Paylaş
Her ayın ilk pazar günü Paris’te bütün müzeler ücretsizmiş.
Kültür Bakanlığı bir süre önce Müze Kart çıkararak dikkati müzelere çeken başarılı bir projeye imza atmıştı.
Paris’te yapılan uygulama İstanbul’da neden olmasın...
Halen Türkiye’de pek çok müze ücretsiz ya da çok ucuza girilebiliyor.
“Her ayın ilk pazar günü tüm müzeler ücretsiz” uygulaması sadece müzeciliğe dikkat çekmek için bir kampanyaya vesile olabilir.
Müzeye gitmeme alışkanlığımızın belki bir parça değişmesine katkıda bulunur.
Engin Ardıç’a iyi haber!..
Dün Ali Eyüboğlu’nun köşesinde okudum Türkan Saylan’ın hayatını anlatan Türkan dizisi bitiyormuş, kuşkusuz buna en çok sevinenlerden biri Engin Ardıç olacaktır.
Şimdi oturup “Atatürk rahibeleri” üzerine güzel bir yazı patlatır.
Kemalizm’in bayrak ettiği Türkan Saylan’ın ratingi bile yok diye yazar.
Oradan CHP’li kadınlara çakar...
Huyudur, bir iki de rahmetlinin arkasından sallar...
Oldu, bitti...
Oysa bir dizinin 26 bölüm yayınlanması hiç fena değildir.
Artık en az 3 sezon yayınlanan dizilere alıştığımız için 26 bölümü ‘yayından kalktı’ olarak görüyor herkes.
Dizilerde 13 bölüm anlaşmaları yapılır, Türkan’da da iki 13 bölüm anlaşması yapılmış ve sonlandırılmış.
Yani neredeyse 7 ay, bir sezon boyunca ekranda kalmış dizi.
‘Yayından kalktı’ demek haksızlık biraz.
Ayrıca her dizi Muhteşem Yüzyıl, Fatmagül, Ezel olacak diye bir kural yok ki...
Reyting rekorları kırmasa da ortalamanın üzerinde seyirciye ulaşan, aldığı reytingle kanalı memnun eden diziler de vardır.
Türkan onlardan biridir.
Ama yapımcılara bir önerim var; Engin Ardıç yazmadan ben yazayım.
26 bölüm dizi oldu ama Türkan’dan bir sinema filmi çıkmaz.
Türkan’ın finalini sinemada yapmak gibi bir planınız varmış ama gişede çalışmaz bu proje...
Gişe için Kemalist damara basıp senaryo yazmak zorunda kalacaksınız ki en başta Türkan Saylan’a ayıp, Engin Ardıç’a da fazla malzeme olur bu...
Bırakın tadında kalsın Türkan...
Alkollü sürücüye özel vale hizmeti
Alkol alacaksanız gece dışarı aracınızla çıkmayın, taksiyle gidin...
Zaten otopark ücreti taksi parasına eşit geliyor diye yüz defa yazdık...
Yok illa arabamla giderim diyorsanız ‘alovale’ adıyla yeni bir uygulama başladı şehirde.
Telefon açıyorsunuz, neredeyseniz özel katlanabilir küçük motosikletiyle bir vale geliyor yanınıza.
Motorunu katlayıp arabanızın bagajına koyuyor, sonra sizi arabanızla evinize bırakıyor. Geldiği gibi de motoruna atlayıp gidiyor.
Taksim’den Beşiktaş’a 25, Bebek’e 30 lira...
Etiler’den Kadıköy’e, Moda’ya 40 lira ücret alıyor bu özel valeler. Yani alkollü araba kullanmanın bahanesi kalmıyor artık.
Japon utancı
Japonya’da yaşanan felakete karşı hükümet, sanatçılar, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar olarak ne yaptık, ne yapıyoruz diye günlerdir soruyorum.
Yazdıkça da görüyorum ki bir şey yapmamışız.
Kızılay’ın bir-iki ilanını görmeye başladım gazetelerde.
Bazı okurlar kişisel bağışlar yapmışlar Japon Büyükelçiliği’ne...
Bu yapılanlar, onların bize yaptıkları yanında devede kulak kalır. Türk-Japon Vakfı bir açıklama gönderdi:
Kampanya için resmi izin bile daha yeni alınmış.
İş Bankası’nın bütün şubelerine duyurular asılacakmış.
Gazete ilanları verilecekmiş.
Afiş ve broşür için gerekli çalışmalara başlanmış.
Depremin üzerinden bir ay geçti biz daha broşür bastıracağız. Adamlar bir ayda prefabrik ev kurmuşlardı bize. Yarın İstanbul depremi olduğunda “Yetiş Japonya” demeye utanmayacak mıyız...
Paylaş