Paylaş
“Sevgili Cengiz...
Önceki günkü yazını koğuşumda mahkum arkadaşlarla beraber okuduk.
Öncelikle şunu belirteyim; bir magazin gazetesi yazarının magazinle hiç ilgilenmeyen 22 mahkumun 14 tanesi tarafından tanınıyor ve devamlı okunuyor olması beni bir okuyucun olarak gururlandırdı.
Çifte standart
beni üzüyor
Senin de yazdığın gibi cezaevine girmeme sebep olan borcu kat be kat fazlasıyla ödedim.
İsmini verdiğim tefeci hakkında polis ne mi yaptı? Hiçbir şey. Evet, hiçbir şey.
Borçlarımla alakalı olarak bir adamla yaptığım masum bir telefon görüşmesi yüzünden ‘çete kurmak’ suçlamasıyla dört gün sorgulandım.
Annemin, eşimin, kızımın ve sevenlerimin karşısında elleri kelepçeli bir şekilde adliyeye götürülüp sonra da ‘pardon’ denilerek bırakıldım.
Bu sistem bana bunu yapıyor ama gazetelerde bas bas bağırıp söylediğim tefeci hakkında bir sorgulama dahi yapmıyor.
İşte bu çifte standart beni çok üzüyor.
Peki ben masum muyum? Hayır. Hayır Cengiz, hayır. O kadar da masum değilim. 10 yıldan fazla yönetemediğim ekonomimle, her gün kurtarırım umuduyla yüzde 300 faizlere boğulduğum, har vurup harman savurduğum boş vermişliğim beni bu hale getirdi.
Ben, beni sevenlere ihanet etmiş bir adamım.
Ben halkımı hayal kırıklığına uğratmış bir adamım.
Ben dinleyicimin karşısına ‘Haluk Levent Açık Hava konserlerinde’ veya ‘Haluk Levent, Ergene Nehri’nin yok olmaması için protesto konserinde’ haberleri ile çıkacağıma, borç batağına düşmüş, tefecilerin elinde olan, konserlerine haciz gelen sanatçı haberleriyle çıktım.
Türk halkından
özür diliyorum
Medyadan destek beklediğim yok, sadece çok haber yaptıkları İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davamdan, yine gazetelere konu olan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davamdan ve üç televizyon kanalında haber olan Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davamdan suçsuz bulunup beraat ettiğimi ufak bir satırda da olsa duyursalardı moralim birazcık daha yerine gelirdi.
Bunun gibi dört mahkemem daha var ve hepsinden de beraat edeceğime inanıyorum.
Türk halkından özür diliyorum. Çünkü devamlı borç haberleriyle gündeme geliyorum ama biliyorsun ki bu benim elimde değil.
Gazetecileri suçlamıyorum. Onlar da önlerine benimle ilgili bir borç haberi geldiğinde haber değeri olduğundan es geçemiyorlar.
Dediğin gibi yeni albümümle belki borçlu ama ayakta dimdik duran bir Haluk Levent profiliyle karşılaşacaksın. Yeni şarkılar benim de özlediğim Akdeniz esintisini İstanbul’un açık havasıyla buluşturacak.
Cezaevinden tüm gazetenizin emekçilerine sevgilerimi sunuyorum.
Haluk Levent”
Böyle kal
Tarkan’dan istediğimiz tam da buydu; eğlenceli şarkılar yapması, peşine de romantik birkaç şarkı patlatması.
Tıpkı eski günlerdeki gibi.
Hayranları ondan ne elektronik parçalar yapmasını ne İngilizce şarkılar söylemesini istiyor... Başta kadın hayranları olmak üzere herkesin özlediği Tarkan buydu.
Kayıp tam damardan bir Tarkan şarkısı, bence albümün de en iyisi... Ben ikinci sıraya arabesk ezgiler taşıyan Adımı Kalbine Yaz’ı koydum.
Hemen ardından, “Ben aklımı senle bozdum hiç kimseyle işim olmaz” diyen Yıldız Tilbe şarkısı geliyor.
Sevdanın Son Vuruşu’ndan daha iyi şarkılar var albümde iddiası da doğru çıktı, Sevdanın Son Vuruşu benim listemde dördüncü sırada...
Öp hiçbir zaman Yakalarsam olmaz ama yine herkesi oynatacak, eğlenceli bir Tarkan şarkısı olmuş...
Acımayacak da genç Tarkan hayranlarını vuracak bir şarkı, benim listemde altıncı sırada.
Ben eski Tarkan’ı geri getirdiği için bu albümü çok sevdim.
Zaten uzun süredir hayranları Tarkan’a yine bir Tarkan şarkısıyla sesleniyordu;
“Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin”...
Demet’e not
“Bunların ayrılıkları, kavgaları TV programının reklamını yapmak için” diye yazınca Demet Akalın bana mesaj göndermişti.
Diyordu ki, “Allah bilir sen boşanmayı da şov zannediyorsundur”...
Yani ‘kavga gürültümüz gerçek, boşanıyoruz’ demeye getiriyordu.
Ne oldu? Şimdi boşandığı eşiyle yeniden bir araya gelmiş...
Ben bu meslekte 22 yılda şunu öğrendim Demet’cim;
Bu alemde her şey reklam olabildiği gibi, reklam dediğin şey de hiçbir şey olmayabilir.
Paylaş