Suç işlemek için seri katil olmaya gerek yoktur. Hele ki işin içine bir kadınla bir erkek girdiyse, üstelik evlilerse, ortada yeteri kadar suç bulmak hiç de zor değildir.
Haluk Bilginer ve Vahide Gördüm’ün iki kişilik oyunu Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler bu noktadan yola çıkıyor.
Oyunun bu sezonki bütün biletleri satılmış, 2008-2009 sezonu biletleri satışa çıkarılmış durumda.
Peki kapalı gişe oynayacak kadar muhteşem bir oyun mu?
Yoksa salon küçük olduğundan mı bilet bulunamıyor?
Bana kalırsa ikincisi!
Haluk Bilginer gibi üst düzey bir oyuncu, 210 kişilik bir salonu hareketsiz dursa doldurur.
Cimri az mı izlenmişti ya da Dolu Düşün Boş Konuş...
Oyundan sonra kitabını da okuduğum Cinayetler kadın-erkek ilişkisi üzerine muhteşem bir tekst değil ama bu tekstten çok iyi malzeme çıkarmış ekip.
Vahide Gördüm’ün performansı Haluk Bilginer’i bile sollayacak türden.
Belki de Gilles, Bilginer’in çok rahat çıkardığı bir rol olduğu için bize öyle geldi.
Ama ikisi de sahnede inişleri çıkışlarıyla, sessiz oyunlarıyla çok iyi bir uyum içindeler.
Benim perde arkasından merak ettiğim bir şey var; bu oyunu çalışırken Vahide Gördüm mü yoksa Haluk Bilginer mi kumarda daha çok kaybetti...
Geçtiğimiz eylül ayında şampanyalı kutlamalarla başlayan provaların (oyun 4 Ekim’den bu yana sergileniyor) vazgeçilmez kağıt oyunu King’miş.
Bilginer’in iyi bir King oyuncusu olduğu söyleniyor.
Yenilenin kitap kaybettiği bu King partileri, zaman zaman da Sayısal Loto ve 10 Numara kuponları üzerine oynanıyormuş provalarda.
Oyunun dekorunda tavana kadar uzanan ve 49 kutudan oluşan dev kitaplıktaki kitaplar da bu King partilerinde kaybedenlerin kitaplarıymış...
Böyle neşeli geçen provalardan sonra böyle iyi bir oyunun çıkması kaçınılmaz herhalde.
Cumhuriyet gençleşmeli
İlhan Selçuk’un gözaltına alındığı gün tesadüfen Cumhuriyet gazetesinin önünden geçiyordum...
Tesadüfen de gazetenin önünde yapılan protesto gösterilerine tanık oldum.
Bir şey çok dikkatimi çekti.
Akşam haber bültenlerinde Cumhuriyet önündeki eylemi özellikle takip ettim, acaba yanılıyor muyum diye...
Hayır, yanılmamıştım!
Cumhuriyet gazetesinin önünde protesto gösterisi yapanların yaş ortalaması 50-60 civarındaydı.
Kalabalığın arasında tek tük gençler vardı.
Nüfusun yüzde 38’inin 22 yaş altı olduğu Türkiye’de, Cumhuriyet’in önünde toplanan kalabalığın yaş ortalaması 55...
Türkiye’de her marka gençleri hedefliyor, yapılan her projeksiyon gençlere yönelik ama Cumhuriyet’te tam aksine bir manzara var.
Cumhuriyet hızla gençleşmeli...
İlhan Selçuk Les Ottomans’ta
Serbest bırakıldıktan sonra dinlenmek için gitmedi canım, gözaltına alınmadan önce İlhan Selçuk’un son gittiği yerdi Kuruçeşme’deki Les Ottomans oteli...
Sabaha karşı 04.00’te yatağından kaldırılmadan iki gece önce Les Ottomans’ta Canan-Mehmet Barlas çiftinin 40’ıncı evlilik yıldönümü kutlamasındaydı.
Gecede sahneye çıkıp uzun bir de konuşma yaptı, Barlas ailesiyle ilişkisiden, dostluklardan, evlilikten bahsetti.
Gecede Ali Sirmen, Çetin Altan gibi ustalarla yan yana oturdu.
İlhan Selçuk bir yana da katılan herkes Çetin Altan’ın gerçek bir stand-up ustası olduğunu söylüyor. Eline mikrofonu alıp sahneye çıkmış ve öyle hikayeler anlatmış ki, herkesi gülmekten yerlere yatırmış Çetin Altan...
Ortaç, Sibel Can, Gündeş ve Gencebay’dan polis şarkısı
Polis haftası kutlamaları bu yıl 1 Nisan’dan itibaren başlayacak.
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah bu yılki kutlamaların daha etkili olması için özel bir komite oluşturdu ve başından beri bütün detaylarla bizzat ilgileniyor.
Bu kutlamalar çerçevesinde bu yıl hazırlanan şarkının sözlerini Ahmet Selçuk İlkan yazdı, Selami Şahin besteledi. Sanat müziği motiflerinde hazırlanan polis şarkısını ise Sibel Can, Orhan Gencebay, Ebru Gündeş ve Serdar Ortaç seslendiriyor.
Burak Hakkı’nın rol aldığı kısa bir film eşliğinde seslendirilen şarkı 1 Nisan’dan itibaren tüm kanallarda dönmeye başlayacak.
Sanatçıların hiçbir ücret almadığı polis şarkısında en farklı ses Serdar Ortaç’ınki olmuş...