlikten geçilmiyor...
“Nedir bu” deyince nedenini öğrendim; İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani otelde kalıyormuş...
13. İslam Zirvesi için İstanbul’a gelen 56 ülke temsilcisi, Taksim ve Boğaz’daki otellere yerleştiği için günlerdir eve gidip-gelemez olmuştuk zaten...
İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise “Yüzde 100 Türk oteli istiyorum” diyerek uluslararası büyük otel zincirleri yerine CVK’yı tercih etmiş...
Buradaki Başkanlık Süiti’ne yerleşmiş...
Başkanlık Süiti deyip geçmeyin, daha önce gezmiştim...
Odanın camları roketatar mermisine dayanıklı, duvarları çelik zırhlı, 850 metrekarelik, Boğaz manzaralı deli bir şey...
“Dünyanın en güvenli başkanlık süiti” deniyor bu oda için...
İşte bu odaya yerleşmiş Ruhani ve görüşmelere buradan gitmiş...
Üst düzey güvenlik olsa da o akşam yemeğinde Ruhani’nin menüsünün ne olduğunu öğrendim...
Asla sütlü ve kaymaklı yiyecekler tüketmiyor Ruhani...
Tatlı yemiyor...
Yemekleri az tuzlu tercih ediyor...
Benim otelde derbi izlediğim çarşamba akşamı Ruhani’nin menüsü şöyleydi:
◊ Safranlı İran pilavı...
◊ Kubile (kebap)...
◊ Ceviz ve nar ekşili soslu köfte...
◊ Yoğurt ve meyve salatası...
Öğle yemeği menüsünde ise; kuşbaşılı patlıcan yemeği, tavuk şiş, pilav, yoğurt ve meyve salatası vardı...
Buradan hareketle Ruhani’nin pilavsız öğün geçirmediğini söyleyebiliriz belki...
Magazin ve klasik müzik
Sinan Akçıl, babası Saim Akçıl’ın Nişantaşı Üniversitesi Oda Orkestrası’yla verdiği konser için “Magazin basınına klasik müzik dinleterek tarihe geçmiş olabilirim” dedi...
Yani magazin basını Sinan’ın babası olduğu için Saim Bey’i takip etti...
Böylece klasik müzik dinlemiş oldu...
Aslında klasik müzikten falan anlamaz magazinciler!
Bunu demeye getiriyor...
Sevgili Sinan sana şunu söyleyeyim; ülkede yıllardır klasik müzik konserlerini takip edip haber yapan sadece magazincilerdir zaten...
Yurtdışından gelen ünlü klasik müzik sanatçılarının konserlerini, Türk klasik müzik sanatçılarının haberlerini hep magazin sayfaları yapar...
Sadece klasik müzik haberlerini de değil...
Sinemayı, tiyatroyu, güzel sanatları, galaları, sergi açılışlarını, edebiyatı, kitap lansmanlarını hep magazin sayfalarından okursun...
Bizim için magazin sadece ünlülerin hayatı değildir...
Bunların hepsinin toplamıdır...
Dolayısıyla bundan sonra magazincileri klasik müzik konserlerinde görürsen şaşırma...
Emrah haklı...
Emrah, şarkılarını müzik ve yetenek yarışmalarında izinsiz kullanan Acun Ilıcalı’ya dava açmış...
344 bin lira tazminat talep etmiş...
“Bu sadece benimle ilgili bir konu değil.
Benim dışımda onlarca besteciye saygısızlık yapılıyor, hakları ödenmiyor, isimleri dahi yazılmıyor.
Bu hukuksuzluğa dur dedik.
Televizyon yapımcıları programlarında kullandıkları müziklerin telif haklarını ödemeyi öğrenmeliler. Şarkılar olmasa neyle program yapacaklar” dedi Emrah...
Bu konuda yüzde 100 haklı...
Çünkü TV8’in telif konusunda sabıkalı olduğu tüm müzik piyasası tarafından bilinen bir gerçek...
Daha önce de Mehtap Ar, “Annemin hakkını yedirtmem” diyerek sesini yükseltince Aysel Gürel şarkıları için kendisine ödeme yapılmıştı...
TV8’e telif konusunda açılan davalar Danıştay’a taşınmış durumda şu anda...
Eğer Danıştay nihai kararını sanatçılar yönünde verirse Acun, geçmişe de dönük milyonlarca liralık telif ödemesiyle karşı karşıya kalacak...
Emrah bu haksız duruma itiraz ederek sesini yükseltti...
Bu işin arkası
gelecektir...
Zuhalci mi, Sedacı mı yoksa Esracı mısınız?
RTÜK’e gerek yok, evlilik programları kendi kendini yok edecek diyorum ya, görünen o ki yok etmekle kalmayıp rezil de olacaklar aynı zamanda...
İşin ilginci olayın içine medya dengeleri de karışmaya başladı...
Her konuda olduğumuz gibi bu konuda da keskin şekilde ayrılmayı başardık...
Çünkü bir tarafta Fox TV’nin evlilik programı Zuhal Topal...
Diğer tarafta atv’nin evlilik programı Esra Erol...
Öte tarafta da Zuhal Topal’la kavga ettiği için Esra Erol’la doğal ittifak yapan Star TV’nin Seda Sayan’ı var...
Üç kadın arasında kalan Seda’nın partneri Uğur Aslan’ı hesaba katmıyorum...
Şimdi dengeler böyle olunca konu “evlilik programı” tartışmasından çıkmaya başladı...
En son Fatih Portakal’ı olaya karıştırıp, Zuhal Topal ve eşiyle birlikte damat adayını tehdit ettikleri, damadın Seda aleyhindeki konuşmalarını zorla kaydettikleri iddiasını ortaya attılar.
Gündüz kuşağı reyting rekabetinden medya kavgasına, Portakal’ın adının karışmasıyla da siyasi bir boyuta doğru ilerliyor konu...
Kamuoyu da üç isim arasında hangisinin haklı olduğuna karar veremiyor...
Hiç zorlamayın, veremezsiniz zaten...
Çünkü üçü de aynı işi aynı şekilde yapıyor ve üçünün de birbirinden farkı yok...
Bu yüzden bana Zuhal mi, Seda mı, Esra mı diye sorsanız yanıtım açık; hiçbiri değil...
Hepsine kocaman bir sıfır...
Paylaş