Paylaş
Dizinin kostümlerinden sorumlu Tülay Ergildi 24 yaşındaydı, makyöz Zehra Sezgin 20...
Bu ölümlerden dizi ekiplerini 7 gün 24 saat çalıştıran, insanları sabahın köründe sete koşturup gece yarılarına kadar mesaiye devam ettiren sistemi yaratan herkes sorumludur.
Ne Sonbahar dizi, ne yapımcı ne de dizinin kanalını suçluyorum.
Bugün Sonbahar’da yaşanan ölümler yarın Kurtlar Vadisi’nde yaşanır, öbür gün Yaprak Dökümü’nde, bir başka gün Avrupa Yakası’nda...
Dünyanın hiçbir yerinde her hafta 90 dakika dizi yetiştirme telaşı, setlerde böylesine delice bir koşuşturmaca yok çünkü... Bu sürede dizi çekebilmek için setlerde binlerce insan inanılmaz bir tempoda çalışıyor. İşleri en hafif olan yine oyuncular ki onlar bile 6 gün sette, bir gün dublajda 7 gün çalışıyorlar.
Asıl yük ise ışıkçıda, kameramanda, set işçisinde, işte kaybettiğimiz kostümcüde, makyözde...
Onlar çekimlerden saatler öncesinden gelip seti hazırlamakla yükümlüler, çekim bitip herkes gittiğinde de de seti toparlamakla...
Yani bitmeyen bir mesai...
Buna can mı dayanır?
Dayanmadı işte!
Çekimden eve dönerken, belki yorgunluktan, belki uzun mesaiden, belki bir an önce eve gidip dinlenme telaşından, belki şoförün yeniden sete dönecek olmasından dolayı korkunç kaza yaşandı.
Şoför hızla emniyet şeridine girmiş, park halindeki kamyona çarpmış.
Belli ki bir acele var, bir yerlere yetişme telaşı var. Her hafta 90 dakika dizi yoksa başka nasıl biter?..
Dizi çalışanları örgütlenmez, bu insanüstü çalışmaya kimse tepki göstermez, yapımcılar 90 dakikalık sisteme itiraz etmezse daha çok ölümler yaşarız setlerde...
Kılıçdaroğlu ve gençler
Genç Bakış’tan ilginç bir Kemal Kılıçdaroğlu anektodu;
İTÜ’lü öğrencilerden biri, “CHP’nin İstanbul adayı olarak görmek isteriz sizi” diyor. Salonda bir alkış...
Tam o sırada arka sıralardan bir başka öğrencinin sesi duyuluyor; “Genel başkan, genel başkan olarak”...
Alkışın büyüğü asıl o zaman kopuyor, kampüs yıkılıyor.
Kılıçdaroğlu her zamanki soğukkanlı haliyle;
“Ben genel başkanımdan memnunum” diyerek geçiştiriyor olayı.
O geçiştirdi de bu alkışlar üniversiteli gençlerin Kılıçdaroğlu ve CHP’ye bakışını anlatmaya yetti.
Photoshoplu Obama
Seçim kampanyasında Obama’yı muhteşem pazarlayan ekibi, yeni Başkan olarak da aynı pazarlama taktiklerini sürdürüyorlar.
Bir fotoğrafçının onca güvenliği aşıp da Amerikan Başkanı’nın o fotoğraflarını çekmesi mümkün mü...
Işığın en iyi açıdan geldiği görüntüler, en iyi duruş, Obama’yı taş gibi gösteren fotoğraflar.
Hele Pasifik kıyısında anneanesinin küllerini denize savurduğu bir fotoğrafı var ki, benim diyen moda dergisi fotoğrafçıları çekemez.
Karaya vuran metrelerce yükselmiş dev dalgaların önünde üstü çıplak mağrur duran bir Başkan...
Moda çekimlerinde olur, çekilen yüzlerce kare içinden en iyisi seçilip kullanılır.
Hatta photosop’la üzerinde oynanıp bir-iki düzeltme de yapılır.
Bu fotoğrafların da tesadüfen çekilemeyeceğini, Obama’nın ekibinin Hawaii’de gerçekleşen moda çekiminden en iyi fotoğrafları seçip servis ettiğini düşünüyor mu Başkan’a aşk mektubu yazan kadın köşeciler?..
Paylaş