Hakaretin bini bir para

İlk final gecesini izleyip Ünlüler Çiftliği için ‘renkli’ dedik ama galiba simsiyah bir renk bu.

Hakaretin bini bir para.

Banu Alkan ve Güllü, mahremiyet falan dinlemeden birbirlerinin canını acıtmak için demediklerini bırakmıyorlar.

Tartışma, bağrışma bu programların tadı-tuzudur ama iş mahalle kavgasına dönüp, belden aşağıya indiği anda itici oluyor.

Pazar gecesi izlediğim bölüm aynen böyleydi.

‘Kadın olsaydın da senin de çocuğun olsaydı...’

‘Kadın olsaydın da terk edilmeseydin...’

‘Senin ne mal olduğunu bütün Türkiye biliyor.’

‘Seni dövmeyeceğim, ellerime yazık.’

Ne şimdi bu?

Yarışmacılar jandarma çağırmayı, evi toplu halde terk etmeyi bile düşünüyorlar ciddi ciddi...

Ferhat Güzel’in de bu ikiliden aşağı kalır yanı yok. Tuğba Altıntop’tan sonra Hilal Cebeci’yle yaptığı ağız dalaşında da seviyesizlik vardı.

İlk yarışmaya 10 basar dedik ama çok çabuk çirkinleşti ikinci Ünlüler Çiftliği.

Çünkü işin içine hakaret girdi!

Bu nedenle Hilal Cebeci’nin elendiği bölüme zor katlandım!

TV bombaları

Guinness’e aday
Bu hafta Maraton 8.5 saat sürer herhalde...
Rıdvan Dilmen
(TS-GS maçında tartışmalı pozisyonların çok olduğunu söylerken)

TRT, federasyon anlaşmazlığı

TRT
ile Futbol Federasyonu arasında yayın saati ve günleri üzerine yaşanan tartışma, pazar gecesi Stadyum’un gündemindeydi.

Faik Çetiner, ‘Bugüne kadar hep pazar günleri oynanan derbi maçların günü bu sezon neden değişti’ diye soruyor.

Bu hafta oynanan Trabzon-Galatasaray maçında da aynı problem yaşanmış. Hatta cuma günü oynanacağı açıklanan maç, Çetiner’in devreye girmesiyle bir gün sonraya alınmış.

Maçların 20.00’ye alınması da başka bir tartışma konusu.

Çetiner ve ekibi, bu uygulamaların Stadyum’u baltalamak için yapıldığını düşünüyor.

Bugüne kadar haksız pek çok eleştiriyi göğüslemek zorunda kalan Stadyum’un bu hassasiyeti anlaşılabilir.

Bu hafta Beşiktaş-Fenerbahçe maçı da cumartesi günü oynanacak.

Çetiner maçın gününü değiştirtemeyince Stadyum’un gününü değiştirdi. Bu hafta hem cumartesi hem pazar günü yayınlanacak Stadyum.

Aralığın ortasına kadar da bu uygulama devam edecek.

Ama ben hálá federasyonun bu değişiklikleri neden yaptığını merak ediyorum.

Son ağa Levent Kırca

Geçen gün televizyonda Olacak O Kadar’ın müziğini duyunca bir arkadaşım, ‘Çocukluğumuzun şarkısı’ dedi.

Haksız da sayılmaz, ekranda 15 seneyi devirmiş olması lazım Olacak O Kadar’ın.

6-7 yaşında bu şarkıyı ilk duyanlar (kaldı ki o zamanlar Olacak O Kadar’ın Olacak O Kadar olduğu zamandı), bugün 20’li yaşlarını sürüyor.

Grup Gündoğarken’in ‘Arada bir dilimiz sürçerse affola, tutmasını biliriz de kemiği yok bunun’ dediği şarkı, haliyle birilerine çocukluk şarkısı gibi geliyor.

Televizyonda gezmediği kanal kalmayan yapım bir süredir Star’da yeni bölümleriyle ekranda...

Geçen gün skeçlerine baktım, bildik muhalif çizgisinde bir değişiklik yok.

Şimdi Levent Kırca yeni bir diziyle ekrana geliyor. Ağa Kızı, üniversiteye okumaya gelen kızının peşinden İstanbul’a gelen bir ağanın hikayesini anlatıyor.

Köyden İndim Şehire ya da Şener Şen’in Züğürt Ağa’sı gibi bir hikaye...

Levent Kırca’nın TGRT’ye hazırladığı son dizisi Kendini Bırak Gitsin’den çok daha iddialı bir yapım.

Bu akşam Kırca’nın ağa rolündeki performansını merakla bekliyoruz.

(Kanal D, 20.00)
Yazarın Tüm Yazıları